İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda bir araya gelerek 10 Aralık İnsan Hakları Haftasıyla ilgili açıklama yaptı.
Açıklamada "Herkes için insan hakları" yazılı pankartın açıldığı açıklamada "Çocuk tutukluluğuna hayır", "İnsan hakları savunucularına dokunma", "Anadil haktır engellenemez", "Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, barış kazanacak", "İnsan haklarıyla insandır", "Kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz" dövizleri ile Şebnem Korur Fincancı'nın fotoğrafları taşındı.
Burada konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabul edilişinin 74. yılında, bildirgenin insanlığın yolunu kutup yıldızı gibi aydınlatmaya devam ettiğini söyledi.
Ancak bildirgede yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzenin hâlâ kurulamadığını anlattı. “Dünyanın her yerinde halklar özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları talepleriyle itirazlarını yükseltiyorlar” dedi.
"İşkence Türkiye'nin en başat insan hakları sorunu"
İşkence olgusunun, 2022’de de Türkiye’nin en başat insan hakları sorunu olduğu ifade eden Yoleri şöyle konuştu:
“Resmi gözaltı merkezlerinin yanı sıra kolluk güçlerinin barışçıl toplanma ve gösterilere müdahalesi sırasında, sokak ve açık alanlarda ya da ev ve iş yeri gibi mekânlarda, yani resmi olmayan gözaltı yerlerinde ve gözaltı dışındaki ortamlarda yaşanan işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları, yeni bir boyut ve yoğunluk kazandı.”
Hapishanelerin, Türkiye’de siyasal iktidarın hukuku bir baskı ve sindirme aracı olarak kullanmasının sonucunda tıka basa dolu olduğu ifade eden Yoleri “Yaşam hakkı ihlalinden işkenceye, sağlık hakkına erişime kadar ağır ve ciddi ihlallerinin yaşandığı yerlerdir. İmralı Hapishanesi başta olmak üzere, tek kişi ya da küçük grup izolasyonu/tecrit uygulamaları çözülemeyen kronik bir soruna dönüşmüştür” diye konuştu.
"İnsan haklarına saygıyı yükseltmeye devam edeceğiz"
Türkiye'de yaşam hakkı başta olmak üzere en temel insani taleplerin engellendiğini ifade eden Yoleri, AKP iktidarının baskı ve sindirme politikalarından bahsetti. Yoleri şöyle konuştu:
"2022, bir önceki yıl gibi toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü açısından kısıtlama ve ihlallerin kural, özgürlüklerin kullanımının ise istisna olduğu bir yıl oldu. Yıl içinde her toplumsal kesimden kişi ve grup, toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini mülki amirlerin yasakları veya kolluk güçlerinin fiili müdahaleleri sonucunda kullanamadı.
“Cumartesi Annelerinin, Galatasaray Meydanı’nda oturmalarının yasaklanması devam etti. Anayasa tarafından da teminat altına alınmış olan toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini çeşitli vesilelerle kullanmak isteyen kadınlar, LGBTİ+'lar, Cumartesi Anneleri, barış ve insan hakları savunucuları, öğrenciler, çevreciler, işçi ve emekçiler, HDP'liler kolluk güçlerinin zalimane ve utanç verici şiddetine mazur kaldılar.”
İşçilerin, emekçilerin, kadınların, LGBTİ+'ların kazanılış haklarına dokunulmaması, tutsaklara yönelik baskıların son bulması, çocuk istismarının son bulması çağrısı yapan Yoleri, "Son söz olarak var oluş nedenleri hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan bizler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm zorluklara karşın ihlalleri belgeleyip, raporlayarak görünür kılmaya, böylelikle önlemeye, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarına saygıyı yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.
(HA)