HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar -Başaran, HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Kadın gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Acar-Başaran özetle şöyle konuştu:
“İktidar Musa O.’nun avukatlığını üstlendi”
1 Eylül Dünya Barış Günü: Savaştan en fazla etkilenen, savaşı hayatının her alanında çok yakından hisseden kadınlar alanlarda, meydanlarda barışın sesini yükselttiler. Barış Anneleri beyaz tülbentleriyle, kadınlar mor zincirleriyle ülkede ve dünyada barışın sesi olacaklarını bir kez daha dile getirdiler. Buradan başta kadınlar olmak üzere herkesin Dünya Barış Günü’nü kutluyorum.
Musa O.’nun tahliye edilmesi: Tam da bizler Barış Günü’nü kutlarken maalesef ülkemizde savaşın yarattığı etkilerden biri olan, savaşın sonuçlardan biri olan Musa Orhan vakasını konuşmaya devam ediyoruz. Ortaya çıktığı ilk günden beri özel bir yönelim olan, bir savaş aracı olarak kullanılan tecavüze genç bir kadının maruz bırakılması ve hürriyetinden yoksun bırakılıp intihara sürüklenmesi olayında maalesef Musa Orhan serbest bırakıldı. Musa Orhan serbest bırakıldıktan sonra kadınlar seslerini yükselttiler, “iktidarın aklama siyaseti, cezasız bırakma politikası kadına yönelik şiddet, tecavüzü teşvik ediyor” dediler. Ancak maalesef özellikle son dönemlerde iktidara yakın basın aracılığıyla ve iktidar sözcüleri tarafından Musa Orhan’ın avukatlığının üstlendiğini görüyoruz.
“Neredeyse İpek suçlu”
Her gün İpek Er’i suçlayıcı ve İpek Er’i neredeyse suçlu, Musa Orhan’ı mağdur gibi gösterecek bir takım yazıların yazıldığını görüyoruz. İlk günden yüksek sesle ifade etmiştik, ‘failin üniformalı olması, kimliği cezasızlık politikasını getirir’ demiştik. Ve gördük ki failin kimliği bir koruma kalkanı. Kendisi ifade etmişti bana bir şey olmaz diye. Gerçekten de Musa Orhan’a bir şey olmadı. Dosyada suçu sabit görünürken Musa Orhan serbest bırakıldı. Şimdi İpek Er suçlanıyor. İhraç edildi görevinden, ancak elini kolunu sallayarak bu suçu işleme iradesinin devam ettiğini görüyoruz.
İnfaz Yasasıyla serbest bırakılan tacizciler kadın katletmeye devam ediyor
İnfaz Yasası: Daha önce İnfaz Yasası tartışılırken de ifade ettik. Politik tutsaklar cezaevinde tutulurken kadına yönelik şiddet uygulayanlar serbest bırakıldı; tacizciler, istismarcılar, mafyalar serbest bırakıldı. “Bunlar kadınlar için büyük tehlike, kadınlar için koruma mekanizmaları kurun” demiştik ancak kurulmadı.
25 Ağustos tarihinde bir kadın Salih Mihrican isimli bir erkek tarafından katledildi. Bu erkek tam da bizim işaret ettiğimiz gibi serbest bırakılan bir erkekti. Yine Diyarbakır'da cezaevinden firar eden Veysi Yoldaş adlı bir erkek bir kadını katletti. O kadın Yoldaş’a karşı koruma talep etmesine rağmen bu karar verilmedi ve bu kişi kadını katletti. Yine iktidarın bazı alanlarda istismarcıları ve tecavüzcüleri nasıl koruduğuna dair bir örneği de Sakarya’da bir tarikat liderinin küçük bir çocuğa istismarında olayında gördük. Yine bir örnek Kilis’ten 17 yaşında genç bir kadın, tecavüze uğradı ancak çocuk doğurunca bu anlaşıldı. Musa Orhan vakasında olduğu gibi erkek önce tutuklandı, sonra serbest bırakıldı. (EMK)