Meclis Adalet Komisyonunda Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası (CMUK) ile ilgili tasarı tartışılıyor.
Bu tasarı üzerinden yürütülen siyaset ise 17 Aralık tarihine kilitlenmiş durumda. CMUK tasarısının bu tarihe yetiştirilmesi hedefleniyor. Politik söylemler böyle.
İlerleme Raporunun "Siyasi Kriterlere" ilişkin bölümü; tüm yasal ve idari düzenlemeler ile yasa değişikliklerinin gerekçesine temel teşkil eden değerlendirmelerin kaynağıdır.
Gerçekten (Haziran 1993) Kopenhag Zirvesinde kabul edilen siyasi kriterlere göre; aday ülkelerin, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, azınlıkların korunmasını ve azınlıklara saygı gösterilmesini sağlamakla yükümlüdürler.
Hatta bu korumayı gerçekleştirmek için kurulacak ve bu hakları teminat altına alacak kurumların "istikrarını" sağlamak dahi, "güçlendirilmiş siyasi diyalogların" ve siyasi kriterlerin temel koşuludur.
6 Ekim 2004 tarihinde açıklanan Komisyonun Avrupa Konseyi ve Parlamentoya yönelik bildirimindeki "Türkiye'nin Katılıma Doğru İlerleyişine İlişkin Komisyon Tavsiyesi" başlığı altında "Siyasi kriterlerin" değerlendirilmesi yapılmıştır.
Bu değerlendirmeye göre; Türkiye, son yıllarda gerçekleştirdiği önemli anayasal ve yasal değişikliklerle siyasî reform sürecinde kapsamlı bir gelişme kaydetmiştir. Raporda buna rağmen Dernekler Yasası, yeni Ceza Yasası ve İstinaf Mahkemeleri Yasasının "henüz yürürlüğe girmediğine" değinilmektedir.
Ayrıca, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanun Tasarısı, Adlî Polisin Kuruluşuna İlişkin Kanun ve Ceza ve Tedbirlerin İnfazı Hakkındaki Kanun Tasarısının da Ekim 2004 tarihi itibariyle "henüz yasalaşmadığı"nın altı çizilmektedir.
Komisyon, reformlarda sağlanan genel ilerlemeyi ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanun Tasarısı ile anılan diğer yasaları yürürlüğe koyması kaydıyla; "Türkiye'nin siyasî kriterleri yeterli ölçüde karşıladığını değerlendirmekte ve katılım müzakerelerinin başlatılması tavsiyesinde bulunmaktadır." Ekim 2004 tarihi itibariyle Komisyon'un sonuç ve tavsiyelerinin satırbaşları şöyledir:
1. Katılım Ortaklığı Belgesinde ortaya konulan öncelikler çerçevesinde, Türkiye son beş yılda, başta kapsamlı anayasal ve hukuki değişiklikler olmak üzere, siyasi reform sürecinde kayda değer bir ilerleme sağlamıştır.
Bununla beraber, Dernekler Kanunu, yeni Türk Ceza Kanunu, İstinaf Mahkemeleri Kanunu henüz yürürlüğe girmemiştir.
Ayrıca, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı, Adli Polisin Kuruluşuna İlişkin Kanun ile Ceza ve Tedbirlerin İnfazı Hakkındaki Kanun Tasarısı henüz yasalaşmamıştır.
2. Türkiye, reformların düzenli bir biçimde uygulanması için kuvvetli bir çaba göstermektedir. Buna rağmen, mevzuatın ve uygulamayla bağlantılı düzenlemelerin daha da konsolide edilmesi ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Bu, özellikle, işkence ve kötü muameleyle mücadeleye yönelik sıfır tolerans politikası ile ifade özgürlüğü, dini özgürlükler, kadın hakları, sendikal haklar da dahil olmak üzere Uluslar arası Çalışma Örgütü (İLO) standartları ve azınlık haklarına ilişkin hükümlerin uygulanması ile bağlantılıdır.
3. Reform sürecinde kaydedilen genel ilerleme ve Türkiye'nin 1'nci paragrafta bahsi geçen bekleyen kanunları yürürlüğe koyması kaydıyla, Komisyon, Türkiye'nin katılım için gerekli siyasi kriterleri yeterince karşıladığını değerlendirir ve müzakerelerin açılmasını tavsiye eder.
Reform sürecinin geri dönülmezliği ve özellikle temel özgürlükler bağlamındaki uygulamaların daha uzun bir dönem kesinlik kazanması gerekecektir.
Rapora göre bütün bunların gerçekleşmesi için özellikle Kopenhag siyasi kriterlerinin karşılanmasının sürmesi ve devamının sağlanması gereklidir. Türkiye'de bu sürecin sürdürülebilirliğini ve geri dönülmezliğini garanti altına almak açısından, AB siyasi reform sürecindeki ilerlemeyi yakından izlemeye devam edecektir.
Avrupa Birliği (AB) reformları takibe alacaktır. 2005 yılının sonundan itibaren, siyasi reformlarda kaydedilen ilerlemelerin yıllık olarak genel bir gözden geçirilmesi yapılacaktır.
Bu amaca yönelik olarak, Komisyon, Avrupa Konseyi'ne Aralık 2005'te ilk raporunu sunacaktır. Reformların sürati, müzakere sürecinde kaydedilecek ilerlemede belirleyici olacaktır.
AB Antlaşması ve Avrupa Anayasası doğrultusunda, Birliğin temelini oluşturan, özgürlük, demokrasi, insan haklarına saygı ile temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü prensiplerinin ciddi ve sürekli bir biçimde ihlal edilmesi halinde, Komisyon müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye edecektir. Konsey, böyle bir tavsiyeye ilişkin kararını nitelikli oy çoğunluyla verecektir. (Fİ/BA)