Merak edilen, özgürlükler açısından 2004 yılının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün tanımladığı gibi, "uygulama yılı" olarak yeterli olup olmayacağıdır.
"Uygulama yılı" yoğun geçecek
Sadece 2004'ün üç ayında çok sayıda gazeteci düşüncelerini açıkladıkları için hakim karşısına çıkacaklar.
Örneğin Ocak'ta "Dicle Haber Ajansı" (DİHA) muhabiri Ubeydullah Hakan, "Oluşum" gazetesinden Ahmet Aksoy; Şubat'ta, "Yeniden Özgür Gündem" gazetesinden Mehmet Çolak, Hakan Duman, Celal Beşiktepe, Kemal Akdağ, "Türkiye'de ve Avrupa'da Yazın" dergisinden Doğan Özgüden, Emin Karaca, Mehmet Emin Sert, "Dersim" dergisinden Kemal Mutlu ve Ali Ekber Coşkun, gazeteci Hasan Özgün, gazeteci Fikret Başkaya, "Vatan" gazetesinden Ruhat Mengi; Mart ayında ise "Günlük Evrensel" gazetesinden Fatih Polat ve Bülent Falakaoğlu gibi birçok gazeteci yargılanacak.
Sokaktaki insan ne düşünüyor?
Özgürlükler konusunda kamuoyunun eğilim ve düşüncelerini ise Liberal Düşünce Topluluğu'nun yaptığı bir araştırma yansıttı.
3 Aralık'ta "Türkiye'de İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Kamuoyu Araştırması" başlıklı çalışmasını kamuoyuna duyuran Liberal Düşünce Topluluğu, Türkiye'de insanların sadece yüzde 16'sının düşüncelerini özgürce ifade edebildiklerini düşündüklerini açıkladı.
Toplam 15 kentte ve 3060 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmada, toplumun yüzde 92'si düşünce özgürlüğünün barış içinde yaşamak için gerekli olduğu, yüzde 89'u da insanların düşüncelerini açıklamalarının hiçbir şekilde suç olmaması gerektiği görüşünde olduğunu ortaya çıktı.
Doç. Dr. İhsan D. Dağı, Doç. Dr. Metin Toprak ve Doç. Dr. Ömer Demir'in yürüttüğü çalışma, Avrupa Komisyonu işbirliği ile ve "Yasal ve Sosyal Yönleriyle Türkiye'de İfade Özgürlüğü" başlıklı proje çerçevesinde gerçekleştirildi.
Araştırmanın diğer sonuçları
15-30 Ekim 2002 tarihleri arasında yapılan araştırmadan belli başlı şu tespitler ortaya çıktı:
* Toplumun yüzde 75'i, kendisinin temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığını hissediyor.
* Türkiye'de insanların düşüncelerini özgürce ifade edebildiklerini düşünenlerin oranı sadece yüzde 16'dır. Toplumun yüzde 80'i Türkiye'de insanların düşüncelerini serbestçe ifade edemedikleri kanaatinde.
* Toplumun yüzde 92'si düşünce özgürlüğünün barış içinde yaşamak için gerekli olduğu, yüzde 89'u da insanların düşüncelerini açıklamalarının hiçbir şekilde suç olmaması gerektiği görüşünde.
* Toplumun yüzde 74'ü gazeteci, siyasetçi ve yazarların içeriği ne olursa olsun, düşüncelerinden dolayı cezalandırılmaması gerektiğini düşünüyor.
"Mahkeme üzerinde devlet baskısı var"
* Toplumun yüzde 63'ü, Türkiye'de ifade özgürlüğü ile ilgili davalarda mahkemeler üzerinde devlet baskısı olduğu kanısındadır.
* Toplumun yüzde 64'ü haklı olduğunu düşündüğü bir davanın, Türkiye'deki mahkemelerde aleyhine sonuçlanması halinde, bunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götüreceğini belirtmektedir.
* Kürtçe radyo ve TV yayın serbestliğinden yana olanların oranı yüzde 42'dir.
Araştırma sadece ifade özgürlüğü değil, işkence, kötü muamele ve birçok konuda kamuoyunun eğilim ve düşüncelerini yansıttı. (EÖ/BB)