İletişim Yayınları'ndan çıkan dört yeni kitap, adalet kavramından edebiyat kuramına, "rekabetçi otoriterlik"ten "mukaddesatçı anti-Kemalizm"e kadar farklı alanlarda zihin açıcı bir perspektif sunuyor.
İletişim Yayınları'ndan bianet'e gelen 4 yeni kitabı sizlerle paylaşıyoruz.
Adalet Atlası
Adalet Atlası, adaletsizliklerin tırmanışa geçtiği son dönemde, farklı alanlardan 75 isimle birlikte adaletin imkânını sorguluyor. Yürümenin, temsilin, özrün, büyümenin, hatırlamanın yanı sıra hatırlatmanın ve daha birçok eylemin adalet ile ilişkisine bakıyor. Adalet deyince akla gelen mahkeme, suç ve ceza gibi başlıkların yanı sıra rap, çizgi romanlar, video oyunları, organ nakli ve kimsesizler mezarlığı gibi uzağa düşmüş olanları da merkeze alan söyleşilerde konuklar birikimlerini ve akıl karışıklıklarını paylaşıyor. Anadolu Kültür’ün aynı isimli podcast projesinin dökümünden oluşan bu kitap, pek çok yeni ve eski konu ve kavramla kesişen güncel bir atlas yaratıyor.
“Hak, yargılama anlamlarına gelen Dike aynı zamanda yol demek. Dike, Themis’in kızıdır. Dike’nin barış ve iyi yasa anlamlarına gelen iki kız kardeşi vardır. Themis’in kız kardeşiyse hatırlama ya da hafıza anlamına gelen Mnemosyne’dir. Bu tanrısal varlıkların akrabalığı bize şunu söylüyor: Hatırlamak adalettir, unutmak ise adaletsizlik.” / Nazile Kalaycı
“İnsanların ortak etik değerleri geliştirmeleri, adalet fikrini ve duygusunu canlı tutan ilke ve uygulamaların kurumlarca hayata geçirilmesiyle mümkün oluyor. Gücü elinde tutanların adaletsiz edimleri ise yönetilenleri de adaletsizliği benimsemeye teşvik ediyor. Cicero’nun yüzyıllar önce tespit etmiş olduğu gibi, adalet insanları birleştiriyor, adaletsizlik ayrıştırıyor.” / Osman Kavala
Künye: Adalet Atlası / Derleyen: Hazal Özvarış / 357 sayfa
Kitaptan bir bölüm okumak için tıklayın.
Edebiyat Yazıları: Kuram ve İnceleme
Jale Parla’nın yaklaşık 40 yıla yayılan kısa çalışmalarının bir araya getirildiği Edebiyat Yazıları, edebiyat tarihine ve edebiyat kuramına çok geniş bir perspektiften bakıyor. Romanın ortaya çıkışı, edebi kültür dünyasının modern çağa geçerken aldığı biçim, dünya edebiyatı, karşılaştırmalı edebiyat, kanon tartışmaları, edebiyatta karakter ve tip, tarihin edebiyatla kesişmesi... Bu tartışmalara dair itirazlar, eleştiri ekolleri, araçları, feminist eleştiri... Dünya edebiyatı ve ulusal edebiyat arasındaki gerilim ve etkilenmeler... Bu gerilim ve etkilenmelerin hem dünya edebiyatındaki örnekleri hem de Tanzimat’tan günümüze uzanan edebiyat tarihimizdeki yeri...
Jale Parla, edebiyat tarihi ve edebiyat eleştirisi üzerine 16. yüzyıldan günümüze uzanan ve çok farklı rotalara yönelen bir seyahatte, muazzam bir rehberlikle, bildiğimizi düşündüğümüz “hikâyeler”in ötesine nasıl bakılacağını anlatıyor.
Künye: Edebiyat Yazıları - Kuram ve İnceleme / Jale Parla / 440 sayfa
Kitaptan bir bölüm okumak için tıklayın.
Türkiye’nin Yeni Rejimi: Rekabetçi Otoriterlik
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, ideolojisi veya çıkarları nasıl tanımlanırsa tanımlansın, son kertede iktidara seçim yoluyla gelmiş ve iktidarda sandık yoluyla kalmıştır... Bu nedenle, meşruiyetini rejimin rekabetçi unsurlarından alır. Seçimle elde ettiği gücü ise devleti siyasallaştırmak, hesap verme alanını daraltmak ve oyun alanını kendi lehine eşitsiz hale getirmek için kullanır.”
Berk Esen, Şebnem Gümüşçü ve Hakan Yavuzyılmaz, bütün dünyadaki demokrasiden uzaklaşma eğiliminin bir parçası olan Türkiye’nin otoriterleşme deneyimini rekabetçi otoriterlik kavramıyla analiz ediyor. Yargı ve yasamanın yürütmenin yörüngesine girdiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, muhalefetin baskı altına alındığı, medyanın muhalefetten olabildiğince “temizlenip” iktidar propagandasının bütün mecraları kapladığı bir ortamda, seçim, demokrasinin tek soluk borusu haline geliyor, bu rejimde. Ancak bütün siyasal oyun alanı gibi seçimlerin de “tek kale maça” göre düzenlenmiş gayri adil yapısı, bu imkânı da tıkıyor.
2023 seçimlerini, rekabetçi otoriterliğin sürdürülebilirliğinin sınanması bakımından kritik bir deneyim olarak alan yazarlar, bu rejimde muhalefetin konumunu ve perspektiflerini de tartışıyor.
Künye: Türkiye’nin Yeni Rejimi: Rekabetçi Otoriterlik / Berk Esen, Şebnem Gümüşçü, Hakan Yavuzyılmaz / 288 sayfa
Kitaptan bir bölüm okumak için tıklayın.
Mukaddesatçı Anti-Kemalizm
Ertuğrul Meşe, kutsal saydıkları etrafında bir dogma oluşturan mukaddesatçı ideolojinin oluşumunda Kemalizmin negatif bir kurucu rol oynadığını gösteriyor. Bütün kayıpların, mağduriyetlerin, mahrumiyetlerin, kötülüklerin kaynağı olarak kurgulanan Kemalizme karşıtlık, yakıtını nefret ve hınçtan alan bir tahkir ve tezyif söylemi olarak tezahür ediyor.
İslâmcıların Atatürk ve Cumhuriyet algılarının sosyolojik bir analizini yapmayı amaçlayan Mukaddesatçı Anti-Kemalizm, tarikatlarda ve mukaddesatçı aydınlar (son Şeyhülislâm Mustafa Sabri, Eşref Edip, Necip Fazıl, Osman Yüksel Serdengeçti) arasında anti-Kemalist söylemin temalarını, motiflerini, üslubunu ayrıntısıyla inceliyor.
Künye: Mukaddesatçı Anti-Kemalizm - İslâmcıların Atatürk ve Cumhuriyet Algılarının Sosyolojisi / Ertuğrul Meşe / 420 sayfa
Kitaptan bir bölüm okumak için tıklayın.
*Kitap tanıtımları, İletişim Yayınları'nın internet sitesinden alınmıştır.
(NT)