Yasaların erkekten yana tavır aldığı, Irak Federal Kürdistan Bölgesi'nin ilk kadın dergisi, bir yıldır kadınlara nefes aldırmaya çalışıyor. 34. sayısını çıkarmaya hazırlanan derginin adı Warvîn Kürtçede "ülkede irade" anlamına geliyor.
Dergi Kürtçenin Soranice lehçesinde Arap alfabesiyle, web sitesi ise Kürtçenin Kurmanci lehçesinde Latin alfabesiyle yayın yapıyor.
15 günde bir yayınlanan derginin İmtiyaz Sahibi Erbil'deki çeşitli gazete ve dergilerde yıllarca gazetecilik yapan Lence Ebdulla.
Ebdulla'nın dergiyi kurma fikri, erkek meslektaşları ile arasına konan ayrımcılık ve kadınların yaşadığı sorunlar karşısındaki çaresizliğe tanık olmasıyla oluşmuş.
Tarafsız bir yayın politikası izleyen derginin amacı, kadın hakları, sorunları ve çözüm önerileri konusunda Kürdistan Bölgesi'nde yeni bir algı oluşturmak. Federal Kürdistan Bölgesi hükümeti tarafından finanse edilen Warvîn için 20 kadın 10 erkek çalışıyor.
Lence Ebdulla ile kadın sünneti, kadınların kendini yakması, aile içi şiddet gibi ağır sorunlarla boğuşan Federal Kürdistan Bölgesi'nde kadın olmanın zorluklarını ve Warvîn dergisini konuştuk.
Warvîn dergisini nasıl kurdunuz, o süreci biraz anlatır mısınız?
Warvîn'den önce hem kadın gazeteci olarak ayrımcılığa maruz kalıyor, hem de toplumdaki kadınların durumunu yakından gözlemliyordum. Kadınların yaşadığı sorunları vicdanım kabul etmiyordu.
Federal Kürdistan Bölgesi'nde birçok dergi ve gazete vardı ve hiçbiri kadın sorunu ile ilgilenmiyordu. (Durum halende böyle) Hal böyle olunca bu gidişata az da olsa dur diyebilmek için bir dergi çıkarmaya karar verdik.
Projemizi hazırladık, Başbakanlığa sunduk. Başbakanlık projeyi kabul etti, hem maddi, hem manevi destek vereceklerini söylediler. 1 Ağustos 2009'da yayın hayatına başladık. 15 günde bir yayın yapmaya devam ediyoruz.
Ekibinizi nasıl oluşturdunuz?
Gazetecilik deneyimine sahip bir ekip oluşturma konusunda sıkıntı çektik. Deneyimli kadın gazeteci bulmak daha da zordu. Çünkü Kürdistan Bölgesi'nde kadın gazeteci sayısı hayli az. Var olanlar içinde görüştüğümüz bazı kadın arkadaşlar, bu çalışmanın yürüyeceğine inanmıyordu. Ancak kadın ve erkeklerden bir ekip oluşturmaya kararlıydım. Kabul eden arkadaşlarla birbirimize güven vererek derginin ilk sayısını çıkardık.
Kadın dergisi olmasına rağmen neden bütün çalışanları kadın değil?
Hedefimiz erkekleri de kadın sorunu konusunda bilgilendirmek. Bu vesileyle erkek çalışanlarımıza da kadın sorunu üzerinde düşünme imkanı veriyoruz. Biz kadın sorununun sadece kadının değil, toplumun sorunu olduğuna inanıyoruz. Kadın sorunu varsa, erkek sorunu da vardır.
Ataerkilliğin bu kadar egemen olduğu bir toplumda erkekleri çalışmaya katılma konusunda nasıl ikna ettiniz?
Kadının mevcut durumundan rahatsız olan, insan hak ve özgürlüklerine değer veren, değişime inanan erkek arkadaşları tercih ettik. Bu arkadaşlarımız dergiye olumlu bir katkı sundular. Kadın sorunları, çözümü ve gazetecilik konusunda önemli bir sınav verdiler.
Deneyim kazandılar. Çünkü bölgemizin hiçbir kurum ve kuruluşunda kadın gazeteciliği konusunda eğitim veren, çalışma yürütülebilecek bir alan yok. Maalesef kadın ve erkek meslektaşlarımız böyle bir olanaktan mahrum.
Erkek çalışanlar bu çalışmayı yeterince benimseyebildi mi?
Bu kadar erkek bir toplumda, kadın dergisinde çalışmak bir erkeğe zor gelebilir. Ancak bizler dergide ekip ruhunu ön plana çıkardık. Bir aile ortamı, bir arkadaş grubu gibi çalışıyoruz.
Tüm çalışanlarımızın her şeyden haberi oluyor. Şeffaf ve kapalılığa kapalı bir anlayışımız var. Bu nedenle herkes kendini buranın bir parçası, bir yürütücü gücü olarak görüyor. Böyle olunca aidiyet ve sahiplenme duygusu daha çok gelişiyor.
Dergiye talep nasıl?
Kürdistan'da 900 gazete ve dergi yayın yapıyor ve dağıtılıyor. Ancak dergimiz tüm bunların içerisinden sıyrılarak, büyük bir okur kitlesi oluşturmayı başardı.
Daha çok ne tür yazı ve haberler ilgi çekiyor?
Dergimiz renkli ve zengin bir içeriğe sahip. Daha çok toplum yaşam, kültür, sanat ağırlıklı haberler ilgi çekiyor.
Derginin amacı konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Tamamen tarafsız bir yayın politikası izliyoruz. Dergimiz kadın hakları, gelişimi, sorunları, çözüm önerileri konusunda geniş bir perspektife sahip. Bunları okurlarıyla paylaşarak, Kürtler arasında kadına dair yeni bir algı oluşturmaya çalışıyor.
Okurlarınızdan ne tür eleştiri ve öneriler alıyorsunuz?
Eleştirilmeden gelişebileceğimize inanmıyoruz. Gelen eleştiriler daha çok dergiyi geliştirmeye yönelik. Derginin haftalık çıkmasını isteyenler oluyor. Kimileri kadın dergisinin ihtiyaç olmadığı görüşünü dile getiriyor. Eleştirilerin tümü bizim için önemli. Makul bulduğumuz eleştirileri dikkate alıyoruz.
Erkek okurların tepkisi nasıl?
Erkeklerden de olumlu tepkiler alıyoruz. Olumsuz tepki verenler de elbette var. Dergi ilk olduğu için bunlar normaldir. Zamanla aşılacağına inanıyoruz.
Size dergi kurduran iki sorundan birinin kadın gazeteci olarak maruz kaldığınız ayrımcılık ikincisinin kadınların yaşadığı ağır sorunlar olduğunu söylediniz. Kadın gazeteci olarak neler yaşadınız?
Başarım hep gölgede kalıyordu. Erkekler kayırılıyordu. Kadın bir gazeteci olarak benim kendimi geliştirme olanağım yoktu ya da çok kısıtlıydı. Erkeklere siyaset, ekonomi alanları verilirken, kadın muhabire en fazla toplum yaşam layık görülüyordu. Maaşım erkek muhabirlerin maaşından azdı.
Federal Kürdistan Bölgesi'nde kadınlar neler yaşıyor?
Ortadoğu'nun bütün ülkelerinde olduğu gibi aile içi şiddet, namus cinayetleri yaygın. Kadınların kendini yakması, intihar, kadın sünneti var. Kadın sünneti diğer Ortadoğu ülkelerine göre biraz daha az, ama yine de var.
Kadına karşı şiddet ile mücadele eden kurumlar var mı?
Kurumlar var. Ama bu kurumlar, elindeki bilgi ve istatistikleri gizliyor. Aslında kadın politika kurbanı oluyor. Biz bunu kadın kimliği üzerindeki şiddetin başka bir şekli olarak yorumluyoruz. Çoğu zaman elimizde bilgi olmadığı için haber yapamıyoruz.
Bu bölgede kadınların kendini yakması göze çarpan bir eylem biçimi. Bu ne anlama geliyor? Kadınlar bu eylemleri ile topluma nasıl bir mesaj veriyor?
Biz dergimizin bir sayısında bununla ilgili bir araştırma yaptık. Kendini yakan kadınlar daha çok evli ve evliliği sorunlu kadınlar. Bu kadınlar, hayatta yaşayabileceği her şeyi yaşamış hissine kapılıyorlar. Eş, çocuk, ev, aile... Buna evin içindeki sorunlarda eklenince intihar kaçınılmaz oluyor.
Ama bakın kendini yakan bir insanın kurtulma şansı yüzde 1'den bile azdır. Dolayısıyla araştırmamızda şu sonuca vardık. Bu kadınlar ölmek için bu eylemi yapıyorlar. Mesela genç kızlar bileğini kesiyor, ilaç içiyor yani intihar teşebbüsünde bulunuyorlar. Biraz da çevrenin dikkatini sorunlarına çekmek istiyorlar.
Ama kendini yakan kadınların vermek istediği tek mesaj sorunlarının çok büyük, yakıcı olduğu ve bu sorunlarla hayata devam edemeyecekleridir. Ancak bazen durum farklı da olabiliyor. İntihar gibi yansıyan bazı vakalarda erkeklerin eşlerini yaktığını görüyoruz.
Bu konuda araştırma yapmak sonuca ulaşmak çok zor. Suçlular yakalanamıyor. Kendini yaktığı halde kurtulan az sayıda kadın var. Onlar da ifadelerinde kendini suçluyor. Ama gerçek öyle değil.
Gerçek ne?
Ya eşleri tarafından yakılıyorlar. Ya da ekonomik sebepler, dayak, aldatma, ihmal, zorla evlilik kendini yakma nedeni oluyor.
Yasalar şiddet gören kadını ne kadar koruyor?
Kürdistan'da şiddet mağduru kadını koruyan bir yasa yok. Yasa için hazırlanmış bir tasarı var ve parlamentoda tartışılmasını bekliyoruz. Mesela şiddet mağduru bir kadın eşini şikayet ediyor.
Polis ifadesini alıp dosyasını hakime gönderiyor. Hakim gerek görürse kocasını çağırıyor. İlk olarak "kendi aranızda halledin" diyor. Sonra bu dosyayı Kadına Yönelik Şiddeti İzleme Birimi'ne gönderiyor.
Kadın için asıl sıkıntı burada başlıyor. Bu kadının gidebileceği bir yer olmadığı için kendisine şiddet uygulayan eşinin yanına gitmek zorunda bırakılıyor. Eşi "Beni şikayet ettin seni boşuyorum" diyor. Bu kadın ortada kalıyor.
Örneğin gazeteci olarak tanık olduğum bazı olaylar var. Gece meydana gelen bazı şiddet olaylarını takip etmek için gidiyorum. Şiddet gören bir kadın telefonla polisten yardım istemiş. Polis gidip erkeği gözaltına alıyor.
Erkek daha arabadayken, kadını boşadığını, artık onu istemediğini söylüyor. Çünkü bu toplumda erkek hakim ve yasalara teslim olmak istemiyor. Kendini yasaların üstünde görüyor.
Parlamentoda görüşülmesini beklediğiniz tasarıda neler var?
Kadın sünnetini yasaklayan bir madde var. Çocuk ve kadınlar üzerindeki baskıları yasaklayan maddeler var. Bu yasa çıktığında kadına yönelik şiddet bitmez elbette ama azalır. Tabi yasayı uygulayacak kişi ve kurumların da iyi çalışması gerekir. Yasanın uygulanmasını takip etmesi gerekir.
Warvîn dergisinin önümüzdeki döneme ilişkin hedefleri nelerdir?
Kadın sorunu konusunda daha çok çalışmak istiyoruz. İmkanımız olursa, bu konuda üniversitelerle bilimsel araştırmalar yapmak isteriz. Dergimiz daha da büyüsün istiyoruz. Yayınlarımızın kadın haklarının yasal güvenceye alınmasına katkı sunması için mücadeleye devam edeceğiz. (BB)