İnsan Hakları Derneği (İHD) “iktidarın savaş politikasına muhalif olan herkesin açık ve yakın tehlike altında olduğunu” açıkladı.
Avukat, hak savunucusu Eren Keskin ve diğer hak savunucularına yönelik tehditlere dair yazılı açıklama yapan İHD, Barış Pınarı harekatıyla barış tartışmalarının ve barış savunucularının maruz kaldığı baskı ve yıldırma politikalarının gündemin en üst sıralarına taşındığını ifade etti:
“İçişleri Bakanı, 11 Ekim 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile harekâtla ile ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle 500 kişi hakkında inceleme başlatıldığını, 121 kişinin ise gözaltına alındığını duyurdu. 9 Ekim’den beri yapılmak istenen her türlü gösteri ve basın açıklaması ya yasaklandı ya da zor kullanılarak engellendi.”
TIKLAYIN – 24 Sosyal Medya Kullanıcısına “Barış Pınarı” Tutuklaması
“Cumartesi Anneleri/İnsanları da saldırıya uğradı”
İHD’nin konuyla ilgili açıklaması özetle şöyle:
“İnsan hakları savunucuları, yaptıkları açıklamalarda ağır insan hakkı ihlallerine karşı çıktıkları için eleştiriliyor ve hedef gösteriliyor.
“Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın sivillerin korunması yükümlülüğü hilafına yaptığı açıklama ise yaşanan sivil katliamların görmezden gelinmesine hizmet ediyor, savaşın ölümcül ve yıkıcı sonuçlarını hafifletmeye çalışıyor.
“CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gibi savaşın yakıcı sonuçlarına dikkat çekip barış hakkını savunan kişilerin bizzat siyasal iktidar sözcüleri tarafından kitlelere hedef gösterilmesi oldukça tehlikelidir. Bu durum, bu kişilere yönelik can güvenliği sorunu doğurabilir.
“Hepsinden çok daha tedirginlik verici olan ise iktidara yakın gazetecilerin düzenli olarak hükümetin savaş eylemine karşı barışı savunan herkese tehdit ve hakaret etmesi ile bu kişileri hedef göstermesidir.
“Cumartesi Anneleri/İnsanları da geçen Cumartesi, 759. haftada, 12 Ekim’de yapacakları açıklama polis şiddet kullanarak engellendi, İHD İstanbul Şubesi de polis saldırısına uğradı.
“İHD’ye ve insan hakları savunucularına yönelik saldırıların en vahim örneklerinden biri de İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in gazeteci Nedim Şener tarafından hakarete uğraması ve hedef gösterilmesidir.
“Uzun yıllardır maruz kaldığı baskılara karşın tutarlı bir biçimde insan haklarını ve barışı savunmaktan taviz vermeye Eren Keskin’in bu biçimde hedef gösterilmesi, Türkiye’de insan hakları savunucularının açık ve yakın tehlike ile karşı karşıya olduklarını gösteriyor.
“Siyasi iktidarın savaş politikasına muhalif olan herkes açık ve yakın tehlike altında. Anaakım ve iktidar yanlısı medya nefret söylemini çok sık kullanıyor ve barış savunucularının sesinin kısılması için her türlü yayını yapıyor.
“Ayrıca Türkiye’deki tüm sosyal medya paylaşımları iktidarın denetimi altına alındı, en küçük bir eleştiri durumunda yaygın gözaltı ve tutuklamalar yapılıyor. Yargı yolu ile toplum üzerinde muazzam bir baskı oluşturuldu.
“Türkiye’nin de tarafı olduğu BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ne göre savaş propagandası yasaktır. Dolayısıyla savaşa karşı çıkan ve barışı savunun insan hakları savunucularının korunmasının Türkiye’deki iktidarın, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın sorumluluğundadır.” (AS)