Biçici'nin "aklını başına almadığı takdirde" ölümle tehdit edildiği mektup, 19 Nisan'da, derneğin diğer üyeleri Eren Keskin, Şaban Dayanan ve Doğan Genç'e gönderilen mektuplarla aynı içerikte. Mektup, 13 Nisan tarihinde İstanbul'dan, Bakırköy Postanesi'nden postalanmış.
Sorular
İHD, basın açıklamasında, bu mektupların oluşturduğu soruları şöyle sıraladı:
* Mektupların hepsinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Dernekler Masası'na verdiğimiz ve sadece Emniyet'te bulunan Genel Kurul Sonuç bildirgesindeki unvan ve ikamet adreslere gelmesi tesadüf müdür?İHD: Amaçlarına ulaşmalarına izin vermeyeceğiz* İstanbul'da yaşayan yöneticilerimizin hedef seçilmesi, daha önce Akın Birdal suikastına karışan ve 2 ay önce CNN Türk'te yayınlanan 5 N 1 K programında açık bir şekilde "koşullar oluşursa aynı şeyi tekrar yaparız" diyen kişilerin İstanbul'u örgütlenme üssü olarak belirlenmesinin payı var mıdır?
* Kasım 2001'de derneğimize yönelik silahlı saldırıda bulanan Zeki Genç adlı kişinin cezaevinden "yanlışlıkla" tahliye edilmesi ve bugüne kadar yakalanmamasındaki amaç, insan hakları savunucularını hedef alan kişilere cesaret vermek olabilir mi?
İHD, mektuplar kanıt olarak ele alınıp, ayrıntılı bir araştırma/soruşturma sürecinin başlatılmaması halinde, "yalnızca devletin göz yumduğu kimliği belirli bazı paramiliter güçlerin değil, aynı zamanda devletin kendisinin de sorumlu olacağını" açıkladı.
Dernek, insan hakları mücadelesinin resmi devlet politikasıyla uzlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çekerek, saldırı ve tehditlerden yılmayacaklarını belirtti:
"19 yıldır büyük bir kararlılıkla sürdürdüğümüz insan hakları, demokratikleşme ve sivilleşme mücadelemizde her zaman bu tür tehdit ve saldırılara maruz kaldık. Arkadaşlarımızı yitirdik, kimimiz yaralandı. Ancak insan hakları mücadelemiz devam etti ve bundan sonra da devam edecek. İnsan hakları mücadelesini resmi devlet politikasıyla uzlaştırmaya çalışan bu güçlerin amacına ulaşmasına izin vermeyeceğiz. " (TK)