İnsan Hakları ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Diyarbakır Şubesi de Diyarbakır raporunu açıkladı; Terörle Mücadele Yasası'ndan uzak durulmasını, Kürt sorununa köklü çözüm için kültürel hakların tanınmasını, dağdaki silahlı gücün indirilmesi için makul yasalar çıkarılmasını, seçim barajının kaldırılmasını veya makul düzeye çekilmesini istedi.
İHD: Parlamento barış kampanyasına öncülük etmeli
Dernek, sadece Diyarbakır'da 543 gözaltı olduğunu, Şırnak'ta 6 askerin öldürüldüğünü anımsattıktan, şiddetin, silahın ve özgürlüklerin kısıtlanmasının çözüm olmadığını yineledikten sonra, "toplumda hoşgörü, barış ve silahsızlanmayı hedef alan bir kampanya başlatmayı" önerdi.
"Başta parlamento olmak üzere, hükümet ve siyasi partiler bu kampanyaya öncülük etmeli, hak ve özgürlükleri kısıtlayacak, geçmişteki şiddet politikalarını yeniden gündeme getirecek düzenlemelerden kaçınmalıdır."
İHD, bütün toplumsal kesimleri de, "şiddeti reddetmeye, şiddete başvurmamaya, sorunlarını ve taleplerini barışçıl ve demokratik yollarla dile getirmeye davet etti."
MAZLUMDER: TMY'den ve şiddetten kaçının, sorun özgürlükle çözülür
MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi de, 28-31 Mart arasında kentte yaşanan olaylarla ilgili raporunu açıkladı.
Dernek, raporun sonuç bölümünde şu saptamalara yer verdi:
* Şiddete, kimden geldiğine, kime karşı olduğuna bakılmaksızın karşı çıkılmalıdır.
* Sivillere yönelik saldırılarda Diyarbakır'da 10 kişinin yaşa hakkı ihlal edildi. Yüzlerce sivilin ve güvenlik görevlisinin vücut bütünlüğüne saldırıda bulunuldu. Kolluk kuvvetleri, ölümlere karşı yeterli çabayı göstermedi, aşırı güç kullandı.
* Yasadışı topluluklar, sivil alanı müdahale tahtası/ alanı olarak görmekten vazgeçmeli.
MAZLUMDER, hükümete de Kürt sorununun tamamen çözülmesi, özgürlüklerin genişletilmesi için çağrıda bulundu:
* İşkence ve kötü muamelede sıfır tolerans ilkesi tam olarak hayata geçirmeli.
* Şiddet olaylarını bahane eden yaklaşımlardan uzak durulmalı; Terörle Mücadele Yasası dahil, hak ve özgürlük alanındaki kazanımları bitirecek düzenlemelerden kaçınılmalı; sorun daha fazla özgürlük temelinde çözülmeli.
* Bölgede yaşanan olaylarda şiddeti besleyen sosyal, siyasal ve ekonomik nedenler dikkate alınmalı; sorunları çözmeye yönelik projeler geliştirip uygulanmalı.
* Kürt sorununun tamamen çözümlenebilmesi için kalıcı çözümler üretilmeli ve uygulamalı.
* Kültürel haklar konusunda tüm engelleri kaldırılmalı; bu alanda tam bir özgürlük ortamı sağlanmalı.
* Bölgedeki taleplerin mecliste temsil edilebilmesi için, seçim barajı kaldırılmalı veya makul bir sınıra çekilmeli.
* Dağdaki silahlı gücün silahlarını bıraktıracak makul yasalar çıkarılmalı.
Diyarbakır'da 543 gözaltı
İHD'yse, açıklamasında, "yürürlüğe konmak istenen baskı ve şiddet politikaları şimdiden etkilerini göstermiş durumda" diyerek, Diyarbakır olaylarının sonuçlarını şöyle özetledi:
Sadece Diyarbakır'da 543 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 369 kişi tutuklandı.
Gözaltına alınanlardan 199'u, tutuklananlardan 91'i 18 yaşın altındaki çocuklar. Yapılan itirazlar üzerine şu ana kadar çocuklardan sadece 2'si tahliye edildi.
Gözaltına alınan ve tutuklanan çocuklar yönünden, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile ulusal mevzuatın çocukların yargılanmasına ilişkin hükümleri tümüyle göz ardı edilmiş durumda.
Çocuk Tutukevi olmadığı için, tutuklanan çocuklar diğer yetişkinlerle birlikte aynı cezaevlerine konuldular ve büyüklerin tabi oldukları şartlara tabiler.
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Batman ve Osmaniye Başkanları; Diyarbakır Demokrasi Platformu Sözcüsü ve Tes-İş 1 No'lu Şube Bşk Ali Öncü, Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Edip Yaşar, DTP il yöneticileri Musa Farizoğulları, Necdet Atalay, Muhlis Altın ve Nusret Akın yaptıkları açıklamalardan dolayı tutuklandılar. (TK/KÖ)