İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Eşbaşkanı, Avukat İlhan Öngör, Osmaniye T Tipi Hapishanesinde jandarma ve gardiyanlarca darp edilen mahpuslarla görüştü.
Mahpuslar Sedat Aydın, Mehmet Naci Yılmaz, Ömer Kılınç’ın aileleri, yakınlarının 19 Ağustos’ta dövüldüğünü söyleyerek 22 Ağustos’ta İHD’ye başvurdu. Avukat Öngör aynı gün hapishaneye giderek mahpuslarla görüştü.
Mahpuslar görüşmede şunları anlattı:
Sedat Aydın: Öldürmekle tehdit ettiler
Osmaniye T Tipi Cezaevine dokuz kişiyle beraber nakil oldum. Hapishaneye geldiğimizde 40-45 yaşlarında orta boylu kır saçlı, kilolu bir komutan yanımıza gelerek “burası Suriye gibi olursa ilk öldüreceğimiz kişi sizlersiniz, sakın uyumayın bir gün gelip kafanıza sıkacağız!” dedi. Önce dördümüzü dövdüler sonra beni Yılmaz’ı başka bir odaya aldılar. Bu odada yine askerler tarafından dövüldük. Aynı komutan “Bunları haftada bir hastaneye, avukata götüreceğiz bahanesiyle dışarı çıkarıp dövmeye götürürüz” dedi. Askerin biri “kamerayı kapatalım komutanım” dedi. Komutan ise “çalışmayan kameranın nesini kapatacaksın” dedi. Bu arada askerler bize küfrediyordu. Askerler bizi gardiyanlara teslim ederken “bunlar polis katilleridir, ona göre. Sonra yine dövmeye geleceğiz bunları” dediler.
Mehmet Naci Yılmaz: Çıplak arama yaptılar
Osmaniye T tipi Cezaevinin jandarma kabul yerinde jandarma komutanı beni, Sedat’ı, Ömer’i ve Murat’ı sorguya aldılar. Olayı nasıl yaptığımızı, polisleri nasıl öldürdüğümüzü, hangimizin öldürdüğünü sorarak küfretmeye başladılar. Sedat “biz yapmadık” deyince Sedat’a vurmaya başladılar. Sonra komutan “böyle olmaz, bunların hepsini bir odaya alın” dedi. Sonra hepimizi bir yere alıp dövmeye başladılar. Yaklaşık 30 asker Ömer ve Murat’ı da bir odaya alıp dövdüler. Başka bir odaya da benle Sedat’ı götürdüler. Komutan içeri girip “erkekseniz polisleri karşıdan vursaydınız, niye ensesinden vurdunuz” dedi ve yaklaşık 20 asker bize vurmaya başladı. Sonra bizi çırılçıplak soyup aramaya başladılar. Arama bittikten sonra eşyalarımızı yere dağıttılar ve botlarıyla eşyalarımıza bastılar. Sonra da “toplayın bunları” dediler. Askerler, gardiyanlara seslenerek “polis katilleri geliyor, ona göre” dediler.
Ömer Kılınç: Doktor yüzümüze bile bakmadı
Osmaniye’ye geldiğimizde jandarma kabul yerinde ben, Aydın, Yılmaz ve Murat Abir’i yaklaşık 30 asker dövmeye başladı. Sonra benle Murat’ı başka bir odaya aldılar. Sedat’la Mehmet Naci’yi de başka bir odaya aldılar. 15-20 kişi bizi odada dövmeye başladılar. Coplarla başıma vurdular. 40-45 yaşlarında bir komutan vardı, jandarma kabul yerinde bizi sorguya aldı. Olayı nasıl yaptığımızı, hangimizin yaptığını sordu. Bir gün sonra doktora dilekçe yazdık, doktora çıktık. Doktor yüzümüze bile bakmadan “bir şeyiniz yok” dedi.
İHD: Hukuki süreç başlamalı
Jandarma komutanının, mahpusları sorguya almasında görev ve yetkisinin olmadığını belirten avukat Öngör, tutukluların ağır şekilde dövüldüğünü, tehdit ve hakaretlere maruz kaldıklarını ifade etti:
“Mahpuslar, yaşadığı bu travma nedeniyle halen korku içerisinde yaşıyor. Kaba işkencenin yanında çıplak arama yöntemi ile rencide edilip hakarete uğradılar. Adalet bakanlığının, mahpusların uğradığı işkencenin ve maddi gerçeğin ortaya çıkması için yetkililer hakkında hukuki sürecin başlatmasını, sorumlular hakkında gerekli cezai yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz.” (AS)