Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 6 Şubat Maraş merkezli meydana gelen depremlere ilişkin tespit ve çözüm önerileri içeren tutum belgesini açıkladı.
Taksim Hill Otel'de yapılan toplantıda depremlerin yarattığı yıkıma ve sonrasında yaşananlar değinen Buldan, Erzincan depreminden bugüne kadar yaşanan depremleri sıraladı ve depremlerin sonuçlarının ağır söyledi.
Erzincan depreminden bugüne hala depremlerde ölümlerin yaşanmasının yegane sorumlusunun iktidar olduğunu vurguladı.
Buldan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Son yaşanan depremle; AKP-MHP iktidarının gerekli ve yeterli deprem önlemlerini almadığı, kamu kurumlarının hazırlıksız olduğu, büyük bir organizasyon ve koordinasyon sorunu yaşandığı açıkça görüldü."
"Doğal afetlere müdahalede yetkili kurum AFAD İçişleri Bakanlığına bağlandı, kurumun bütçesi genel bütçenin yüzde 0,25’i oranında belirlendi, kurumun yönetim kadrosu nepotizme teslim edildi."
"Görevi afetlere acil müdahale olan bu kurum iktidarın hırsızlık ve yolsuzluk kapısı haline getirildi. Kızılay da kurum yönetimi açısından liyakatsizlikle malul ve arpalık olarak kullanılan, halka yardım ulaştıran değil malzeme satan bir şirket durumuna getirildi."
"Deprem değil, depreme karşı gerekli ve yeterli önlemleri almayan siyasi iktidar ölümlerin sorumlusudur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, yani tek adam yönetiminin, nasıl enkaz altında kaldığına bu toplum tanık oldu."
"Yerel yönetimlerin güçlü olduğu, anında müdahale için Ankara’dan talimatın beklenmediği bir siyasal düzen ihtiyacı bir kez daha bir zorunluluk olarak açığa çıktı.”
"Yeni bir düzenleme yapılmalı"
Buldan daha sonra çözüm önerilerini sıraladı. Önerilerden bazıları şöyle:
- AFAD kesinlikle özerk bir kimliğe kavuşmalı, liyakat temelinde atamalar yapılmalıdır. AFAD’ın teşkilat yapısı yerel ve bölgesel düzeyde yeniden düzenlenmeli, illerde AFAD danışma kurulları oluşturulmalı, ilgili STK’lar ve yerel yönetimler bu kurullarda yer almalıdır.
- Afet anlarında halka yardım anlayışını kaybeden ve iktidarın arpalığına dönüşmüş olan Kızılay bu çarpık anlayıştan ivedilikle arındırılmalı ve yeniden yapılandırılmalıdır.
- Bina kusuruna bağlı meydana gelen yıkım ve ölümlerden inşaat, ruhsat, onay aşamasında birinci derecede sorumlu olan herkes için mevzuatta cezai yükümlülükler arttırılmalı ve kesinlikle uygulanmalı..
- İlköğretimden itibaren coğrafya ve jeoloji dersleri müfredata alınmalı; afet öncesi, afet anı ve sonrası için eğitimler verilmeli, afet esnası ve sonrasında yapılacaklara dair eğitimler ilkokul seviyesinden başlatılmalı.
- Afet dönemlerinde merkezin karar alma süreçlerini beklemeyecek, halkla beraber hareket eden güçlü demokratik yerel yönetimlerin inşası gerekli.
- Yatay örgütlenme tarzı ve merkezi kurumlarla koordineli halde hareket edecek yerel yönetimler her bir mahallede oranın ihtiyaçları doğrultusunda afet gönüllüleri örgütlenmesini hazırlamalı.
- Yeni bir düzenleme yapılmalı, 3194 Sayılı İmar Yasası ve bağlı yönetmelikler de kent suçları tanımlaması kapsamında yeni mevzuata uyumlu hale getirilmeli.
- Özellikle İstanbul başta olmak üzere tüm kentlerimizde kapsamlı afet yönetim planları hazırlanmalı ve gecikmeksizin uygulama olanakları yaratılmalıdır.
- Gelecek 5 yıllık planlamada depreme dayanıklı ve dirençli kentler projesi ilan edilmeli ve uygulanmalıdır.
- Tarım alanları, nehir dere yatakları, kıyılar, fay zonları, heyelan, çığ gibi riskli alanlar imara açılmamalı, mevcut olanlar bir planlama doğrultusunda boşaltılmalıdır.
- Kent ve mekan planlamaları, kent hakkı kavramı çerçevesinde, imar kanunları, bina ve yapı yönetmelikleri, yapı denetim sistemi uzman kurumlar, üniversiteler, TMMOB ve benzeri STK’lar ile bilimsel gerçekler ışığında yeniden düzenlenmelidir.
(RT)