Mektubu göndermeden önce basın mensuplarına okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Hürriyet Şener, "Din dersinin okullarda zorunlu okutulan dersler arasında sayılması, din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bir durumdur. Uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan din ve vicdan özgürlüğünün 'zorunlu din dersi'yle tahakküm altına alınması da, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ihlalidir" dedi.
12 Eylül 1980 askeri darbesinin "otoriter laisist" anlayışının bir ürünü olan "mecburi din dersinde" açıkça ayrımcılık yapıldığını belirten Şener, İslamiyet içinde birçok mezhep varken sadece "Sünni" mezhebiyle ilgili eğitim verilmesinin, diğer dinler ve mezheplerin görmezden gelinmesinin bu ayrımcılığın en açık göstergesi olduğunu ifade etti.
Şener, mektupta Türkiye'de birçok dine mensup insanların yanı sıra, hiçbir dine inanmayan insanların da yaşadığını hatırlatarak, "Bu gerçekle asırlardır yüzleşmek istemeyen egemen anlayış, yok sayma ve dayatma kültürüyle varlığını koruyor" dedi.
Devlet, din işlerinden bütünüyle elini çeker
Gerçek demokratik laisizmde, devletin din üzerindeki tüm etkisinin ortadan kaldırıldığının altını çizen Şener, olması gerekenleri şöyle sıraladı:
* Devlet, din işlerinden bütünüyle elini çeker.
* Bütün dinlere ve dinsizliğe eşit mesafede durur.
* Nüfus kâğıdında din hanesi bulunmaz.
* Hiçbir resmi işlemde kimseye dini ve inancı sorulmaz.
* Bir dine inananlar ibadetlerini istedikleri gibi yapar. İbadethanelerini açarlar.
* Devlet hiçbir dinin ibadethanesi için ya da eğitimi için bütçeden para vermez.
* Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılır.
* Bir dinin mensupları, isterlerse kendi dinleri için bağış verirler ve bu bağışlarla ibadethanelerini açarlar; ibadetlerinin gereğini yaparlar.
* En önemlisi zorunlu din dersini kaldırır.
Şener, insan hakları savunucuları olarak Çelik'ten; zorunlu din derslerinin önümüzdeki eğitim döneminden itibaren kaldırılmasını, AİHS'nin 9. Maddesine aykırı olan Anayasa'nın 24/4. fıkrası'nın değiştirilmesine katkıda bulunmasını talep etti.
Hükümetin açıklamaları Anayasa'yla çelişiyor
Bakan Çelik'in ve diğer bakan ve hükümet yetkililerinin "Türkiye'de din dersi zorunlu değil" açıklamalarının, Anayasa'yla çeliştiğine söyleyen Şener, mektupta şu noktalara dikkat çekti:
"Anayasası'nın 24/4. fıkrası, 'Din ve ahlak eğitimi ve öğretimi devletin gözetim-denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır' der.
"Yine, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 12. maddesinde: 'Türk Milli Eğitimi'nde laiklik esastır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilköğretimle lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu dersler arasında yer alır' hükmünü içermektedir. Ciddi bir ihlal odağı olan maddelerin hala var olmasına rağmen yapılan bu açıklamaları, sorunu görmezden gelmenin bir yolu olarak, görmüş olduğunuza inanıyoruz." (KÖ/TK)