Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
İçişleri Bakanlığı, Uluslararası Af Örgütünün 6 Aralık 2016 tarihli “Yerinden edilenler ve mülksüzleştirilenler: Sur sakinlerinin evlerine dönme hakkı” başlıklı raporuna ilişkin basın açıklaması yaptı.
Bakanlık açıklamasında, raporun “gerçeği yansıtmadığı” ileri sürüldü.
Açıklamada, “yasal ilkeler ile insan hakları belgelerinde yer alan norm ve standartlar çerçevesinde terörle mücadele faaliyetlerini yürüten Türkiye'nin, PKK terör örgütünün propagandası sonucunda mesnetsiz iddiaların hedefi olduğu” ifade edildi.
İlçede 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı altı mahallede halen sürüyor. Altı mahallede yaşayan kalmadı. Yasağın ilanıyla operasyonlar da başlamıştı.
Raporda ne vardı?
Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda, “Sur'un onbinlerce sakininin de aralarında bulunduğu tahmini yarım milyon insan, son bir yılda Türkiye yetkililerinin toplu cezalandırmaya varan acımasız baskıları sonucu evlerinden çıkarıldı” deniyordu.
TIKLAYIN - AF ÖRGÜTÜ: TÜRKİYE’DE 500 BİN KİŞİ GÖÇE ZORLANDI
Af Örgütü, Sur sakinlerinin, hükümet tarafından yürütülmekte olan sokağa çıkma yasağı ve ev yıkımlarının güvenlik gerekçesiyle yapıldığı iddiasını, çatışmalar sekiz aydan fazla zaman önce bittiği gerekçesiyle reddettiğini de vurguluyordu.
Raporda ayrıca 500 bin kişinin göçe zorlandığı, yerlerinden edilen insanların alternatif olarak bütçelerine uygun, yeterli konut bulamadıkları ve temel hizmetlere erişmekte yaşadıkları zorluklar da ifade edildi.
Af Örgütü ile ilgili değerlendirme
Bakanlığın açıklamasında Af Örgütü ile ilgili şu değerlendirmeler yer aldı:
“Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan raporda, devletimizin terörizme ve teröristlere karşı kamu düzenini ve vatandaşlarını korumak amacıyla yürütmüş olduğu mücadele sırasında terör örgütünün gerçekleştirdiği hak ihlalleri görmezden gelinmiştir.”
“Raporda, PKK için terör örgütü ifadesini kullanmaktan imtina edilmesi de raporun taraflı ve önyargılı olduğu değerlendirmesini desteklemektedir. Bu itibarla rapor, tarafsız sivil bir gözlemden uzaktır.”
“Kamu düzeni” iddiası
22 Temmuz 2015'te Ceylanpınar TOKİ Konutlarında kalan iki polisin öldürüldüğüne ve ardından saldırıların arttığına dikkat çekilen açıklamada, PKK saldırılarında 335 vatandaşın ve 859 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği ifade edildi.
İçişleri Bakanlığından yapılan açıklama özetle şöyle:
“Bağımsız ve hukukun üstünlüğüne bağlı demokratik bir ülke olarak, Türkiye'nin vatandaşlarını terörizme karşı korumak için gerekli önlemleri alma ve anayasal düzen ile uluslararası normlar doğrultusunda topraklarında kamu düzenini tesis etme görevi ve yükümlülüğü vardır.
“Türkiye hukuk sınırları dahilinde ve yasalar ile uluslararası yükümlülükler doğrultusunda, vatandaşlarını PKK teröründen korumak amacıyla etkin bir şekilde terörle mücadele operasyonlarını yürütmüştür.”
“Türkiye’nin terörle mücadele operasyonları çerçevesinde aldığı tedbirler, vatandaşlarını PKK’dan korumaya yönelik meşru, gerekli ve orantılı tedbirlerdir.”
TIKLAYIN - ÖZMEN: SUR’DAKİ YASAK, EKONOMİK, TARİHİ VE KÜLTÜREL AÇIDAN YIKIM YARATTI
Açıklamada, sokağa çıkma yasaklarının, iç hukukta gerekli yasal dayanaklara sahip olduğu, erişilebilirlik ve öngörülebilirlik gibi hukuki gereklilikleri karşıladığı belirtildi.
Ayrıca, tüm operasyonlarda, “güvenlik görevlilerinin, zor kullanma ve silah kullanma yetkilerini hukuka uygun olarak kanunilik, zorunluluk, meşru amaç ve ölçülülük (denge) kriterlerine azami özenle gerçekleştirildiği” vurgulandı.
Sur’da kamulaştırma
Bakanlık Suriçi ile ilgili şu bilgileri verdi:
TIKLAYIN - SUR'DAKİ ACELE KAMULAŞTIRMA YARGIYA TAŞINACAK
“Yaşanan terör olayları sonucu Suriçi bölgesinde bin 129 adet bina tamamen yıkılmış, 1269 adet bina az hasar almıştır. Bununla birlikte 626 adet tescilli veya korunmaya değer yapı da hasar görmüştür. Bu rakamlar Suriçi'nde hasarın ve riskin boyutunun ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir.” (AS)