Ülkelerin ekonomisi, mesleklerin yapısı, insan gücü profili, yönetim biçimleri, iş yapma biçimleri, ticaret, kültür, eğitim, sağlık, eğlence gibi yaşamın her alanı bu değişimin etkisi altında dönüşmeye başlamıştır. Bilgi temelli, dinamik ve rekabetçi bir ekonomi için, ülkenin yeniden yapılanması projesi olan "e-Türkiye"yi hayata geçirmek toplumun tüm kesimlerinin ortak hayali ve sorumluluğudur.
Bu hedef, dünyayla bütünleşmiş, Avrupa Birliği'nin parçası olmuş, insani, sosyal ve ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmek isteyen bir Türkiye için tercih değil zorunluluktur. Devletin bu kapsamda yeniden yapılanması olan e-devlet, e-Türkiye girişiminin öncü gücüdür. Avrupa Birliği (AB) bünyesinde sürdürülen "eAvrupa+" programının parçası olan e-Türkiye projesi, bir ulusal seferberlik ruhu içinde ve siyasi kararlılıkla ele alınması gereken çok büyük bir projedir. Bu çerçevede, teknik altyapının ve üzerinde verilen tüm hizmetlerin tam rekabete açılması, sayısal uçurumu önleyecek politika ve stratejilerin geliştirilmesi, ulusal Ar-Ge ve inovasyon politikalarının geliştirilmesi konuları öncelik taşımaktadır.
Kurumsal Yapı Önerileri
Bilgi toplumuna dönüşüm nihai hedefine ulaşmak için e-Türkiye'nin inşası amacıyla, kalıcılığı olan ve sürekli olarak çalışan kurumsal bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. Bu yapılanma, siyasi sorumluluğu olan, e-Türkiye'ye yönelik tüm çalışmaları koordine edecek, katılımcı ve saydam mekanizmaları kapsayan, faaliyet alanının gerektirdiği esnekliğe sahip icracı bir bakanlık olarak Bilişim Bakanlığı kurulmalıdır.
Bu bakanlık E-Türkiye'nin önünü açacak, konunun çeşitli boyutlarına odaklanmış, kamu, sivil toplum kuruluşları, özel sektör, üniversitelerin ve medyanın etkin işbirliğiyle sürekli çalışan, katılımcı ve saydam çalışma grupları bu kurumsal yapının ana unsurları olacak şekilde oluşturulmalıdır.
Bu çalışma gruplarının sekreterya görevini söz konusu kurumsal yapı üstlenmeli ve her çalışma grubunun bir çekirdek kadrosu olmalıdır. E-devlet için gerekli çalışmaların koordinasyonunun yanı sıra ilgili düzenlemelerin de yapılması bu kurumsal yapı tarafından üstlenilmelidir.
Halen çalışmakta olan İnternet Kurulu, katılımcı ve çoksesli yapılanmasıyla bu çalışma gruplarına bir model oluşturabilir. İnternet Kurulu, yukarda sözü edilen kurulacak yapının doğal bir parçası olmalıdır. Bu bakanlık kurulana kadar, İnternet Kurulu, katılımcı yapısıyla bir katalizör işlevi görebilecek bir biçimde etkinleştirilmeli, bu amaçla yaptırım gücü ve kaynak aktarımı sağlanmalıdır. Yukarda önerilen çalışma grupları da daha şimdiden İnternet Kurulu altında çalışmalarına başlamalıdırlar.
Bu çerçevede, önerilen kurumsal ve toplumsal yapılanmanın yasal düzenleme sürecine yönelik olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) içinde bir Bilişim Komisyonu oluşturulmalıdır.
Bu çerçevede, Bilişim Bakanlığı koordinasyonunda, gerek Türkiye Bilişim Şurası gerekse İletişim Şurası çalışmalarının odaklandığı konuları gereken kapsam ve içerik derinliğiyle ele alacak "e-Türkiye Kurultayı" her yıl toplanmalıdır. Böyle bir kurultay, kamu, sivil toplum ve özel sektörün en geniş düzeyde katılımı ve etkin işbirliği çerçevesinde konumlanmalıdır. Ayrıca, TBMM Bilişim Komisyonu'nun da Kurultaya etkin katılımı sağlanmalıdır. E-Türkiye Kurultayı altında yukarda önerilen çalışma grupları, sürekli olarak çalışacak komisyonlara dönüştürülmelidir.
Politika ve Strateji Önerileri
E-Türkiye girişimi kapsamında yer alan konuların birer ulusal politika konusu olarak belirlenmesi ve "eAvrupa+" programına paralel bir acil eylem planı içinde ele alınması gerekir. Bu politikaların oluşturulması için, yukarda önerilen kurumsal yapılanma içinde geniş katılımlı çalışma gruplarının çalışmaları esas alınmalıdır. Bu bağlamda, yukarda önerilen "e-Türkiye Kurultayı" bu politikaların ve eylem planının periyodik değerlendirilmesi için en uygun platformdur.
E-Türkiye girişiminin öncelikli politika konuları şunlardır:
* Bilişim ve iletişim sektörünün tam rekabete açılması;
Bilgi teknolojilerinin üretimi ve İnternet'in önünün açılması, girişimciliği, üniversite-sanayi işbirliğinin, teknoparkların ve yazılım üretiminin desteklenmesi için teşvik mekanizmalarının kurulması;
* Sayısal uçurumun önüne geçilmesi için önlemler geliştirilmesi;
* Ulusal Ar-Ge ve inovasyon politika ve yapılanmalarının oluşturulması;
* Temel bir kamu hizmeti haline gelmekte olan İnternet erişiminin toplumun tüm kesimlerine sağlanması ve kamusal erişimin yaygınlaştırılması için gerekli kaynakların yaratılması;
* Bilgi toplumuna uygun hukuksal altyapının oluşturulması;
* Bilişim ve iletişim teknolojilerinin toplumsal bütünleşmeyi sağlayacak, katılımcı ve saydam mekanizmalarla demokrasinin etkinleştirilmesi amacıyla kullanılması;
* E-devlet çalışmalarının, açıklık, sorumluluk, katılımcılık, hesap verebilirlik anlayışı çerçevesinde ve bireye saygılı bir bağlamda bilişim ve iletişim teknolojilerinin kullanımıyla kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması kapsamında ele alınması;
* Kolay erişilebilir, hızlı, ucuz ve güvenli İnternet altyapısının geliştirilmesi;
* Bilişim ve iletişim teknolojilerinin gerek örgün eğitim gerekse yaşam boyu eğitim kalitesinin artırılması için kullanılması;
* Tüm okulların İnternet'e taşınması, öğrenci ve öğretmenlerin bilişim ve iletişim teknolojilerini kullanabilir hale getirilmesi;
* Bilgi toplumuna uygun insan kaynağına yatırım yapılması, vatandaşların bilişim ve iletişim teknolojileriyle çalışabilecekleri minimum koşulların yaratılması;
* Tüm düzeylerde teknoloji üretebilecek ve teknolojik uygulamaları çalıştırabilecek teknik personelin eğitilmesi, üniversitelerin yeniden yapılandırılarak bilgi teknolojilerine ağırlık kazandırılması, teknik formasyonu olan üniversite mezunu ve üniversiteye girmek için bekleyen işsizlerin bilişim teknolojileri konusunda yeniden eğitilmesi;
* Sağlık, tarım, çevre, turizm, ulaşım, istihdam konularında bilişim ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımına ilişkin politika ve stratejilerin belirlenerek ulusal pilot projelerin hayata geçirilmesi;
* Avrupa e-içerik programı kapsamında ülkenin zengin ve çok sesli kültürel mirasının İnternet'e taşınması ve içeriğin zenginleştirilmesi.
Bilgi Toplumunun Hukuksal Altyapısı İle İlgili Öneriler
İnternet ile ilgili hukuksal düzenlemelerde aşağıdaki temel ilkelerden hareket edilmelidir:
* Hukuksal düzenlemelerde, olumlu düzenlemelerle (positive regulation) bilgi toplumuna giden yolun, bilgi temelli ekonominin önünü açmak ve bunu yaparken "hukuksal güvenliği" de sağlamak, bu hedeflere ulaşılmasını engelleyecek olumsuz düzenlemelerden (negative regulation) kaçınmak gerekmektedir.
* Düzenlemelerin mümkün olduğunca esnek, minimalist ve teknoloji yansız bir yapıya sahip olmasına özen gösterilmelidir. Yapılacak düzenlemelerin, sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan toplumda yaratacağı etkilerin ölçülebileceği bir biçimde, her düzenlemeden önce kapsamlı bir risk analizi çalışması yapılmalı ve bu düzenlemeler koşullar dikkate alınarak, uygulamaların geri dönüşü ışığında periyodik olarak gözden geçirilmelidir.
* Bu kapsamda, belirli pilot çalışmalara olanak veren deneysel çerçeve yasalarına yönelik çalışmalar da yapılmalıdır.
* Yapılacak tüm hukuki düzenlemelerde, bilgi toplumunun gerçekleşmesindeki rolü tartışmasız olan düşünce ve ifade, haberleşme, bilgiye erişim özgürlüğü, kişisel verilerin gizliliği, temel insan hakları belgelerinde çizilen çerçeve göz önünde bulundurularak korunmalıdır.
* Yasal düzenlemeler ilgili tüm kesimlerin katılımıyla ve uzlaşısıyla, saydam ve paylaşımcı bir süreçten geçirilerek, "birlikte düzenleme" (co-regulation) anlayışıyla gerçekleştirilmelidir. Yasalaşma süreci bu çerçevede yeniden yapılandırılmalıdır.
* Düzenlemeler teknolojinin gelişmesini ve yayılmasını engelleyici olmamalı, tersine esnek bir çerçevede, düzenlemeler asgari ölçüde tutularak, "teknolojik yansızlık ilkesi" göz önünde tutularak teşvik edici olmalıdır.
* Çeşitli uluslararası kuruluşlarca geliştirilen ve üzerinde geniş çaplı uzlaşı sağlanan uluslararası düzenlemeler ve sözleşmeler, ulusal yarar ve koşullar gözetilerek dikkate alınmalı ve bu yöndeki çalışmalar sürekli takip edilmelidir.
* İnternet ve genelde bilişim ve iletişim teknolojileri alanında yapılacak düzenlemelerin tek bir yasa çerçevesinde ele alınamayacağı gerçeği dikkate alınarak, tüm süjelerin yetki ve sorumlulukları açık ve net bir şekilde belirlenmelidir.
* Yargı sürecinin içinde çeşitli aşamalarda yer alan görevlilerin eğitilmesine ilişkin programlar uygulanmaya konulmalı, bilişim iletişim teknolojileri alanında delil tespiti, zararlı içeriğin tespiti gibi ihtisas gerektiren konularda özel prosedürler belirlenmeli ve uzmanlık isteyen konularda ihtisas mahkemelerinin tesisine zemin oluşturacak bir biçimde yapılanmanın sağlanmasına yönelik çalışmalar yürütülmelidir.
Bilişim hukukuna yönelik kurumsallaşma:
* 10-12 Mayıs 2002 tarihinde toplanan Türkiye Bilişim Şurası'nda da öngörüldüğü gibi, belli bir periyodik süreç öngörülerek, bilişim ve iletişim teknolojileri alanındaki gelişmelerin izlenmesi ve bilgi toplumu politikalarının hayata geçirilebilmesi için bu alanla ilgili hukuksal düzenlemelerin hem teknik hem de ilkesel olarak gözden geçirilmesi ve güncellenmesi gereklidir. Bu ihtiyaç için kurumsal bir mekanizma yapılandırılmalıdır. Bu mekanizma, "Bilişim Hukuku Konferansı" tarzında, her yıl sonuçları yayınlanacak yansız ve bağımsız bir yapılanma biçiminde olmalıdır. Bu yapılanma içinde sürekliliği olan çalışma grupları oluşturulmalı ve Konferans bu grupların çalışmalarını tartışmaya açmalıdır.
* Bu çalışma grupları, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, diğer ilgili bakanlık ve kamu kurumları, Türkiye Barolar Birliği, Barolar, konuyla ilgili sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve akademik kurum temsilcilerinin geniş katılımıyla gerçekleştirilmeli ve belli aralıklarla düzenli olarak toplanmalıdır.
* Bu grupların faaliyeti önerilen kurumsal yapılanmayla paralellik içinde olmalıdır. Bu konuda koordinasyon sürecinin, yine ilgili tarafların katılımı ve uzlaşmasıyla yapılandırılması, kurumsal mekanizmanın sağlıklı bir biçimde işlemesini garanti altına alacaktır. Ayrıca, bilişim hukuku konusunda eğitim verilebilmesi için üniversitelerde gerekli faaliyetler başlatılmalıdır.
RTÜK ve Basın Kanunu'nun İlgili Maddeleri:
* Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 31/2 maddesinde "her türlü teknoloji ve her tür iletişim ortamında yapılacak yayın ve hizmetlerin" şeklinde yer alan ve ayrıca işbu kanunun diğer maddelerinde geçen "veri yayını" kavramları İnternet'i kapsamamaktadır, ileriye dönük olarak dünyadaki örneklere bakılarak hiçbir zaman kapsamamalıdır. İnternet yayıncılığıyla ilgili gerekli düzenleme katılımcı bir yapı içinde tartışılarak yapılmalıdır.
* Ayrıca Basın Kanunu'nda yer alan ve İnternet'i Basın Kanunuyla ilişkilendiren ek 9. madde kaldırılmalıdır. Söz konusu maddede düzenlenmek istenen kişilik haklarının korunması, mevcut yasal çerçevede yer almakta olup, ek bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmamaktadır.
Internet Erişim, İçerik ve Sunucu Barındırma Hizmet Sağlayıcılarının Hak ve Sorumlulukları:
* İnternet'le ilgili hak ve sorumluluk konusunun düzenlenmesinde "yasal sorumluluk sistemi" oluşturulması ve bu çerçevede İnternet erişim, içerik ve sunucu barındırma hizmet sağlayıcılarının ve İnternet kullanıcılarının hak ve sorumluluklarının öncelikle düzenlenmesi gerekmektedir.
* Bu düzenleme öncelikle tarafların ve devamında İnternet ortamında yer alan bireylerin hak ve sorumluluklarının neler olduğu konusunda bilgilenmeleri bakımından son derece önemlidir. Bu düzenlemelerin yapılması sırasında hizmet sağlayıcıların verdikleri hizmetlerin nitelik ve özellikleri göz önünde tutularak sorumlulukların düzenlenmesi, bu hizmetlerinden yararlanan kullanıcıların da bir takım haklara sahip olduğunu göz önünde tutan ve AB direktiflerine uygun düzenlemelerin yapılmasına dikkat edilmelidir. Bu konuyla ilgili olarak, ayrıca İnternet ortamında işlenen suçların faillerinin saptanmasına yönelik, hizmet sağlayıcıların her koşulda "sanık" olarak çağrılması gibi yanlış uygulamalara yol açılmaması için Ceza Muhakemeleri Usulü yasası gibi usul yasalarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Sakıncalı İçerik ve Özdenetim:
* İnternet yayıncılığında sakıncalı içerik kavramının uluslararası standartlarda "çocuk pornografisi", "ırkçılık ve şiddet" gibi genel kabul gören kavramlar çevresinde değerlendirilerek özellikle içerik barındırma hizmeti veren kuruluşlar çerçevesinde bir özdenetim mekanizmasının kurulmasının desteklenmesi gerekli görülmektedir.
Telif Hakları:
* Bilişim ve iletişim teknolojilerinin ülkede kalıcı bir gelişim ivmesi yakalayabilmesi ve teknoloji bağımlılığının azaltılabilmesi için büyük önem taşıyan fikri mülkiyet haklarının korunmasına büyük özen gösterilmeli; ancak, bu konudaki düzenlemelerde, kamu yararı, hak sahipliği ve bireysel haklar arasındaki dengelere dikkat edilmelidir.
Bilgiye Erişim Hakkı:
* Ülkenin bilgi toplumuna dönüşmesi, bilişim ve iletişim teknolojilerinin etkin bir biçimde kullanımıyla kamu yönetiminde şeffaflığın ve katılımın sağlanması ve yasama, yürütme, yargı erkinin adaletli ve kendi içinde uyumlu bir biçimde işleyebilmesi için, temel bir insan hak ve özgürlüğü olarak kabul edilen "Bilgiye Erişim Özgürlüğü", açık ve net bir şekilde anayasa ile teminat altına alınmalı, ayrıca özel bir bilgi edinme hak ve özgürlüğü yasası çıkarılmalıdır. Bu konuda geliştirilmiş ve Meclis'e sunulmuş olan kanun tasarıları katılımcı bir yapı içinde geniş bir tartışmaya açılmalıdır.
* Kişisel verilerin korunması: Kişisel verilerin işlenmesini kolaylaştırarak bu verileri ilgililerin yararlanmasına sunmak zorunlu hale gelirken, diğer yandan da hakkında veri toplanan kişinin kişilik haklarının korunması gerekli olmaktadır. Bu nedenle, kişilerle ilgili bilgilerin bilişim sistemlerinde işlenmesiyle ilgili esas ve usullerin düzenlenmesi, bu düzenlemelerin uluslararası veri değişimine elverişli olması, bu esaslara uymayanlar hakkında yaptırımların getirilmesi, bunlar yapılırken AB direktiflerine uygun bir çerçeve gözetilerek, mutlaka kişilik haklarının korunması ve yasal güvencelerin sağlanması zorunlu bulunmaktadır.
Bilişim Suçları:
* İnternet ve genel olarak bilişim ve iletişim teknolojileri alanında ceza hukuku kapsamında yapılacak düzenlemeler, uluslararası anlayışa uygun, teknolojik gelişimi yansıtabilecek esneklikte, "kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi"nden ve hukuk devleti ilke ve kurallarından ödün vermeden, ilgili tüm kesimlerin geniş katılımına açık bir yapı içinde gerçekleştirilmelidir.
* Yapılacak yasal düzenlemelerde tanımlar, yetkilendirilen birimler, bu birimlerin görev ve sorumluluk alanları açık ve net bir biçimde belirtilmelidir. Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki suçların araştırılması, soruşturulması ve kovuşturması aşamasında gerçekleştirilecek olan usuli işlemler sırasında yetkililerce, gerekmediği halde özel hayatın gizliliğinin bozulmasına ve iletişim özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açabilecek uygulamalar yapılması olasılığı göz önünde tutularak; suç soruşturma ve kovuşturma usullerinin neler olduğunun yasalarla detaylı bir şekilde belirlenmesi ve tüm usuli işlemlerin yargıç kararı ile yargı denetiminde bulunduğunun hukuki güvenceye bağlanması esas alınmalıdır. Bu anlayış çerçevesinde öncelikle Türk Ceza Kanunu ve CMUK tasarıları tartışmaya açılmalıdır.
E-Ticaret ve E-İmza:
* E-ticaretin teşvik edilmesi ve geliştirilmesi için ilgili kanunlarda gerekli düzenlemeler öncelikle yapılmalı, özellikle elektronik imza ve e-güven altyapısının tesisine yönelik özel düzenlemeler gerçekleştirilmelidir. Bu konuda geliştirilmiş mevcut tasarılar, katılımcı bir yapı içinde tartışmaya açılmalıdır.
Teknoloji ve Hukuk Koordinasyonu:
* Teknoloji ve hukuk koordinasyonunu sağlayabilmek için, yargı sürecinde yer alan tüm tarafların bilişim ve iletişim teknolojileri konusunda eğitimi ve bilinçlendirilmesi çok büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamlı eğitim ve bilinçlendirme çalışmasında, konuyla ilgili akademik kurumlar, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları destek ve işbirliği içinde olmalıdır. Bu eğitim iki farklı düzeyde gerçekleştirilmelidir:
a-Yargı sürecine katılacak yeni nesillerin eğitimi ve bilinçlendirilmesi için, eğitim kurumlarında bilişim hukukunu kapsayacak biçimde gerekli müfredat değişiklikleri yapılmalı ve etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
b- Hakim ve savcılardan kolluk kuvvetlerine kadar yargı sürecinin bütün
aşamalarında yer alan tüm görevlilerin konuyla ilgili eğitimleri için özel programlar geliştirilmelidir.
Bilgi Toplumunun Teknik Altyapısı İle İlgili Öneriler:
* Yukarıda getirilen politika ve strateji ve kurumsal yapılanma önerileri ışığında, telekomünikasyon sektörünün tam rekabete açılması, evrensel erişimin sağlanması, eğitim ağlarının oluşturulması başta olmak üzere, e-Türkiye eylem planı çerçevesinde ele alınan tüm konularda teknik altyapının oluşturulması öncelik taşımaktadır.
* Teknik altyapının uluslararası standartlarda oluşturulması, teknoloji bağımlığının ortadan kalkması ve ülkenin dünyayla bütünleşmesi açısından hayati bir gerekliliktir. Çünkü bu altyapı, e-Türkiye'nin kan dolaşımı ve sinir sistemi olacaktır. Bu amaçla gerekli kaynağın sağlanması bakımından da iletişim ve bilişim sektörünün tam rekabete açılması bir zorunluluktur. Ayrıca, İnternet altyapısının çeşitli nedenlerle yeterli düzeye ulaşamadığı bölgelere, evrensel hizmet kapsamında, en yoksun kesimler ve engelliler ve emekliler öncelikli olmak üzere, İnternet erişimin kamu kaynaklarıyla sağlanması gerekmektedir.(EÖ/NK/BB)