İlahiyat Profesörü: Dekolte Giyen Tecavüzü Hak Eder
"Kardeşim sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değildir. Bu konuda suçu işleyenleri savunduğum anlaşılmasın. Elbette işlenen suç son derece iğrençtir.
"Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyinen kadının da etkisi küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Bu konuda tabii ki erkek suçludur ama kadının da suçu göz ardı edilirse meseleyi çözümde yanlış adım atmış oluruz. Bu olayda her iki taraf da suçludur."
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, tecavüz ve cinsel saldırıya uğrayan kadınların giyimleriyle saldırganları tahrik ettiğini söyledi. Çeker ayrıca hangi kıyafetlerin giyilmesine karar verecek bir komisyon kurulması gerektiğini de belirtti.
YÖK'ten tepki
Çeker'in Meclise sunulan ve "cinsel saldırı suçu ile çocuklara ve reşit olmayana tecavüzden yargılananların hadım edilmesini" öngören tasarıyla ilgili değerlendirmesine Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı ve üniversitenin rektöründen tepki geldi.
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, bu açıklama üzerine YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın kendisini arayarak 'Ne biçim dekanın var Süleyman şununla bir konuş' dediğini belirtti.
Prof. Okudan, konuyla ilgili, "Doğru bir genelleme değil. Ne gereği var. Tabii öğretim üyesi özgürlüğü var. YÖK Başkanı da son derece demokrat bir insan. Bence hocaların da üniversitesini, şehri düşünmesi lazım. Ne gereği var şimdi gündeme düşüp de 'Konya böyle' diye yorumlar yaptırmanın. O arkadaşımın düşüncelerine katılmıyorum. Üzülüyorum ama akademik anlamda herkesin ağzına kilit vuramıyorsunuz." şeklinde konuştu.
Haberlere göre; YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ın inceleme başlatılması ve gerekirse soruşturma açılması talimatı verdiği bildiriliyor..
Çeker'den görüşler
Çeker, "Tüm insanlara şahit" başlıklı yazısında “Yahudiler niçin başarılı, müslümanlar niçin geri, müslümanların hedefinde dünya başarısı da yok mu?” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
"4 büyük kitabın üçü sadece bunlara verilmiş, bunlar hiç peygambersiz kalmamış. Bu olayın sonucu şu: Buna rağmen bu kavim eğitilememiş ve eğitime hasret kalmış tarih boyu. Bu kavim tarihte fesadla eşanlamlı olarak anılmıştır."
Çeker’in “Müzik ve Musikinin İslam Dinindeki Hükmü Nedir?” başlıklı yazısında “Müzik ve Musikinin İslam Dinindeki Hükmü Nedir?” sorusuna yanıtı ise şöyle:
“Bu arada farklı değerlendirmeler olmakla birlikte İslam’da KADIN sesinden müzik dinlemenin caiz olmadığını duyurmak isterim. Bunu söylerken tabii ki dayandığım ciddi deliller var ancak burası onun yeri olmadığından münakaşasına girmiyorum. ALLAH cümlemizi affetsin.”
bianet'in gazete haberlerinden derlediği çeteleye göre 2010'da en az 381 kadın ve çocuk tacize, 207 kadın ve çocuk tecavüze maruz kaldı. Emniyet ve Jandarma verilerine göre 2010'un ilk yedi ayında 478 kadının tecavüze, 722 kadının tacize uğradı. (NV/EÜ)
* Haberde ntvmsnbc'den yararlandık.