İnsan Hakları Derneği (İHD), Beyoğlu’ndaki İstanbul Şubesi önünde, Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) başlatılan soruşturma kapsamında sanatçılar ve gazetecilerin de aralarında olduğu en az 52 kişinin gözaltına alınmasına dair bir basın açıklaması yaptı.

10 ilde HDK'ye operasyon: 60 gözaltı kararı
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, açıklamayı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.
Açıklamada Yoleri, son dönemde muhalefet partilerinin seçilmiş belediye başkanlarına yönelik soruşturma ve gözaltı dalgasına ve kayyım atama sürecinde yaşanan hak ihlallerine vurgu yaptı:
Yerel seçimlerin yapıldığı 2024 yılının Mart ayından bu yana özellikle DEM Parti tarafından kazanılan belediyeler çoğunlukta olmak üzere, 2’si büyükşehir, 11 belediyeye İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atandı.
Kayyum atama işlemleri sırasında halka işkenceye varan kötü muamelelerde bulunuldu ve çok sayıda insan gözaltına alınarak tutuklandı.
Siyasal iktidar, tamamen seçmenin seçme özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek kent uzlaşısı yaklaşımını da bir suç olarak değerlendirerek kent uzlaşısı adı altında belediyede çeşitli görevlere getirilen 10 kişi hakkında da tutuklama kararı verdi.
Van Belediyesi’ne kayyum atanması işlemi sırasında belediyenin içine, halka, plastik mermilerle ateş edildi. Yapılan basın açıklamaları sırasında DEM Parti milletvekili Nevroz Uysal da dahil çok sayıda insana işkence edildi, çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Van’da kayyım protestoları: Polis şiddet kullandı, belediye başkanlarını gözaltına aldı
“Sindirme politikası”
Yoleri, soruşturma dalgalarının siyasi ve toplumsal muhalefete yönelik bir sindirme politikası olduğuna dikkat çekti:
Bir taraftan yürütülen yeni bir ‘sürecin’ varlığı tartışılırken, çatışma ortamının bitmesi gerektiği savunulurken, bugüne kadar hiçbir şekilde savaş politikalarına hizmet etmemiş, her zaman barışı savunmuş, insan hakları ve demokrasiden yana olmuş insanların gözaltına alınması başka bir şekilde açıklanamaz.
Yoleri, sözlerine şöyle devam etti:
Hem halkın seçme ve seçilme özgürlüğüne, seçmen iradesine darbe olarak değerlendirdiğimiz kayyım politikasına, hem de ifade ve örgütlenme özgürlüğümüze yönelik tüm ihlallere karşı sesimizi yükseltmeye devam edecek, bu korkutma ve yıldırma politikalarının karşısında duracağız.
(EC)