Haberin Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi, avukat Muhterem Süren hayatını kaybetti.
İHD, aynı zamanda MYK Üyesi de olan Süren’in ölümüyle ilgili şu açıklamayı yaptı: “MYK ve Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu üyemiz, hepsinden öte dostumuz insan hakları savuncusu av. Muhterem Süren yaşamını yitirmiştir. Kendisine Allah'tan rahmet diliyor, ailesine, yakınlarına, dostlarına derin taziyelerimizi sunarız.”
İHD Diyarbakır Şubesi de “İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyemiz ve değerli yoldaşımız Avukat Muhterem Süren, yaşamını yitirmiştir” açıklamasını yaptı.
Hafıza Merkezi “insan hakları savunucusu, Kulp Davası avukatlarından değerli Avukat Muhterem Süren'i kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz” diye yazdı.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, Süren Diyarbakır’daki evinde intihar etti. Cenazesi Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bulunan Süren, ailesinin memleketi Aydın’da toprağa verilecek.
Muhterem Süren hakkında
İnsan hakları savunucusuydu, İHD MYK Üyesiydi. İHD Diyarbakır Şubesinin Mayıs 2018’deki 15. Olağan Kongresi’nde bir kez daha Yönetim Kurulu’na seçilmişti.
Aynı zamanda Özgürlükçü Hukukçular Platformu üyesiydi.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 11 kişinin zorla kaybedilmesine dair Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mağdurların avukatlığını yapıyordu.
Davanın 12 Haziran 2017 tarihli duruşmasında çizer Bilge Emir, Süren’i, “Dosya yıllardır sürümcemede bırakılıyor” sözleriyle resmetmişti.
İHD Diyarbakır Şubesinin Cezaevi Komisyonu sorumlusu görevinde de bulunmuştu.
90’lı yıllarda devletin faili olduğu hak ihlallerinin yanı sıra hapishanelerdeki hak ihlallerini de takip ediyor, mağdurların avukatlığını yapıyor ve İHD’de bu olayların raporlaştırılmasına katkı sunuyordu.
Geçen yılki bir açıklamasında, “Tuttuğumuz bu raporlar tarihe birer not olarak düşecektir. Bu ihlalleri ortadan kaldırmayan idare bu işi sistematik olarak yaptığını göstermektedir” demişti.
90’lı yıllardan kalan hak ihlali davalarıyla ilgili bianet’te yayınlanan söyleşisinde de şunları söylemişti: “Geçmişle yüzleşme iradesi ortaya konulamadı. Halen, çıkarılan yasal düzenlemeler devlet suçlarını örtbas etme gayesi barındırıyor. Bizler, o yüzden ısrarla, hakikat ve geçmişle yüzleşme vurgusu yapmaktayız. Çünkü hakikatler ortaya çıkarılmadığı, geçmişle yüzleşilmediği sürece, yüzleşilmesi gereken yeni vakalar ortaya çıkacaktır. Tıpkı Roboski gibi, tıpkı Cizre bodrumları gibi…”
bianet’in insan hakları odaklı haberciliğinin değerlendirildiği, Nisan 2014’te düzenlenen “İnsan Hakları Odaklı Habercilik Buluşması”na da İHD Diyarbakır Şubesini temsilen katılmıştı. (AS)