Rapora göre, geçtiğimiz ay 163 kişi gözaltına alınırken, 8 kadın, 17 erkek ve 4 çocuk gözaltında işkence kötü muamele gördükleri iddiasıyla İHDye başvurdu. Aynı dönemde, 16 gazete ve dergi toplatıldı, 2 gazeteci tutuklandı, 1 filmin gösterimi yasaklandı.
İnsan hakları ihlalleri
Rapora göre, Nisan ayında yaşanan insan hakları ihlallerinden bazıları şöyle:
Cezaevinde yaşamını yitirenler: 1
Tutuklananlar: 24
İşkence gören kadın: 8
İşkence göre erkek: 17
İşkence gören çocuk: 4
Derneğe yapılan başvuru sayısı: 2
Bulunan kayıp: 1
Faili meçhul saldırıda yaşamını yitirenler: 11
İş kazası sonucu yaşamını yitirenler: 2
Toplatılan gazete, dergi: 16
Tutuklanan gazeteci: 2
Gösterimi yasaklanan film: 1
Düşünceye istenen hapis cezası: 9 yıl 6 ay
Düşünceye verilen hapis cezası: 1 yıl 8 ay
Düşünceye verilen para cezası: 9 milyar 506 milyon 536 bin 285 TL.
Ayrımsız ve koşulsuz genel af
Dernek binasında raporla ilgili basın toplantısı düzenleyen yönetim kurulu üyesi Şaban Dayanan, yasal alanda yapılan değişikliklerin günlük yaşama yansımadığını belirtti.
Dayanan, "Ankara'da 1 Mayıs mitingine katılan lise öğrencilerinin okulda sorgulanması, Antep'te Savaşa Hayır mitingine katılan öğrencilerin işkence görmesi ve okuldan uzaklaştırılması bunun sadece iki örneğidir" diye konuştu.
Gündeme getirilen Pişmanlık Yasası'nın daha önce de 6 kez uygulandığını hatırlatan Dayanan, "Bu yasadan yararlanmak isteyen kişilerin verdiği temelsiz ifadelerle binlerce kişi gözaltına alınmış veya tutuklanmıştı. Pişmanlık Yasası sorun çözmekten çok, binlerce mağduriyetin ortaya çıkmasına yol açmıştı" dedi.
Dayanan, çözümün "ayrımsız ve koşulsuz bir genel affın ilan edilmesi"nde olduğunu ileri sürdü.
İHD istanbul Şube Yöneticisi Şaban Dayanan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sivilleşmenin önünü açacak yasal değişiklikler AB için değil, bu topraklarda yaşayan insanlar için açılmalıdır. Bu amaçlanmadığı sürece, yapılacak tüm düzenlemeler kağıt üzerinde kalacaktır. Ekonomik ve sosyal açıdan desteklenmeyen bir insan hakları politikasının yaşam bulması mümkün değildir. Çünkü yaşam hakkı kadar çalışma hakkı da önemlidir. Aç kalan, günlük yaşamları ekonomik olarak sürdüremeyecek durumda olan insanların en temel hakları gasp edilmiştir demektir. (BB)