Alemdar, medyanın önümüzdeki on yılını görmek isteyenlerin Amerika Birleşik Devletleri'nde(ABD) hangi sermaye grubunun etkinliğini başarıyla sürdürdüğüne bakması gerektiğini söyledi: "ABD'de hangi sermaye grubu güçleniyorsa, onun tüm dünyada medya şirketleri üzerindeki kontrol olanağı artacaktır."
Tekelleşmenin tüm dünyada hızla geliştiğini vurgulayan Alemdar, "Bunun önü alınamaz . Hızla tekelleşen iletişim sistemi önümüzdeki süreçte de karşımızda duruyor. Avrupa da eleştirel duruşunu korumakla birlikte bu sistemin içinde yer alıyor" diye konuştu.
Kültürel tehlike
Gazetecilik ve televizyonculuğun Türkiye'de iç dinamiklerle gelişmediğini , halen haberlerin çoğunun dış kaynaklı ve çeviri olduğunu savunan Alemdar, "Öğrendiğimiz, düşündüğümüz, yorumladığımız çoğu bilgi ve haber dış kaynaklı. Üniversitedeki öğrenciler, BBC'de belgesel izleyerek tarih öğreniyorlar" dedi.
Alemdar Batıda söz konusu olmasa da Türkiye'yi bekleyen bir tehlikeye dikkat çekti:
" Batılılar , çoğulculuğun, farklılığın ne anlama geldiğini biliyorlar. Günde altı saat televizyon önünde geçirmiyorlar. Bu yüzden konusu olmayan kültürel tehlike, Türkiye için söz konusudur. "
Avrupa'nın gazeteyi kullanmaya başlamasıyla, basın özgürlüğünü de öğrendiğini anlatan Alemdar Türkiye için gereklilikleri şöyle sıraladı:
" Türkiye iki yüzyıldır gazete kullanıyor, ancak basın özgürlüğünü öğrenemedi. Teknolojiyi getirmek kolay, teknolojiyle ortaya çıkan içeriği benimsemek zordur . Basın özgürlüğü gazetecinin siyasi erkin baskısından muaf tutulmasını, bağımsız kılınmasını gerektirir."
Türkiye'nin çevresindeki ülkelerin teknolojik ve kültürel birikimlerinin baskısı altında olduğunu kaydeden Alemdar, iletişimin geleceğini sıkıntılı görüyor. Prof. Alemdar sözlerini bitirirken "reklam pastası artırılmalı. İletişim sektöründe yaratıcılık harekete geçirilmeli" dedi. (YV/NU)