Beytüşşebap Belediye Başkanı Faik Dursun ile Belediye Başkan Vekili Nurettin Üren de Ilıcak köyünün boşaltıldığını doğruluyor.
Ilıcak köylülerinin anlatımları
* Ilıcak köylülerinden K. A.'nın beyanı :
"Yaklaşık 3-4 hafta önce köyümüze gelen Beytüşşebap Jandarma Komutanlığına bağlı askerler, başlarında komutanları Albay Cengiz Eryılmaz olduğu halde, bizleri köy meydanında toplayarak köyü boşaltmamız için tehdit ettiler.
Bizler de korktuğumuz için köyden ayrılarak önce köyün dışına, daha sonra biraz daha uzağa gitmemiz söylenince de köye yaklaşık 600 metre uzaklıkta olan bu gördüğünüz yere yerleştik. Gitgide daha uzağa gitmemiz, hatta buradan tamamen ayrılmamız için çabalıyorlar.
Köyden ayrıldığımızda yanımıza sadece yatak ve minder türü eşyalarımızı aldık. Onun dışında hiçbir eşyamızı alamadık.
Köyümüzün nüfusu yaklaşık 600' dür. Burada bulunan tüm köylüler açlık, hastalık ve susuzlukla karşı karşıyadır. Buraya geçici elektrik bağlanacağı söylendi ancak ne su ne de elektrik getirilmedi.
Köyümüzde sebze ektiğimiz araziler vardır. Bu sebze ekili alanlara ancak gündüz saatlerinde sulama maksatlı gitmemize izin verilmektedir. Orada ekili otlarımızı biçemiyoruz, hayvanlarımızı besleyemiyoruz.
Hiçbir işimizi yapamıyoruz. Bize, saat 18:00' den sonra köyümüzün çevresine, tarlalarımıza gitmemiz durumunda tepelere yerleştirilen termal kameralarla bu durumu tespit edeceklerini ve bizi silahla vuracaklarını söylediler. İnsan hakları heyeti buraya gelmeden önce de askerler buraya gelerek '...onlara bir şey söylemeyin, kendi isteğinizle buraya gelip yerleştiğinizi söyleyin...' diye tehdit ettiler.
Ayrıca köy muhtarı ve ihtiyar heyeti ile de görüşerek bizimle görüşmeleri durumunda köyü kendi isteğimizle terk ettiğimizi söylemeleri konusunda tehdit ettiler. O nedenle şimdi ihtiyar heyetinden kimse burada değildir; sizin geleceğinizi duydukları için korkudan buradan ayrıldılar. Beytüşşebap Kaymakamı buraya hiç gelmedi, bizimle hiç ilgilenmedi.
Buraya geldikten sonra kendi çabamızla çadır temin ettik. Sizin buraya geleceğinizi duyduktan sonra dün (17 Ağustos) 8 ve bugün de 4 olmak üzere toplam 12 çadır verdiler. Ondan önce bize çadır da vermediler. Verdikleri çadırlar da son derece eski ve kullanılamaz durumdadır.
Köyümüzü terk etmemiz ve buraya yerleşmemiz durumunda bize elektrik, su sağlayacaklarını, tuvalet inşa edeceklerini söylediler ancak bugüne kadar bu da gerçekleşmedi. Şu an tüm köy halkı açlıkla karşı karşıyayız. Tek amaçları bizim bu koşullardan bıkmamız, köyü tamamen bir daha geri gitmeyecek şekilde boşaltmamız ve buradan gitmemizdir.
Köyümüzü boşalttıran Albay Cengiz Eryılmaz, bir süre önce tayini çıktığından yerine başka biri geldi ancak adını bilmiyorum. Buraya geldikten sonra özellikle çocuklar arasında zatürree, ishal, ateş, tifo gibi hastalıklar baş gösterdi. Buraya geldiğimiz ilk günlerde bizim çadırın dışında olduğumuz bir esnada, içerde uyuyan 6 aylık kız çocuğun üzerine denk halinde olan battaniyelerin düşmesi sonucu boğularak yaşamını yitirdi.
Bundan yaklaşık 10 gün önce Beytüşşebap girişindeki köprüde bir mayın patlaması sonucu, jandarma görevlileri buraya gelerek bizleri topladılar ve patlayan mayından bizi sorumlu tuttular.
Bizim köyden Sinan Abi ve Kerem Abi ile Sedkar (Hisarkapı) Köyünden Reşit Temel, Salih Temel ve Derviş Temel' i gözaltına aldılar, bu şahıslar sorgulandıktan sonra Hakimlik tarafından serbest bırakıldılar.
Yetkililerden bugüne kadar gıda, temizlik malzemesi, ilaç yardımı yapılmadı. Çocuklar arasında baş gösteren hastalıklar nedeniyle doktor ve hemşire ziyareti de yapılmadı. Aramızda bulunan 7 ailenin yiyecek bir ekmekleri dahi yoktur. Bir an önce köyümüze geri dönmek istiyoruz. Sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz."
* Ilıcak köylülerinden X. A.'nın beyanı:
"Bundan yaklaşık 4-5 hafta önce Beytüşşebap Jandarma Komutanlığına bağlı askerler köyümüze gelerek, yasadışı örgüt elemanlarının köyümüze geldiklerini ve bizim kendilerine yardım ettiğimizi söyleyerek köyü terk etmemizi istediler.
Köyden ayrılmamamız durumunda köyü zorla boşaltacaklarına dair bizi tehdit ettiler. Benim köyde evim vardı ancak şimdi burada gördüğünüz gibi çadırda yaşamak zorundayım.
Burada diğer köylülerle birlikte ben ve 8 çocuğum da son derece zor koşullarda, açlık ve hastalıkla yüz yüze yaşıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda da köyümüzü zorla boşaltmışlardı ve biz de köyümüzü terk etmek zorunda kalmıştık. Son olarak 4 yıl önce köyümüze tekrar geri döndük.
Gündüz saatlerinde tarlalarımızı sulamak için köye gitmemize izin veriliyorsa da saat 18:00' dan sonra köyde bulunmamız durumunda, köyümüzü havan toplarıyla bombalayacakları tehdidinde bulundular. Arada sırada jandarma görevlileri buraya gelip bizlerin çadırlarda olup olmadığımızı da denetliyorlar.
Bölgede meydana gelen tüm olaylardan bizi sorumlu tutuyorlar. Hayvanlarımızı otlatmaya dahi çıkartamıyoruz. Oysa bu köyün geçim kaynağı hayvancılıktır. Hayvanlarımızın tamamı halen köyde olup onların bakımını güçlükle yapmaya çalışıyoruz.
Sizin buraya geleceğinizi duyduktan sonra dün ve bugün birkaç tane çadır getirdiler. Ondan önce bize çadır da vermediler. Her bir çadırda 8 ila 27 kişi kalmaktadır. Kendi çabamızla ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bu kaldığımız yerde elektrik ve su olanakları yoktur.
Burada bulunan tüm çocuklar hastadır. Yaşadığımız yer akrep ve yılanlarla doludur. Birçok çocuk yılan ve akrep sokmasına maruz kaldı. Böylesi bir ortamda çadırlarda yaşadığımız için her an ölümle karşı karşıyayız.
Çadırlarımızın yetersiz olmasından dolayı Beytüşşebap Kaymakamlığından çadır talep ettik ancak henüz herhangi bir yardım alamadık. Ciddi bir açlık sorunu vardır.
Buraya yerleştikten sonra da jandarmalar zaman zaman çadırlarımızda arama yapmaktadırlar. Bir an önce köyümüze geri dönmek istiyoruz."
* Ilıcak köylülerinden 9 çocuk annesi F.A.'nın beyanı:
"Yaklaşık 3-4 hafta önce köyümüze gelen askerler, köyü boşaltmamız için bizi tehdit ettiler. O tarihten bu yana naylon ve bez çadırlarda yaşam mücadelesi veriyoruz.
Daha önceden de askerler köyümüz üzerinde ciddi baskılar uyguladılar. Eşim bedensel olarak sakat biri, bundan önce dört defa yasadışı örgüt üyelerine yardım yataklıkta bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alındı, işkencelere maruz kaldı, haksız bir şekilde 2 yıl cezaevinde kaldı.
Kayınpederim, gördüğü işkenceler sonucu yaşamını yitirdi. Kayınbiraderim, gördüğü işkenceler sonucu sakat kaldı. Şimdi de köyümüzü elimizden aldılar. Burada insanlığa aykırı koşullarda açlık ve susuzlukla karşı karşıyayız. Bir an önce köyümüze geri dönmek istiyoruz."
* Ilıcak köylülerinden C. A.'nın beyanı: Mağdur köylülerden 60 yaşındaki C.A. da benzer yakınmalarda bulunarak yardım talebinde bulunmuştur. Başvurucu, ayrıca Vesile Acar (31) isimli köylünün yılan sokması sonucu zehirlendiğini ve benzer tehlikelerin halen mevcut olduğunu da eklemiştir.
* Ilıcak köylülerinden.G. A.'nın beyanı: Mağdur köylülerden 40 yaşındaki Gülizar A. da benzer yakınmalarda bulunarak yardım talebinde bulunmuştur.
Resmi görüşmeler
* Beytüşşebap Kaymakamı Cihan Demirhan: Heyet üyeleri ile görüşen Demirhan, heyet üyelerine, şu aktarımlarda bulunmuştur:
"Ilıcak Köyünün boşaltılmasından haberdarım. Ancak köyün askerler tarafından boşaltıldığı iddiası doğru değildir. Köylüler, PKK/KONGRA-GEL örgüt üyelerinin bölgeye gelmesinden sonra kendi güvenlikleri için köyü terk etmişlerdir. Ancak yaşam koşullarıyla ilgili sorunlarının olduğu doğrudur. Ben oradaki aile reislerinin %60' ı ile görüştüm.
Boşaltmayla ilgili bir şikayetimiz yoktur dediler. Köylülere çadır yardımında bulunulduğunu biliyorum. Ben şu ana kadar kendilerini ziyaret etmedim ancak bir defasında gitme teşebbüsünde bulundum, gideceğim gün Köy Hizmetleri aracının köy yolunda arıza yapması sebebiyle yol tıkanmış olduğundan gidemeyip geri döndüm.
Ancak bundan sonra gideceğim, hem ihtiyaç duydukları malzemeler konusunda yardımda bulunacağım hem de kendilerini ziyaret edeceğim. Ilıcak Köyü oldukça yoksul bir köydür, Kaymakamlığıma bağlı 25 köyün içinde en yoksul olanıdır. Sosyal Yardımlaşma Fonundan en fazla Ilıcak Köyüne pay ayırmaktayım. Köylüler istediği her an köylerine geri dönebilirler. Yasadışı örgüt, bu insanların koyunlarını, buğdayını zorla almak istediği için köylüler, evlerini terk edip çadırlara yerleşmişlerdir. Bu konuda hiçbir zorlama ya da engelleme söz konusu değildir.
Ancak ilçemizin koşulları yeterli gelmediğinden şimdiye kadar köye sağlıkçı ziyareti sağlayamadık. Bundan sonra köylülerin geri dönmeleri durumunda güvenliklerini sağlamak hususu ise benim işim değildir. Bu güvenlik görevlilerinin işidir. "
Demirhan' nın, köylülerin istedikleri an köylerine geri dönebileceklerini söylemeleri üzerine, heyet sözcüsü Reyhan Yalçındağ' ın köylülerin bunun aksini iddia ettiklerini, bu durumun açığa çıkması için de birlikte olay yerine gitmelerini ve köylülerin kendi refakatlerinde köylerine geri dönmelerinin sağlanmasını önermesi üzerine Demirhan, bunun mümkün olduğunu, İnsan Hakları Heyeti ile kendilerinin birlikte giderek köylülerle birlikte görüşebileceklerini ve istemeleri durumunda da köylerine rahatlıkla geri dönebileceklerini belirtmiştir.
Demirhan ayrıca köylülerin köylerine geri dönmek istemeleri durumunda bunu engelleyen görevliler olursa tereddütsüz haklarında yasal işlem başlatacağını da eklemiştir.
* Beytüşşebap Belediye Başkan Vekili Nurettin Üren: Beytüşşebap Belediye Başkanı Faik Dursun' un Şırnak' da bulunması nedeniyle Beytüşşebap Belediye Başkan Vekili Nurettin Üren ile görüşülmüş ve Üren, heyet üyelerine şu bilgileri vermiştir:
"Beytüşşebap son derece yoksul bir ilçemizdir. Halkın geçim kaynağını genellikle hayvancılık oluşturmakta olup, son yıllarda zorunlu göç sebebiyle bunun büyük bir oranda yerine getirilememesinden kaynaklı ekonomik sıkıntılar had safhadadır.
Belediyenin gelir kaynakları son derece sınırlıdır; İller Bankasının aylık gönderisi, çalışan işçi ve memurların maaşına tekabül etmekte olup hizmet sunmamız ekonomik nedenlerle sınırlıdır. Belediyemize bağlı çalışan işçi sayısı dört olup; faaliyetlerimiz bakımından yeterli gelmemektedir.
Ilıcak Köyü' nün boşaltıldığı iddiası doğrudur. Orada yaşayan köylüler köylerini zorla boşaltmak zorunda kalmışlardır ve şu anda da kendi olanaklarıyla son derece zor koşullarda yaşamaktadırlar. Sorunun çözümü için köylerine yeniden geri dönüşün sağlanması gerekmektedir."
* Beytüşşebap Belediye Başkanı Faik Dursun: Beytüşşebap Belediye Başkanı Faik Dursun' un Şırnak ziyareti sonrasında heyet ile görüşmeyi talep etmesi üzerine, heyet üyeleri ile Beytüşşebap-Şırnak karayolunda kısa bir görüşme gerçekleştirmiş ve şu aktarımlarda bulunmuştur:
"Bizlere gelen bilgiler ve yaptığımız tespitler sonrasında, Ilıcak Köyünün Beytüşşebap Jandarma Komutanlığına bağlı askeri görevliler tarafından zorla boşaltıldığını öğrenmiş bulunmaktayız. Köylüler, köyü ayıran derenin öte yakasında yaşamaya mecbur bırakılmışlardır.
Su, elektrik gibi olanaklardan yoksun olup son derece olumsuz koşullarda yaşamaktadırlar. Belediyemiz, imkanları son derece sınırlı bir belediye olup, mağdur köylülerin yardım taleplerini karşılayabilecek durumda değildir. Sorunun çözümü için köylülerin köylerine dönüşleri ivedi olarak sağlanmalıdır."
(YS)