1999- 2002 yılları arasında işkence, ifade hakkının engellenmesi gibi uygulamaların da değerlendirildiği raporda şu bilgiler yer aldı.
19 yasa değişti
* Türkiye'de 2002 yılında çok önemli yasama faaliyeti gerçekleştirildi. Üç ayrı uyum paketi adı altında 6 Şubat (1. uyum paketi), 26 Mart (2. uyum paketi) ve 3 Ağustos 2002 (3. uyum paketi) tarihlerinde çeşitli yasalarda değişiklikler yapan yasalar kabul edildi.
* Türk Ceza Yasası, Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanun, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri gibi 19 Yasa değişikliği gerçekleşti.
* Yapılan değişiklikler arasında, ölüm cezasının barış döneminde kaldırılması, Türkiye'de konuşulan dillerle ilgili olarak, bu dillerin kurslarda öğrenilmesine ve radyo ve televizyonlarda bu dillerle yayın yapılmasına olanak sağlanması gibi önemli ilerlemeler yer aldı.
* Bu süreçte, bazı yasaların bazı maddeleri birden fazla değişikliğe uğramıştır. Yapılan yasal değişiklere karşın Türkiye'nin insan hakları durumunda, uygulamada köklü değişikliklerin yaşandığını söylemek olanaklı değildir.
Bilindiği gibi, İHD,1999 yılından beri, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne aday ülke ilan edilmesinin ardından süreci yasal değişiklikler ve uygulama açısından karşılaştırmalı olarak izlemektedir. İki temel hak kategorisini, işkence yasağı ve ifade özgürlüğü hakkını özel olarak analiz etmekteyiz.
* İHD verilerine göre 1999 yılında 594 kişi, 2000 yılında 594 kişi, 2001 yılında 862 kişi ve 2002 yılında 876 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır.
* Son dört yılda Türkiye'de 2926 kişi işkence görmüştür. Bu durum her gün yaklaşık iki kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını da göstermektedir. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in soru önergesine verdiği yanıtta ise, son üç yılda 4600 kişinin işkence gördüğü için cumhuriyet savcılıklarına başvurduğunu bildirmektedir.
* 16 yıldır yinelediğimiz gibi, işkencenin önlenmesi için en yüksek politik iradeye gereksinme vardır. Yasal, yargısal, idari ve eğitsel önlemler hızla ve etkili bir biçimde alınmalıdır.
* İHD verilerine göre, 1999 yılında 166 kişi hakkında, 2000 yılında 468 kişi hakkında, 2001 yılında 3473 kişi hakkında ve 2002 yılında 2498 kişi hakkında, düşüncelerini açıkladığı için dava açılmıştır.
OHAL'in adı gitti
* 30 Kasım 2002 tarihi itibariyle Olağanüstü Hal (OHAL) son iki ilde de kaldırılmıştır. Böylelikle bölgenin 24 yıllık olağanüstü yönetim usulü ile yönetilmesi sona ermiştir. Ancak, ortada fiili bir durum da vardır. Koordinatör Valilik uygulaması hukuk dışı bir uygulamadır.
* OHAL Valisinin açıklamasına göre, toplam 51 bin yurttaş köyüne dönüş yapmıştır. Resmi açıklamalara göre yaklaşık 500 bin kişinin zorunlu göçe tabi tutulduğu düşünülürse, göç etmek zorunda bırakılanların ancak yüzde 10'nun geri dönüş yapabildiği anlaşılmaktadır.
* Resmi açıklamalara göre 3428 köy boşaltılmıştır. Bu rakamlar İHD verilerine göre, 3688 köy ve mezranın boşaltılması ve 3 milyondan fazla insanın göç etmesi biçimindedir. Koruculuk uygulaması da devam etmiştir ve yaklaşık 60 bin korucu bulunmaktadır. Koruculuk sisteminin tasfiye edilmemiş olması, köye geri dönüşün önündeki en önemli engellerden biri olarak durmaktadır
* 19 Aralık 2000 tarihli cezaevleri operasyonunun ardından devam eden ölüm oruçları 2002 yılında da sürmüştür. Pek çok insan yaşamını yitirmiştir. F Tipi cezaevleri tecrit koşulları taşımaktadır ve bu koşullar halen sürdürülmektedir.
* Adalet Bakanlığı tecrit politikasından vazgeçmelidir. Tecrit, son günlerde İmralı adasında tutulmakta olan Abdullah Öcalan özelinde yeniden güncel bir konu olarak gündeme gelmiştir.
* İHD savaş karşıtı duruşunu her aşamada sergilemiştir. ABD'nin Irak'a yönelik savaş, saldırısı ve işgal planlarına karşı çıkıyoruz. Türkiye'nin hiçbir biçimde savaşta taraf olmamasını istiyoruz.(NK)