* Fotoğraf: Pixabay
Lancet Planetary Health, dergisinin özel sayısında yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, Hindistan, Çin, ABD, İngiltere, Nijerya, Brezilya, Endonezya ve Almanya’da, Paris Anlaşması doğrultusunda iddialı iklim hedefleri benimsenmesi halinde her yıl milyonlarca insanın (daha iyi beslenme sayesinde 6,3 milyon, daha temiz hava sayesinde 1,6 milyon ve artan fiziksel hareket sayesinde 2,1 milyon kişinin) hayatı kurtulabilecek.
Yazarlar, dünya nüfusunun yüzde 50’sini ve küresel emisyonların yüzde 70’ini temsil eden bu dokuz ülkede Paris Anlaşması’na uyumlu iklim planları uygulamanın sağlık üzerindeki genel etkilerini ilk defa inceledi.
- PARİS İKLİM ANLAŞMASI: Aralık 2015'te Paris'te yapılan 21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) onaylanan anlaşmanın temel hedefi, küresel ortalama sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar 1,5 ile 2 derece arasında sınırlandırılması.
Araştırmaya göre, Ulusal Katkı Beyanlarının güçlendirilmesi, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasını doğrudan, insanların zararlı kirleticilere daha az maruz kalmasını, beslenme düzenlerinin iyileşmesini ve güvenli fiziksel aktivitenin artmasını da dolaylı olarak sağlayarak insan sağlığını olumlu etkiliyor.
TIKLAYIN - "İklim krizi, her yıl 250 bin ölüme neden olacak"
Üç senaryo incelendi
Her ülke için, üç farklı Ulusal Katkı Beyanı senaryosu kapsamında, enerji, tarım ve ulaşım sektörlerinden kaynaklanan emisyonlar ile beslenme düzeniyle ilişkili risk faktörlerine, hava kirliliğine ve fiziksel hareketsizliğe bağlı yıllık ölüm oranları değerlendirildi ve 2040 yılına ilişkin tahminler geliştirildi.
Temel senaryo (mevcut durum senaryosu) mevcut Ulusal Katkı Beyanı politikalarını incelerken, ikinci senaryo (sürdürülebilir yol haritası senaryosu) Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uygun Ulusal Katkı Beyanı politikalarını, üçüncü senaryo ise (sağlık yol haritası senaryosu) sürdürülebilir senaryoya sağlık ile ilgili bariz hedeflerin yerleştirilmesinden elde edilecek ilave faydaları mercek altına aldı.
Hamilton: Mesaj çok açık
Raporun baş yazarı ve aynı zamanda Lancet Countdown Sağlık ve İklim Değişikliği Yöneticisi, UCL Enerji Enstitüsü’nden Doçent Doktor Ian Hamilton şunları söylüyor:
“Raporumuz, iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemli ancak genellikle gözden kaçan bir dayanak noktasına odaklanıyor. Karbon azaltımının nihayetinde uzun vadeli olan ve hasar sınırlaması açısından değerlendirilen doğrudan faydalarının aksine, iddialı iklim politikalarının sağlık ile ilgili dolaylı faydaları kendilerini anında göstermektedir.
TIKLAYIN - Yeşil toparlanma küresel ısınmayı 2°C'nin altında tutabilir
“Mesaj çok açık. Paris Anlaşması’na uymak her yıl milyonlarca insanın erken ölmesini engellemekle kalmaz, iyileşen sağlık koşulları sayesinde milyonlarca insanın yaşam kalitesini artırır. Daha fazla hayat kurtarmak için sağlığı iklim değişikliği politikalarının ön saflarına yerleştirme zamanı geldi.”
Temiz hava 1,2 milyona etki ediyor
Çalışma kapsamındaki dokuz ülkenin tamamında, Paris Anlaşması’na uygunluk senaryosunda, iyileşen beslenme düzeni sayesinde 5,8 milyon, daha temiz hava sayesinde 1,2 milyon ve artan fiziksel hareket sayesinde 1,2 milyon insanın hayatı kurtarılabilir.
Ulusal Katkı Beyanlarına sağlıkla ilgili hedeflerin yerleştirildiği daha iddialı senaryo seçildiğinde ise, hava kirliliği, beslenme düzeni ve fiziksel hareketsizliğe bağlı sırasıyla 462 bin, 572 bin ve 943 bin ölümün daha önüne geçilebilir.
- NOT: Raporun yazarları, azalan hava kirliliği, daha iyi beslenme düzeni ve artan fiziksel hareket ile önüne geçilen olası ölümlerdeki çapraz geçiş hesaba katılamadığından, bu etkenlere bağlı ölüm oranlarının ayrı ayrı modellendiğini ve ortaya çıkan sonuçların toplamının alınmadığını belirtti. Modelleme çalışmasında olası senaryolara bakılırken, gelecekteki demografik ve sosyo-ekonomik eğilimlere ilişkin çeşitli varsayımlara dayanarak tahminde bulunduklarının da altını çizdi.
En çok fayda iyileşen beslenme düzeninden
Söz konusu üç etkenin sağlık üzerindeki etkileri ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, Paris Anlaşması’na uygunluk senaryosu altında tüm ülkeler en çok, iyileşen beslenme düzeninden faydalanıyor.
- NOT: Bu senaryoda, yarı vejetaryen diyetin giderek daha da yaygınlaşması ve sebze meyveye erişimin artması modellenmiş. Bu değişim sonucu kırmızı et ve işlenmiş gıda tüketiminde azalma görülse de hayvansal gıda tüketimi bir nebze de olsa devam ediyor.
İyileşen beslenme düzeninden, her yıl 100 bin kişide 188 ölümün engellendiği Almanya orantısal olarak en çok faydalanıyor, onu 100 bin kişide 171 ölümün engellendiği ABD ve 167 ölümün önüne geçildiği Çin izliyor.
Rapora göre, meyve, sebze, baklagil ve kabuklu yemişten oluşan bir beslenme düzeninin eksikliği, aşırı kırmızı et tüketimine bağlı risklere kıyasla daha büyük bir sağlık sorunu teşkil ediyor. Öyle ki, söz konusu beslenme tarzı benimsendiğinde ölümlerin yüzde 30’unun önüne geçilebilirken, aşırı kırmızı et tüketimi ölümlerin yüzde 22’sine sebep oluyor.
Ülkeler çaba harcıyor
Rapor, analizin yapıldığı dönemden bugüne bazı ülkelerin gösterdikleri çabayı artırdığının altını çiziyor. İngiltere ve AB, Ulusal Katkı Beyanlarını güçlendirdi. Çin 2060’a kadar karbon nötr bir ülke haline gelmeyi hedeflediğini duyurdu. Joe Biden ve Kamala Harris yönetimi ise 2050’ye kadar emisyonları sıfırlama çabası içinde olacaklarını taahhüt etti.
Yeni duyurulan bu taahhütlere rağmen, dünya henüz Paris Anlaşması hedeflerini tutturma yoluna girebilmiş değil ve küresel sıcaklığın yüzyılın sonuna kadar 2,5 derece artması bekleniyor.
Chan: Sağlık krizlerine direnç olacak
The Lancet Planetary Health özel sayısında yayınlanan makalesinde, Dünya Sağlık Örgütü Eski Genel Müdürü Margaret Chan şunları söylüyor:
“Rapor bulguları, dünya liderlerinin yeni Ulusal Katkı Beyanlarındaki iklim taahhütlerini yerine getirmeleri, aynı zamanda Covid-19 kurtarma planlarına çevre ve sağlık hedefleri yerleştirmeleri için önemli bir teşvik sağlıyor. Sonuçta, daha sağlıklı bir dünya nüfusu, gelecekte yaşanabilecek sağlık krizlerine karşı daha dirençli olacaktır.
“Sağlığın bu ölçekte iyileşmesiyle elde edilecek milyarlarca dolarlık tasarrufun, azaltım tedbirlerine ilişkin maliyetleri karşılamak için kullanılabileceğini de unutmamak gerekir.”
"Kasım 2021 son tarih"
Paris Anlaşması tarafları, bu yıl düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) öncesi, aslında geçen yılın sonuna kadar bildirilmesi gereken ancak (aralarında çalışma kapsamındaki dokuz ülkenin altısının da yer aldığı) çoğu ülke tarafından hâlâ açıklanmayan Ulusal Katkı Beyanlarını güncellemeye ve gözden geçirmeye devam ediyor.
Mevcut durumda, Ulusal Katkı Beyanları, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmaya yetecek kadar güçlü değil. Bu haliyle küresel sıcaklık artışının 3 dereceden daha fazla gerçekleşme tehlikesi bulunuyor.
Raporun yazarları, daha sağlıklı beslenme düzeni, daha temiz hava ve artan egzersiz ile birçok hayatın kurtarılabileceği gerçeğinin, beyanları güçlendirmek için bir dayanak teşkil ettiğini vurguluyor.
The Lancet Planetary Health Yazı İşleri Müdürü Dr Alastair Brown, “Glasgow’da düzenlenecek COP26 öncesi ülkelerden hedeflerini yükseltmeleri beklenirken, önümüzdeki aylarda iklim değişikliği ile mücadelenin hızlandırılması ve küresel sağlığın iyileştirilmesi için önemli bir fırsat bizi bekliyor. Herkesin harekete geçmesi gereken son bir tarih gerekiyorsa, artık o tarih belli; Kasım 2021” diyor.
Ulusal Katkı Beyanları
Bugüne kadar sadece otuz dört ülke (33 ülke ve AB) gözden geçirilmiş Ulusal Katkı Beyanı sunarken, aralarında bu çalışma kapsamına giren iki ülkenin (İngiltere ve Almanya) de yer aldığı sekiz ülke Ulusal Katkı Beyanlarını yeniledi.
Bu durum geri kalan 120 ülkenin hedeflerini yükseltmesi için açık bir pencere bıraktı.
Ülke verileri
2040 yılında senaryo (temel senaryoya göre) ve ülke (engellenen toplam ölüm sayısı ve 100 bin kişide engellenen ölüm sayısı) bazında engellenen ölümler:
Sürdürülebilir Yol Haritası Senaryosu (SPS): 2040’a yönelik projeksiyonların öne sürüldüğü bu senaryo, içinde bulunduğumuz yüzyılda küresel sıcaklık artışını 2 derecenin oldukça altında tutmak ve SKA2 (Açlığa Son), SKA3 (Sağlık ve Kaliteli Yaşam), SKA7 (Erişilebilir ve Temiz Enerji) ve SKA13 (İklim Eylemi) kapsamındaki hedeflere ulaşmak için Paris Anlaşması beyanlarıyla uyumlaştırılmak üzere tasarlanmıştır.
Tüm İklim Politikalarına Sağlığın İşlenmesi Senaryosu (HPS): 2040’a yönelik projeksiyonların öne sürüldüğü bu yaklaşım, herkesin sağlıklı ve kaliteli bir yaşama sahip olması için sinerji yaratıp zararların önüne geçerek, politika kararlarının sağlık üzerindeki etkilerinin sistemli bir şekilde dikkate alınmasını hedeflemektedir. Bu senaryo, Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile uyumlu tedbirler içerirken bir taraftan da sağlığı etkileyen dolaylı faydaların en üst seviyeye çıkarılmasını hedefler.
(TP)