BİANET'E GELENLER
İletişim Yayınları'ndan 8 yeni kitap okuyucuyla buluştu
İletişim Yayınları'ndan bianet'e gelen 8 yeni kitabı sizlerle paylaşıyoruz.
Dünya Tarihinde Kadınlar, Çin’den Rusya’ya, Afrika’dan Asya’ya, kabile yaşamından modernizme, Sanayi Devrimi’nden kurtuluş mücadelelerine, kıtaları ve çağları aşıyor, tarihi kadınların gözünden okumak isteyenler için eleştirel bir pencere sunuyor.
Türkiye’nin Gizli Ermenileri, ülkenin “görünürde” geçmişiyle yüzleşmeye başlıyor gibi gözüktüğü bir dönemde , 1915’ten hayatta kalabilmiş Anadolulu Ermenilerin izini sürme çabasını anlatıyor. “Gizli” veya “saklanmış” Ermeniler olarak tanımlanan bu insanlara ulaşma çabası Hadjiyan’ı Sivas’tan Van’a, Bitlis’ten Antep’e dek uzanan uzun ve meşakkatli bir yolculuğa çıkarıyor. Soykırımdan önce ya da sonra Müslümanlaşmış Ermenilerin yanı sıra Hıristiyanlıklarını sürdürmeye çalışan; Ermeni olduklarını açıkça söyleyen ve Ermeni olduklarını kesin bir dille inkâr eden çeşitli gruplarla karşılaşıyor. Ermeni “tanımını” da genişleten bu yolculukta Avedis Hadjian, bizzat yaşadığı acı bir deneyimle “görünür”deki özgürlüklerin, yeni bir çağ müjdesinin kısa süre içinde –tekrar– suya düşeceğini seziyor. Yine de bu kitapta, hem halkının hem de insanlığa olan umudunun peşinde olan bir hikâyeye tanıklık ediyoruz…
Üç kuşağın iç içe geçmiş hikâyesini anlatıyor Ali Özgür Özkarcı. 1940’lar ile 2000’ler arasında bölünen, parçalanan karanlık bir kesitte, Çukurova’da geçen, sürgünlerle, ne olursa olsun “kapanmayan” hesaplarla, ölümlerle, hırslarla dolu bir hikâye bu. Aynı zamanda yıllar geçse, mekânlar değişse bile yok olmayan, yok etmek için çaba sarf edenleri bile kendi içine çeken, hayatlarının bir anında belirmek için fırsat kollayan o karanlık haleyi de gösteren...
Frances Hodgson Burnett, yatılı okulda okumak için Hindistan’dan İngiltere’ye taşınan Sara’nın karşılaştığı talihsiz olayları anlatıyor.
Bugün İsrail’in Gazze’deki katliamlarıyla şekillenen İsrail-Filistin çatışmasını, dar ve kısır bir popüler tarihçi bakıştan ayıklayıp kökleri Osmanlı’nın son dönemlerine kadar giden toplumsal temellerine bakarak anlamak mümkün mü?
Louis A. Fishman, Geç Osmanlı Döneminde Yahudiler ve Filistinliler (1908-1914): Anavatanda Hak İddiası kitabında bu sorunun peşine düşüyor. İsrail-Filistin çatışmasını imparatorluğun son döneminde bağlamlaştırmayı öneriyor. Yahudi nüfusun Balfour Deklarasyonu’ndan da önce Filistin’de hâkim güç olmaya başladığını öne sürerken Filistinlilik kimliğinin oluşum alanlarına dikkat çekiyor. Bugün şiddetin her çeşidinin devreye sokulduğu bir çatışmanın tarihsel ve toplumsal temellerini merak eden okura seslenen bir kitap.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ilk Rus yazar olan İvan Bunin, Karanlık Sokaklar’da insan ruhunun karmaşık labirentine büyük bir ustalıkla iniyor.
Acının Sessiz Çığlığı’nda Maurizio De Giovanni, Napoli’de adımladığı sokaklarda aşkı, acıyı ve açlığı görüyor, insanlık hallerinin canlı bir portresini sunuyor.
Halim Demir, kendisinin bir lise öğrencisi olarak dahil olduğu DDKO’nun hikâyesini, dönemin tanıklıklarının anı ve yorumlarını aktararak anlatıyor: İsmail Beşikçi, Nusret Kılıçaslan, İhsan Aksoy, Tarık Ziya Ekinci, Ali Buran, Mümtaz Kotan, Nezir Şemikanlı ve Naci Kutlay…
(VC)