İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘bilirkişi soruşturmasında’ hakkında 4 yıla kadar hapis ve siyasi yasak istemli açılan dava açılmasına ilişkin konuştu.
Hakkında yaklaşık 25 yıl hapis ve 5 kez siyasi yasak istendiğine dikkat çeken İmamoğlu “Beni siyasette devre dışı bırakma çabası” dedi ve Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı işaret etti. Erken seçim çağrısı yaptı.
İmamoğlu’nun koşmasından öne çıkanlar şöyle:
Yargı sistemimize büyük bir kara leke gibi işlenen bir zaman dilimini yaşıyoruz. Bunu Türkiye’miz birkaç kez daha yaşamıştır. Yakın zamanda Türkiye’de buna benzer karar alma süreçleri yaşanmıştır ama bu kadar pervasız, bu kadar kötü karar alma sürecini, ülkemiz bu denlisini ilk kez yaşıyor.
Şu anda beşinci siyaset yasağı ve 25 yılı aşan hapis cezasıyla yargılanan bir kişi durumundayım. Süreçlerin hiçbirisi bırakın iddianameyi kaleme bile alınacak işler değil. Bu manada meselenin yargıda bu işlerin altına imza atan insanlar olmadığını biliyorum. Beni siyasette devre dışı bırakma çabası gösteren kişinin adı da belli, sayın cumhurbaşkanı.
2019’dan bu yana benzer hamleleri birkaç kez daha denemiştir, normalleştirmiştir. Bakın ben buradayım. Kaybetmenin bile mertliği yaşanır bu minderde. Demokrasi de öyle bir şeydir. Seçim kazanılabilir, kaybedilebilir. Mertliğe davet ettim defalarca ama tercih başka.
Bugün 25 yıla yakın hapis cezasıyla yargılanan ve aynı zamanda 5 kez siyasi yasak getirilmeye çalışan kişi olarak ben diyorum ki tüm bunların arkasında Sayın Cumhurbaşkanı var. Ben demiyorum kendi diyor. Gizlilik kararı olan mahkeme süreçlerinin her bir dosyasını bildiğini kendi iddia ediyor. Heybedeki turplardan kendisi bahsediyor, ceza almalı diyor insanları tehdit ediyor.
Sanatçı, iş insanı kimse konuşmasın istiyor. Böyle bir şey olabilir mi! İstediğimiz şu mertlik, mertliğin yeri de sandık. Sandığa gidilir, oy kullanılır, millet kimi tercih ediyorsa o koltuğu alır, o işin sorumluluğun hakkını verir. Doğup büyüyüp yetiştiği mertliğin simgesi olan semtinin Kasımpaşa’nın adına yakışır davranmaya davet ediyorum cumhurbaşkanını. Biz mertçe mücadeleye hazırız.
Partiye bile göz koymuş durumdalar. Bütün bu süreçleri milletimizin demokrasi aşkıyla adalette ve vicdana olan tutuklusuyla, ben milletimizin adalet duygusuna hâlâ inanıyorum, arkamda duyduğum en büyük gücün de 86 milyon insanımızın o duygularıdır. Bu bağlamda iddianame ve yazılanlar hiç umurumda değil. Vız gelir tırıs gider.
TÜSİAD'a destek verdi
İmamoğlu Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nden (TÜSİAD) gelen açıklama ve açılan sorutşrumayla ilgili de konuştu. Bir gazetecinin "TÜSİAD'ın çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna imamoğlu şöyle cevap verdi:
"Bu ülkede memleketini dert edinen herkes konuşmalıdır. Konuşmak ne zamandan beri suç oldu? Bir dönemde insanlar FETÖ kumpaslarıyla hapse atılıyordu. O zaman da 'Biz nasıl kandırıldık?' diyenler oldu. Şimdi ise aynı yöntemle eleştiren herkese yargı sopası gösteriliyor.
TÜSİAD konuştu, konuşacak da! Başka iş dünyası temsilcileri de konuşacak! Bugün Ekrem İmamoğlu'na yapılan bu yargı tacizi, yarın başka kurumlara, başka bireylere yöneltilecektir. Tüm iş dünyası örgütlerine ve sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum: Eğer bugün haksızlığa ses çıkarmazsanız, yarın aynısı size yapılacaktır. Bu bozuk yargı düzeni sürdükçe herkes tehdit altındadır. O yüzden TÜSİAD bildiği doğruları söyleyecek. Yalan mı konuşalım! Bu ülkede öyle bir söz varsa çöpe attık, yalan söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Kovulmak istemeyen doğruyu söylesin bu ülkede. bu millet cesur olanı sever. Söz söylemede de cesur olmaya davet ediyorum herkesi.
(HA)