Ekoloji Kolektifi, Meclis Genel Kurulu'nda bekleyen İç Güvenlik Paketi'nin ekoloji ve kent hareketi mücadelelerini de kökünden baltalayacağını belirtiyor.
Yükselen kent ve ekoloji mücadeleleri
Açıklamada, Türkiye'de doğa varlıklarını, neoliberal piyasanın metası haline getiren uygulamalara engel olmak için son 20 yıldır yürütülen mücadelelerin Türkiye'nin en hareketli toplumsal eylem kümesini oluşturduğuna dikkat çekildi.
"Toprağını, ağacını, suyunu, kentlerdeki tarihsel yaşam alanlarını korumak isteyen yurttaşlar direniş çadırları kuruyor, nöbetler tutarak hukukun çiğnenmesine engel olmaya çalışıyor. Bergama'da filizlenen bu yaşam alanı direnişleri Yuvarlakçay, Gerze, Loç, Fatsa, Ulukışla, Solaklı, Arhavi ve Fındıklı gibi yeni alanlarda yeni direnişlere de ilham oldu. Gezi'den Hevsel'e, Kısırkaya'dan Validebağ Korusuna pek çok mekân mücadelesi de doğmuş oldu."
"Bu direnişlerin tam da bu sebeple polis, jandarma ve özel güvenlik şiddetine maruz kaldığını biliyoruz. Meşruluk çabası nafile olan bu şiddetin kamuoyu vicdanında açtığı yaralar, söz konusu projelerin ekonomik ve siyasi açıdan derin bir krize girmesine sebep oldu. İç Güvenlik Paketinin, metalaştırma ve mülksüzleştirme önündeki bu krizi aşmak amacıyla kullanılacağından, kent/kır direnişlerini hedef alacağından şüphemiz yoktur."
Müdahale, hapis, kararı uygulatmama
Direnişler savcıya sormadan kolluk tarafından dağıtılacak: Ceza Muhakemesi Kanununda yapılacak düzenlemeyle polis toplu işlenen suçlarda 48 saate kadar gözaltı yapabilecek, bu gözaltı için savcıdan izin almayacak. İl İdaresi Kanununun 11’inci maddesine ilave edilen fıkralarsa, valilere “lüzumu halinde suçun aydınlatılması için” kolluğa doğrudan emir verme yetkisi tanıyacak. Bir yerel direnişin suç unsuru taşıdığını tespit eden vali, adli soruşturma sürecine kendi kendine müdahil olarak direnişlerin bitirilmesi yönünde talimat verebilecek.
Çevre-kent direnişçisine hapis cezası: Yerel direnişçilerin en çok karşılaştığı, görevli memura görevini yaptırmamak için direnme, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet ve mala zarar gibi suçlamaların çeşitli düzenlemelerle daha ağır hapis istemleri içermesi ile tutuklama yolunun açılması, yerel yaşam direnişlerine etki edecek.
Yargı kararlarını uygulatılamayacak: Talanın en yoğun hissedildiği kıyılar ile jandarmanın görev yaptığı bölgelerdeki yatırımlar, tasarının geçmesi halinde ortaya çıkacak kolluk-mülki amir bütünleşmesinden önemli ölçüde faydalanacak. Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu, İl İdaresi Kanunu ve TSK İç Hizmet Kanununda yapılacak değişikliklerle generaller dışındaki personel atamaları doğrudan İçişleri Bakanı tarafından gerçekleştirilecek ve görevden uzaklaştırılabilecek. Yerelde vali ve kaymakamların yazacağı raporlarsa, jandarma ve sahil güvenlik personelinin atama ve terfilerinde temel kriter olacak. Bu yolla, ilgili bölge sakinlerinin rızası dışında planlanan projeler hakkındaki yürütmeyi durdurma veya iptal kararlarının uygulanmasının daha da zorlaşacağı tahmin ediliyor. Şirketlerin uymadığı yargı kararlarının uygulanmasında zaman zaman jandarmaya yapılan şikâyetler yoluyla hukuksuz inşaatlar mühürlenebiliyordu. Öte yandan son dönemde şirketlerin yerel direnişleri kırmada başvurduğu bir diğer yol olan özel güvenlik şiddetine karşı da jandarma kimi zaman engel teşkil edebiliyordu. (NV)
Paket uygulansaydı mücadeleler nasıl gelişirdi?Andon: HES projelerine karşı açtıkları davaları kazanan Rizeliler, yargı kararlarını uygulamaya direnen şirket ve yerel idareye karşı yaptıkları eylemler yüzünden "kendilerinin ve başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürdükleri" gerekçesi ile bölgeden uzaklaştırılabilir, 48 saat gözaltında tutulabilir ve HES inşaatları hukuksuz şekilde devam edebilirdi. Loç Vadisi: Orya Enerjinin gerçekleştirmek istediği HES çalışmalarının yapıldığı bölgede pek çok defa HES şirketi yetkilileriyle karşı karşıya gelen Kastamonu Loç Vadisi sakinleri, yaşamlarının kaynağı olan sularını müdafaa ettikleri için aralarında mala zarar, basit yaralama, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, hakaret ve tehdit gibi pek çok suçtan yargılanıyor. Paket yürürlükte olsaydı pek çok yurttaş ağır hapis cezalarıyla yargılanabilir, hatta pek çoğu kolluk tarafından “suçüstü” sonrasında tutuklanabilir, böylelikle Loç Vadisine can suyu bile bırakmayacak HES projeleri yürürlüğe konabilirdi. Gerze: Termik santral projesi kapsamında neredeyse OHAL şartları uygulayan jandarma ve polise direnen Gerze ve Yaykıl Halkı ağır para cezaları ve tutuklama cezaları ile karşılaşabilirdi. Bu nedenle direnişin gücü yıpratılabilir, kamuoyunun tepkisine rağmen ÇED olumlu kararı verilebilir ve proje hayata geçirilebilirdi. İztuzu: Muğla’nın Ortaca İlçesi Dalyan Mahallesinde bulunan İztuzu Plajının işletmesinin özelleştirilmesinin ardından, işletme haklarını alan şirket plaja dozerlerle girip istediği düzenlemeleri yapmak için harekete geçti. Yargıdan kumsalın korunmasını öngören kararlar da çıkarken, haftalar süren yurttaş direnişi sonunda kumsal üzerindeki baskı şimdilik ortadan kalktı. Dozerler karşısında savunma eylemleri yaparak bölgeyi terk etmeyen yurttaşlar, Paket yürürlükte olmuş olsaydı kolaylıkla bölgeden uzaklaştırılabilir, direniş şirket ve Bakana geri adım attıracak kadar büyüyemez, İztuzu Kumsalı da dozerlerce yeniden tasarlanmış olurdu. Yırca: Yargı kararlarına ve nöbetlerine rağmen binlerce zeytin ağacının katledilmesine engel olamayan halk, vali ve kaymakam emri ile daha ilk günden topyekûn dağıtılabilir, ve hukuksuz termik santral projesini engelleyemeyebilirdi. |