İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kanal İstanbul Projesine ilişkin ÇED Olumlu Kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle İstanbul 6. İdare Mahkemesi’ne başvurdu.
İBB avukatları, Kanal İstanbul’un hayata geçirilmesi halinde, telafisi mümkün olmayan zararların doğacağını vurguladı.
İBB’nin davaya ilişkin dilekçesinde Kanal İstanbul Projesi’nin ÇED Raporu’nun yasal düzenlemelere, planlama ve şehircilik ilke ve tekniklerine, kamu yararına, Anayasa ile Çevre ve İmar Mevzuatına, Uluslararası Sözleşmelere aykırı olduğuna dikkat çekilerek, telafisi güç ve imkânsız zararlara yol açacağına vurgu yapıldı.
Sürece ve esasa yönelik iptal gerekçeleri özetle şu başlıklar halinde ifade edildi:
“Kültürel mirasa ilişkin yeterli değerlendirme yapılmadı”
“Boğaz ve Boğaza alternatif bir kanal olması nedeniyle, İstanbul ölçeğinde bölgesel olarak değerlendirilmesi gerekir.
“Boğaziçi’nden Tarihi Yarımada’ya kadar tüm İstanbul’u etkileyecek projede kültürel mirasa ilişkin yeterli değerlendirme yapılmamıştır.
“İstanbul’un 8500 yıllık kültürel mirası tehdit altında”
"ÇED ekibinde şehir plancısı; kültürel mirasa etkisinin değerlendirildiği raporda mimar, restaratör mimar veya sanat tarihçisi olmaması, projenin etkisinin yeterince algılanamadığı ve her yönü ile değerlendirilmeye gerek görülmediğinin en önemli işaretlerinden birisidir.
"Projenin paydaş kurumları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı yer almamaktadır.
"Dünya Mirası Listesine girmiş tarihi ve kültürel alanların etki değerlendirilmesinin bağımsız ve konunun uzmanları tarafından hazırlanması gerekirken, yapılmamıştır. İstanbul’un 8500 yıllık tarihi ve kültürel mirası tehdit altındadır.
“İtiraz, öneri ve görüşler dikkate alınmadı”
“Uluslararası anlaşmaların irdelendiğine dair raporda herhangi bir bilgi ve değerlendirme bulunmamaktadır.
“Nihai ÇED Raporunda yapılan itirazlara öneri ve görüşlere yer verilmesi gerekirken hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır. Hatta sayfa numaralarının bile değişmediği görülmüştür.
“Rant projesi olduğu Bakanlıkça ikrar edildi”
"Rapor, ilgili mevzuata uygun imar planlarının yapılıp onaylanmasından sonra hazırlanması gerekirken Çevre Düzeni Planı dahi ÇED Raporu sonrası onaylanmış, alt ölçekli planlar ise henüz hazırlanmamıştır. Bu husus mevcut hukuki düzenlemeler ve yerleşik yargı kararları gereği başlı başına bir iptal nedenidir.
"Proje geliştirilirken kamu yararı gözetilmemiş, bizzat yatırımcı Bakanlıkça bunun bir rant projesi olduğu ikrar edilmiştir. ÇED Raporunda yer verilen verilerden de anlaşılacağı üzere Proje kamuya yüksek ve önceliği olmayan maliyetler yükleyecektir.
“Ekolojik sistem tahrip olacak”
"Kentin su kaynakları, orman, tarım ve mera alanları yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ekolojik sistem tahrip olacaktır.
"Kesilecek ağaç miktarı ÇED Raporunda belirtildiği gibi 201 bin değil 400 binin üzerindedir.
"Marmara Denizi’ndeki canlılığa son verecektir.
“Boğazdan üç kat daha dar”
Kanal, seyir emniyetinin sağlanması açısından doğru bir tercih değildir. Boğaz’dan üç kat daha dar olması nedeniyle kazalara daha açıktır. Ayrıca Montrö Boğazlar Sözleşmesi gereği, gemilerin kanaldan geçmeye zorlanması mümkün değildir.
“Özel çıkarlar için…”
"3194 Sayılı İmar Kanunu’nda yapılan değişiklikle yasal hale getirilen su yolu tanımı, kamu yararı düşüncesi olmaksızın yalnız özel çıkarlar için veya yalnız belli kişilerin yararına olarak kanun hükmü konulamaz prensibi gereği Anayasa’ya aykırıdır.
"Jeolojik, jeomorfolojik, jeoteknik, mühendislik jeolojisi, jeofizik, hidrolojik, hidrojeolojik, depremsellik, tsunami, yeraltı jeolojisi bakımından güvenli bulunmamaktadır.
"Olası bir deprem durumunda kullanılacak rezerv alanlar amacı dışında yapılaşmaya açılmıştır.
“Olumsuz görüşler gizlendi”
"Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik ÇED Raporunun hazırlanma sürecinde ilgili kurum ve kuruluş görüşleri dikkate alınmamış, TUBİTAK MAM, DSİ ve DHMI Projeye olumsuz görüş bildirmişler ancak bu olumsuz görüşler kamuoyundan gizlenmiştir.
“İçme ve atık su tesisleri maliyeti 19 milyar”
"Proje güzergâhında yer alan dereler, sulama kanalları, kanalizasyon sistemleri, su ve doğalgaz boru hatları kesilecek. İptal edilecek ve yeniden yapılması gerekecek içme ve atık su tesisleri 19 milyar liraya mal olacaktır.
“Trafik artacak, afet anında 7 köprü yetersiz kalacak”
"Trafik yoğunluğunu artıracak, yapılması planlanan metro projelerini olumsuz etkileyecektir.
"Kanal üzerinde planlanan yedi adet köprü, özellikle afet anında; Çatalca, Silivri ve Büyükçekmece ilçelerine müdahale edilmesinde yetersiz kalacaktır. Kentin atık yönetiminde taşıma maliyetlerini artıracaktır.
“36 yıllık hafriyat çıkacak”
"Bu miktar hafriyat toprağının taşınması sırasında alınacak önlemler, dolgu alanlarına nasıl taşınacağı ve depolama alanı ile ilgili yasal izin ve prosedür bilgileri rapor içeriğinde bulunmamaktadır.
"Kazıdan çıkacak hafriyat miktarı, İstanbul’un 36 yıl boyunca üreteceği hafriyata denktir. Yedi yılda taşınabileceği öngörülen bu hafriyat için kentin depolama alanları yetersiz kalacaktır. Havadaki toz miktarı insan hayatını tehdit eden seviyelere çıkacaktır.
"Çıkacak hafriyatla Karadeniz’de dolgu alanı oluşturulması, deniz ekosisteminde ve İstanbul Boğazı’nda kirlilik ve tahribata yol açacaktır.”
TIKLAYIN - Yeniköy: "100 Yılda Oluşan Tarım Toprağımız Yok Olacak"
TIKLAYIN - Karaburun: "Bütün Köy Beton mu Olacak?"
TIKLAYIN - Terkos Köyü: "Bu Yıl Hiç Balık Olmadı"
(EKN)
* Görsel: AA - Arşiv