Ergenekon soruşturmasının ikinci iddianamesinde, savcılar iddia edilen örgütün tüm diğer faaliyetlerinin yanı sıra PKK yönetimini ele geçrimeye, Makrsist Leninist Komünist Parti'yi (MLKP) de yönlendirmeye çalıştığı; bunu da bir ölçüde başardığını öne sürdü.
Dün mahkemece kabul edilen iddianamede, çoğunlukla eski örgüt üyesi gizli tanıkların ve Emniyet'in raporlarına dayanan savcılar, 1970'lere kadar uzanarak "sol örgütlerin açıklanamayan bağlantıları olduğunu; dışarıdan desteklenerek terör yarattıklarını" ima ediyor.
İddianamede PKK
Soruşturma sırasında yapılan aramalarda ele geçirilen bir belgede PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 1999'da Türkiye getirilmesinin ardından gerçekleşen yargılama sırasında örgüt yönetiminin ele geçirilmesinin planlandığı yer alıyor. Aynı belgede, Halkın Demokrasi Partisi'nin (HADEP) yönetiminin de ele geçirilmesi planları yer alıyor.
Buna göre Öcalan'ın PKK başkanlık konseyini dağıtması, onun yerine de ordu içinde eğitilmiş isimlerin örgütün başına geçirilmesi amaçlanıyordu. Savcılar, PKK'nin 7. kongresinde yönetimin dağıtılıp, 51 kişilik bir parti meclisi kurulmasını "dikkat çekici" diye niteliyor; "fakat bu kişilerin kimlerce ve nasıl atandığı bilinmemektedir" diyor.
Belgeye göre, Ergenekon örgütünün amacı PKK'yi ele geçirip, onu "AB ve Pentagon çizgisinden" çıkarılıp, doğuda Türkiye'yi koruyan bir örgüt haline getirmek.
Perinçek, Veli Küçük
Savcıların bir başka dayanağı da İşçi Partili Doğu Perinçek ve Ferit İlsever'in PKK kamplarında Öcalan'la çekilmiş fotoğrafları. Gizli bir tanığın ifadesine dayanarak, Perinçek'in 1980'lerin sonunda Öcalan'la yaptığı görüşmeler, bunları derlediği bir kitap vurgulanarak Öcalan'ın Perinçek hakkında "övücü sözler söylediği" de iddianamenin dayanaklarından.
Bir başka gerekçe de sanık Veli Küçük'ün 1996'da Giresun Jandarma Komutanı'yken DHKP-C ve PKK'nin bölgede güçlenmesi; Küçük'ün buna göz yumması. Bu iddiayı da bir gizli sanık dillendiriyor.
"MLKP nasıl istihbarat alıyor?"
Savcılar, MLKP'nin Ergenekon'la bağlantısını da Gazi olayları üzerine Emniyet'in hazırladığı raporlara dayandırıyor.
Buna göre, MLKP'nin "yeniden canlanmasını" sağlayan olaylardan yöneticilerinin çöncesinde haberi vardı. Yine, örgüte yönelik operasyonlarda üst düzey askerlerle ilgili detaylı bilgilere sahip oldukları görülmüştü. Emniyet, MLKP'nin güçsüz olduğu bir dönemde böylesi istihbarata sahip olmasının ancak dışarıdan yapılacak "servis"le mümkün olduğunu öne sürüyor.
Savcılar, Yarbay Mustafa Dönmez'in evinde bulunan el bombalarının MLKP'nin kullandıklarıyla aynı kafileden olduğunu da ekledi.
"Sol örgütlerin çıkışı belli zaten"
Dahası, Dilovası adlı gizli sanığın ifadesine dayanan savcılar, Doğu Perinçek nedeniyle Fikir Kulüpleri Federasyonu'nun (FKF); Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş'in isimlerini de anarak Türkiye'de sol örgütlerin "zaten nasıl ortaya çıktığının belli olduığunu"; MLKP yöneticilerinin de "açıklanamayan bağlantıları olduğunu" söylüyor.(EÜ)