Haberin Kürtçesi için tıklayın
IPS İletişim Vakfı Yayınları'nın yeni kitabı "İfade Özgürlüğünün On Yılı - İkinci Kitap: 2012-2022", ifade özgürlüğünü medya merkezli bir zeminde tartışırken, Türkiye'nin siyasal ve toplumsal belleğinde son on yılda iz bırakan gelişmelere dair bu bağlamda bir 'yeniden okuma' fırsatı sunuyor.
Kitabı yayına hazırlayan gazeteci Gökçer Tahincioğlu'nun da deyimiyle; "Bu kitap, bütün bu yaşananlar kayda geçsin diye hazırlandı. Cemile Çağırga kayda geçsin, Gezi direnişi kayda geçsin, darbe ve sıkıyönetim kayda geçsin, ölenler, kalanlar, kaldığı için suçluluk duyanlar kayda geçsin, terörist ilan edilenler, gözaltına alınanlar, işkence görenler kayda geçsin, içleri boşaltılan kurumlar, siyasetin emrinde, hazır ola geçmiş sözde bağımsızlar kayda geçsin diye hazırlandı."
IPS İletişim Vakfı'nın 2001'den bu yana Türkiye'de öldürülen, saldırıya uğrayan gazetecileri, kapatılan haber kuruluşlarını, engellenen habercileri, halkın üzerindeki yasal baskıları, Terörle Mücadele Yasası değişikliklerini, ifade özgürlüğü ihlallerini, haberciye ve medyaya saldırıları, halkın haber alma hakkına, gazetecinin haber yapma özgürlüğüne getirilen kısıtları, bütün bu ihlallere karşı mücadeleyi 21 yıldır izleyerek oluşturduğu BİA Medya Gözlem raporları bu kitaba kaynaklık ediyor.
İlk kitaptan farklı olarak, ikinci kitapta gazeteciler de bu süreçte yaşadıklarını anlattı.
Alican Uludağ, Aysun Cerek, Ayşegül Doğan, Bahadır Özgür, Burcu Karakaş, Erol Önderoğlu, Fikret İlkiz, Gökçer Tahincioğlu, Kenan Şener, Levent Pişkin, Mehtap Ceyran, Mehveş Evin, Özlem Akarsu Çelik, Sibel Yükler, Timur Soykan, Ulaş Karan, Yetvart Danzikyan ve Yıldız Tar yazılarıyla kitaba katkıda bulundu.
Kitapta neler var?
Füsun Özbilgen, "Vakıf'tan: 75 Yıllık İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Maceramız" başlıklı yazısında, 10 Aralık 1948'de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne ve beyannamedeki 'ifade özgürlüğü' maddesine atıfta bulunarak "75 yıl önce bu Bildirge'nin altına imza koymuş, insan haklarını tanımış ve iç hukukuna sokmuş olan, bu hakları tüm ulusa duyurmaya çalışan, bu haklara anayasalarında yer veren devletimiz bugün ne ölçüde bu hakları tanıyor?" diye sordu.
Gökçer Tahincioğlu, kitabın hazırlık süreci ve içeriğine dair "Büyü de Baban Sana..." başlıklı yazıyı kaleme aldı.
Kitabın başlangıç bölümünde hukukçu Fikret İlkiz on yılın ruhunu "10 Yıl: Sansürün Rengi Siyahtır" başlıklı yazısıyla anlatırken, edebiyatçı Mehtap Ceyran da "Geçmişin Umudu En Nihayetinde Neydi?" başlıklı yazısında on yılın üzerinde bıraktıklarını yazdı.
"İfade Özgürlüğü Mücadelesi ve Türkiye" başlıklı ikinci bölümde ise Gezi direnişinden önce ve sonra medyanın ahvalini "Gezi'den Önce ve Gezi'de Medya: Çünkü Kimse Masum Değil" başlıklı yazıyla gazeteci Mehveş Evin, Gezi'den 15 Temmuz 2016'ya kadar yaşananlar ise gazeteci Kenan Şener tarafından "Gezi'den Sonra Darbeden Önce: 2013-2016 Yılları Arasında İfade Özgürlüğü" başlıklı yazıda anlatıldı.
19 Temmuz 2016-21 Temmuz 2018 arasındaki Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde yaşananlar gazeteci Gökçer Tahincioğlu tarafından "OHAL'de Türkiye: Darbeden Sonrası ve OHAL Dönemi" başlıklı yazıda anlatılırken, gazeteci Alican Uludağ da OHAL'in kaldırılmasından bugüne kadar yaşanan sürece dair "Başkanlık Sistemi ve OHAL'den Sonra: Kurumsallaşma ve Sansür" başlıklı yazıyı kaleme aldı.
Her dönem tablonun nasıl giderek ağırlaştığı anlaşılabilsin diye bu bölümlerin aralarında, BİA Medya Gözlem raporlarının özetlerine yer verildi. Farklı bölümlerde, konularla ilgili farklı kurumların hazırladıkları raporların özetleri de okura sunuldu.
Kitabın "Hedeftekiler" başlıklı üçüncü bölümünde on yıllık süreçte her koşulda hedefte yer alan kesimlerin yaşadıkları anlatıldı.
Hak savunucusu Av. Levent Pişkin, on yıllık dönemin genel bilançosuna dair "Simgeler: Yüz Yıllık On Yıl" başlıklı yazıyı kaleme alırken, gazeteci Tansu Pişkin, "Barış Bildirisinin 4. Yılı: Beraat Var; Göreve İade Yok" başlıklı haberiyle Barış Akademisyenleri'nin mücadelesini anlattı.
Gazeteci Sibel Yükler, "Gazetecilikte Diretenler, Gazetecilik İçin Direnenler" başlıklı yazısında sokakta çalışan gazetecileri anlatırken, gazeteci Özlem Akarsu Çelik de "Kadın Gazeteciler Ne Yaşadı?" başlığı altında on yıllık süreçte iktidarın kadın düşmanı çıkışlarını ve kadın gazetecilerin yaşadıklarını yazdı.
Gazeteci Yıldız Tar, "LGBTİ+'ların İfade Özgürlüğüne Genel Bir Bakış: Fırtınam, Felaketim, Hasretim" yazısıyla LGBTİ+'ların mücadelesine, siyaset ve medyadaki LGBTİ+ karşıtı kampanyalar ve nefret söylemlerine odaklanırken, gazeteci Ayşegül Doğan ise "Değişmeyen Hedef: Kürt Medyası ve 33 Yıllık Bir Gelenek" başlıklı yazısında her dönem hedefte olan Kürt medyasını, Kürt gazetecilerle konuştu.
Gazeteci Yetvart Danzikyan, "Azınlık Basınının Hali Pürmelali" başlıklı yazısında Cumhuriyetin ilk yıllarından 12 Eylül'e, Agos'un kuruluşundan Hrant Dink suikastı ve sonrasına kadar olan süreçte Türkiye'deki Ermeni toplumunun basın deneyimini kısaca anlattı.
Gazeteci Timur Soykan, on yıllık süreçte yaşanan gelişmeleri hem meslektaşlarının hem de kendi deneyimleri üzerinden anlattığı "Ana Akım Medya Nasıl Çöktü: Sansür Hatıraları Çöktü" yazısını kaleme aldı.
Gazeteci Bahadır Özgür, medya kurumlarının nasıl el değiştirdiğini "Medyanın Sermaye Yapısındaki Değişim-Dönüşümün Ekonomi Politiği" başlıklı yazısıyla, gazeteci Burcu Karakaş da "'Gereğini Yapacaksın': Medya Nasıl İktidarın Oyuncağı Oldu, Aparatlar Nelerdi?" başlıklı yazısıyla siyasi iktidarın kendi hedefleri doğrultusunda medya ve ilgili kurumları nasıl kullandığını yazdı.
Emekli öğretmen Aysun Cerek ise "Konserve Hazırlarken Nasıl Terörist Oldum?" başlıklı yazısında, bir gecede hemen herkesin nasıl 'terörist' olabileceğini, 2021'de sosyal medya paylaşımı gerekçesiyle Ankara TEM Şubesi'ne çağırılması ve hakkında dava açılması üzerinden anlattı.
Kitabın son bölümü olan "Karşılaştırmalar"da ise akademisyen Ulaş Karan, bianet raporlarından ve yasal değişikliklerden hareketle on yılın ifade özgürlüğü hakkı ihlallerinin, bununla ilgili rakamların anlamına dair "BİA Medya Gözlem Değerlendirmesi" başlıklı yazıyı kaleme aldı.
"Anlatılan sizin hikâyeniz"
IPS İletişim Vakfı Koordinatörü Evren Gönül'ün, kitabın arka kapağı için kaleme aldığı yazıdan:
"İlk kitabın okuyucuyla buluşmasının üzerinden henüz altı ay bile geçmemişken Taksim Meydanı'nda muazzam bir kalabalığın içinde iki canlı yayın aracının ters çevrildiğini, bir tanesinin üzerine 'penguen medyası' yazıldığını görmüş, bir anlığına 'ikinci on yıl tek bir kitaba sığacak mı?' diye düşünmüştüm.
Bugün geriye dönüp baktığımızda artık 'ana akım' değil 'havuz medyası' gibi iktidar-sermaye ilişkisini olanca çıplaklığıyla vurgulayan bir terime başvuruyor; otosansürün 'mesleki refleksi' tümüyle kuşatma altına aldığı mevcut medya ortamında bağımsız gazeteciliğin kendisinin bir direnişe dönüştüğünü teslim ediyoruz.
Bu kitap, gazetecilikte diretenler sayesinde ve onlar tarafından yazıldı; ancak anlatılan sizin hikâyeniz."
IPS İletişim Vakfı'nın yayımladığı kitapların dağıtımı, Punto dağıtım şirketi tarafından yapılıyor. "İfade Özgürlüğünün On Yılı - İkinci Kitap: 2012-2022" kitabımıza Punto'nun internet sitesinden ulaşabilirsiniz.
(VC)