Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen'in Türkiye ziyareti ile birlikte yeniden tartışılan işkence konusunda yaptıkları bu değerlendirmenin, olgulara dayalı olduğunu vurgulayan Öndül, işkencenin sistematik, bir başka deyişle idari uygulama olmasını Avrupa İnsan Hakları Komisyonu (1) ve İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (2) tanımlarıyla açıkladı.
Öndül, basın açıklamasında, İHD'nin işkenceye ilişkin verilerinden hükümeti haberdar ettiklerini, ancak güvenlik birimlerinde görev yapan bazı kamu görevlilerinin insanlara işkence yapmaya devam ettiğini vurgulayarak "Hakiki gerçek ne yazık ki, budur" dedi.
İHD verileri
Öndül, 2003 yılı ile 2004 yılının ilk 6 ayında işkenceye ilişkin İHD verilerini şöyle sıraladı:
* 2003 yılında 1391 kişi işkence görmüştür.
* 1391 kişiye 29 il sınırı içersinde işkence yapılmıştır.
* İşkence vakalarına rastlanan illerin adları şöyledir: Ankara, Adana, Ardahan, Ağrı, Aydın, Batman, Bursa, Bingöl, Diyarbakır, Gaziantep, Hakkari, Edirne, Kayseri, Konya, Isparta, İstanbul, İzmir, Manisa, Mardin, Mersin, Muş, Ordu, Siirt, Şanlıurfa, Iğdır, Tunceli ve Van.
* Bu illerin 16'sı Doğu ve Güneydoğu illerinde, 13'ü diğer bölgelerdedir.
* Doğu ve Güneydoğu'da 505 kişi işkence görmüştür. Diğer bölgelerde işkence görenlerin sayısı 886'dır.
* Türkiye'nin çeşitli illerinde, 2003 yılı içersinde çeşitli aylar ve günlerde işkence görenlerin yıl içersinde anlattıkları işkence öyküleri; uygulanan işkence yöntemleri konusunda da fikir vermiştir. Öykülerden 30 çeşit işkence yönteminin uygulandığı anlaşılmaktadır.
* 2004 yılının ilk 6 ayında işkence görenlerin sayısı 692'dir.
* Münferit (tekil) hale gelen, genel olarak işkence uygulaması değil, bazı işkence yöntemleri ya da türleridir. Örneğin, falaka, elektrik şoku vermek suretiyle işkence yapma ve Filistin askısı yöntemleri tekil işkence türleri olarak görülmektedir. Örneğin Ankara Emniyetinde bu üç yöntemin hiçbirisi uygulanmamıştır. İstanbul'da işkenceye maruz kalan 283 kişiden yalnızca bir kişiye falaka, bir kişiye elektrik işkencesi yapıldığı anlaşılmaktadır. İzmir'de bir kişiye elektrik işkencesi yapıldığı, falaka ve Filistin işkencesi yöntemine başvurulmadığı anlaşılmıştır.
Zincirleme sorumluluk
Şubat 2004 tarihinde Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen ile birlikte Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'e ve Reform İzleme Grubu'na, işkencenin önlenmesi için somut önerilerde bulunduklarını hatırlatan İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, hükümete yaptıkları sunuşu yineledi:
"'İşkenceye sıfır tolerans' bir kararlılığı ifade etmesi açısından olumludur. Ancak, bu söylemin gereği yapılmalıdır. Örneğin, işkencenin nerede hangi emniyet biriminde, kimler tarafından yapıldığı, kimlerin göz yumduğu ya da hoşgörüde bulunduğu bellidir. Hükümetinizin, böyle bir işkence vakasında işkence yapanı, onun amirini, emniyet müdür yardımcısını, emniyet müdürünü açığa almasını istiyoruz. Zincirleme sorumlu tutmasını istiyoruz. Yalnızca yargıya sevk etmek yetmez. İdari tasarrufta bulunmak gerek."
İHD Genel Başkanı Öndül açıklamasını "Ancak bugüne değin, bu kadar çok işkence şikayetine karşın, bir tek polis memuru, amiri, emniyet müdür yardımcısı ya da emniyet müdürü hakkında hükümetçe idari tasarrufta bulunulmamıştır. Güvenlik birimlerinde görev yapan bazı kamu görevlileri de insanlara, yurttaşlara işkence yapmaya devam etmektedir" diye noktaladı. (YS)
(1) Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, "İşkence ve kötü muamele yasa dışı olmasına karşın, yetkili amirlerin eylemi yapanları hoş görmesi; cezalandırmak için tasarrufta bulunmaması; yinelenmesini önlememesi ya da daha yüksek düzeydeki yetkililerin çok sayıda şikayet bulunmasına karşın, bunların doğruluğu yahut yanlışlığını saptama için yetkin bir soruşturma açtırmaması; şikayetçilerin yargı usullerinden, şikayetinin yansız bir yargı birimine sunma olanağından yararlandırmaması"nı idari pratik olarak nitelendirmiştir. (Gemalmaz, Mehmet Semih, İşkencenin Önlenmesi, Amaç yayınları, İstanbul, 1990,sf.84)
(2) İşkenceyi Önleme Komitesi işkencenin sistematik olmasını şöyle tanımlar: "İşkencenin belli bir yerde ya da belli bir zaman zarfında tesadüfi olarak değil; fakat en azından söz konusu yerin anlamlı bir bölümünde; daimi, yaygın ve kasten meydana geldiğinin açıkça görülmesi halinde işkence sistematik olarak uygulanıyor demektir." Ayrıca Komite, "Bu durumun hükümet iradesinden kaynaklanıyor olması gerekli değildir. Hükümetin kontrol etmekte zorlandığı bazı faktörlerin bir sonucu olarak da böylesi bir durum ortaya çıkabilir. Böylesi bir zorlanmanın varlığı; merkezi hükümetin tayin ettiği politikalar ile, bunların yerel idareler tarafından uygulanması arasındaki ihtilafa işaret ediyor olabilir. İşkencenin uygulaması için, uygulamada boşluk bırakan yetersiz hukuki mevzuat, işkence uygulamasının sistematik yapısına katkıda bulunabilir." (Giffard, Camile, İşkencenin Rapor Edilmesi El Kitabı, Essex Üniversitesi yayını, İzmir Barosu İnternet Sitesinden alıntılanmıştır.)