Hem tecride hem de ölüm oruçlarına karşı çıktıklarını vurguladığı açıklamada, Öndül, Adalet Bakanı Türk'ü daha sorumlu ve insaflı değerlendirmelerde bulunmaya, farklı düşünce ve önerilere karşı demokratik tutum içerisinde olmaya davet etti.
"Ölüm orucu eylemlerine karşı çıkıyoruz. Ama bu, tutuklu ve hükümlülerin tecrit koşullarında tutulmasına göz yumacağımız anlamına gelmez."
"Mahpusların da, dışarıdaki insanlar gibi, hakları ve özgürlükleri var ve bu hak ve özgürlüklere saygı gösterilmesi için çalışmalarımız sürecektir."
"Toplam 90 ölü, 400'den fazla Wernike-Korsakof hastası. Cezaevlerinde tutuklu olan, haklarında yaşamsal tehlike bulunduğu rapor edildiği halde tahliye edilmeyen 50'ye yakın insan. Bu insanların 15 aydır tecrit koşullarında tutulmasını hukukla ve insafla bağdaştırmıyoruz. Bu cezaevi politikasını İHD oluşturmadı, uygulamadı."
"Sayın Adalet Bakanı'nı daha sorumlu ve insaf ölçülerini kaçırmayan değerlendirmelerde bulunmaya ve farklı düşünce ve önerilere karşı demokratik tutum içerisinde olmaya davet ediyoruz."
İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül'ün, "Sayın Adalet Bakanı'na Yanıt" başlığını taşıyan açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
* Geçtiğimiz yıl gazetelerde yayınlanan demeçlerinde, İHD'yi ölüm orucu eylemini desteklemekle eleştiren Türk'e, aynı gün yaptığımız açıklamayla, insan hakları örgütlerinin neden insanın fiziksel ve ruhsal sağlığına zarar verici eylemleri desteklemediğini, teşvik ve telkinde bulunmadığını açıklamış, bir eylem türü olarak ölüm orucu eylemine karşı çıkışımızı anlatmaya çalışmıştık.
* İHD, bir insan hakları örgütü olarak, yapması gerekeni yapıyor. Tecride karşı çıkıyor. İnsan haklarına aykırılıkları saptıyor, yetkili makamlara ve kamuoyuna duyuruyor. İnsan hakları hukukunun egemen olması için çalışıyor. İnsan onuruna aykırı muameleye karşı çıkıyor.
* Toplam 90 ölü, 400'den fazla Wernike-Korsakof hastalığına yakalanmış, vücut dengesini sağlayamayan, hafıza kayıplarına uğramış insan. 50'ye yakın sayıda cezaevlerinde tutuklu olduğu için tahliye edilmeyen ve haklarında Adli Tıp kurumu tarafından yaşamsal tehlike bulunduğu rapor edilen insanın 15 aydır tecrit koşullarında tutulmasını hukukla ve insafla bağdaştıramıyoruz. Bu cezaevi infaz politikasını İHD oluşturmadı, uygulamadı.
* İHD'yi spekülasyonlardan da uzak tutarak, bir kez daha ve açıkça, bir eylem türü olarak ölüm orucu eylemlerine karşı çıktığımızı açıklıyoruz. Ama bu, tutuklu ve hükümlülerin tecrit koşullarında tutulmasına göz yumacağımız anlamına gelmez.
* Mahpusların da, dışarıdaki insanlar gibi, hakları ve özgürlükleri var ve bu hak ve özgürlüklere saygı gösterilmesi için çalışmalarımız sürecektir.
* Sayın Adalet Bakanı'nı daha sorumlu ve insaf ölçülerini kaçırmayan değerlendirmelerde bulunmaya ve farklı düşünce ve önerilere karşı demokratik tutum içersinde olmaya davet ediyoruz.(ÖG)