*Fotoğraf: Ruken Tuncel / bianet
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında "ihaleye fesat karıştırma" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Saat 14.30'da başlayan duruşmaya İmamoğlu katılmazken, diğer sanıklar Hilal Çuhadar, Fidan Gül, Cem Ülken, Hasan Çetin, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel hazır bulundu. Duruşmaya İçişleri Bakanlığı avukatı Gülnur Kara Kucur da katıldı.
Duruşma kimlik tespiti ile başladı.
Kimlik tespitinin ardından sanıklar, iddianamede yer alan iddialara karşı savunma yaptı.
"Kanuna aykırı hiçbir işlemde bulunmadım"
İlk sözü alan ihale komisyonu ve kontrol heyeti üyesi sanık Hilal Çuhadar, 30 yıllık memuriyet hayatının son 10 yılını Beylikdüzü Belediyesi'nde geçirdiğini söyledi.
Kanuna aykırı hiçbir işlemde bulunmadığını belirten Çuhadar, “Görevimi her zaman layıkıyla yapmaya çalışan bir memur olmuşumdur. Kanuna aykırı hiçbir işlemde bulunmadım. Vicdanen rahatım. İhale kararındaki imza bana aittir. Aleyhime olan suçlamaları kabul etmiyorum. Avukatımla verdiğim savunmaları tekrar ediyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
"İhale alıcısının ihaleye katılma yeterliliği vardır"
İhale komisyonu başkanı sanık Türkan Demirel Dişisağlam da imzanın kendisine ait olduğunu ifade etti ve şunları söyledi:
"İhale dosya açma tutanağının iş deneyimi belgesi olduğunu göreceksiniz. Bu belge, bu davanın şu anda yersiz yere olduğunu gösterecektir.
"Zarflar açıldığında çok sayıda iş bitirme belgeleri, çoklu bir evrak sunulmuştu, orada zarf açma tutanağına da var şeklinde geçti.
İhale alıcısının ihaleye katılma ve alma yeterliliği vardır. TÜRSAB A belgesi sözleşme imzalandıktan sonra olan döneme ait belgedir, ihale için yeterlilik belgesi değildir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum."
"Ekrem Başkan talimat vermedi"
Ardından konuşan ihale yetkilisi olan sanık Fidan Gül ise "komisyonun kararında tüm evrakların tam olduğuna dair belge geldiğinde kendisinin de imza attığını, ihalenin usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiğini" belirtti.
Gül, şöyle devam etti:
"TÜRSAB A belgesi yeterlilik kriteri olarak istenen belge değildir. Zaten yeterlilik belgesi kriteri olarak bu kriteri koyduğunuz takdirde açık ihalelere katılacak firmaları kısıtlayacağı için, yani rekabeti engelleyeceğinden istenmesi doğru değildir. Biz de istemedik zaten. Ekrem Başkan ne bana ne başkasına talimat vermiştir. Asgari ücrette beklenmedik artış söz konusuydu, bu nedenle ek sözleşme tanzim ettik."
"Yönetmeliğe uygun hareket ediyoruz"
19 yıldır Beylikdüzü Belediyesi'nde çalıştığını belirten ihale komisyonu ve kontrol heyeti üyesi Cem Ülken suçlamaları kabul etmediğini belirtti ve "Bu zamana kadar görevimi layıkıyla yaptığıma inanıyorum. Yazılı savunmamda iddianamede belirtilen hususlara dair açıklama yaptık, ekleyeceğim bir şey yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
İhale komisyonu üyesi Mehmet Hepgül de "Hem görevim icabı hem girmiş olduğum ihalelerde kanun ve yönetmeliğe uygun hareket ediyoruz, üzerime atılı suçları kabul etmiyorum" diyerek beraatini istedi.
Sanıkların ardından söz alan İmamoğlu'nun avukatı ise "Müvekkilimi ani program değişikliği nedeniyle hazır edemedik, başka bir diyeceğim yoktur" dedi.
Duruşma 30 Kasım'a ertelendi
Avukatların savunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, İmamoğlu'nun avukatıyla birlikte bir sonraki duruşmada hazır edilmesine hükmetti.
Daha sonra söz alan İçişleri Bakanlığı'nın avukatı da duruşmaya katılma talebinde bulundu. İmamoğlu'nun avukatları "bakanlığın davada zarar gören taraf olmadığını" belirterek talebe itiraz ettiler.
Mahkeme heyeti, Beylikdüzü Belediyesi'ne de "kamu zararı olup olmadığının tespiti" için müzekkere yazılmasına karar verdi ve duruşmayı 30 Kasım 2023 tarihine erteledi.
Duruşma sonrası açıklama
Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, davanın hiç açılmaması gerektiğini belirtti ve “Olmaması gereken bir iddianame ve yapılmaması gereken bir yargılamanın ilk duruşmasından çıktık” dedi.
Davaya dair bilgi veren Günaydın, şöyle konuştu:
“Ekrem İmamoğlu’nun 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın ilk yıllarında ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla bir soruşturma yürütülmüştü. Danıştay soruşturma iznini iptal etmişti, çünkü iddiaların tümü geçerli değildi.
“Buna karşılık 2020 yılından itibaren Süleyman Soylu yönetimindeki İçişleri Bakanlığı’ndan İBB’ye gönderilen mülkiye müfettişleri bu davayı yeni bir forma dönüştürdüler. Hazırladıkları müzekkereyi savcılığa yollayarak incelemesini sağladılar. Bir iddianame düzenlediler ve bugün ilk duruşmasını yaptık. İmamoğlu ile beraber Beylikdüzü Belediyesi çalışanı arkadaşlarımızda yargılandılar”
“Arkadaşlarımız, iddialara yanıt verdiler ve 'herhangi bir kamu zararı da söz konusu değildir' dediler. Ancak buna rağmen olmaması gereken bir yargılama yapıldı."
Ne olmuştu?
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, İçişleri Bakanlığı ihbar eden, Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam ise şüpheli olarak yer almıştı.
İddianamede, 29 Aralık 2015 tarihinde ‘Beylikdüzü Belediyesi Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi' ihalesi sırasında İmamoğlu'nun Başkan olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları belirtilmişti.
İddianamede, kamu kurumu statüsüne haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığı'nın 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden oldukları iddia edilmişti.
Savcılık, İmamoğlu ve 6 isim hakkında “ihaleye fesat karıştırma” suçundan ayrı ayrı 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemişti. İddianamede Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı siyasi yasak olarak bilinen 53. maddesinin uygulanması da talep edilmişti.
(RT/VC)