Cumartesi Anneleri/İnsanları adalet arayışlarının 892. haftasında 30 yıl önce İstanbul'da gözaltına alınıp kaybedilen İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hüsamettin Yaman ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi Soner Gül'in akıbetini sordu.
Haftanın açıklamasını açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Üyesi Derya Yıldırım yaptı. Yıldırım, Yaman ve Gül'ün kaybediliş hikayesi ve sonrasında yaşananları şu sözlerle anlattı:
"Hüsamettin Yaman 2 Mayıs 1992 cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs pazartesi günü Ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi 'Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun' dedi.
"İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne başvuran Feyyaz Yaman dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay ile görüştü. Reşat Altay 'Biz yapsak, köprünün altına bırakırız, haber de veririz ama bizimle ilgisi yok' dedi.
"Aile iki yıl polis takibindeydi"
"Yaman ve Gül Aileleri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Başvurularını sürdüren Yaman Ailesi 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu.
"Ayhan Çarkın itiraf etti"
"19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları basına yansıdı. Çarkın, yaptığı itirafların bir bölümünde Hüsamettin ve Soner için 'Kafalarına birer kurşun sıkmak suretiyle öldürdük.
Çerkezköy kırsalına gömdük. Ölürken son sözleri ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ oldu' dedi. Bunun üzerine aile avukatları yeniden suç duyurusunda bulundu. Ayhan Çarkın'ın ifadelerine rağmen devlet, suçu etkin bir biçimde soruşturma ve faillere karşı dava açma yükümlülüğünü yerine getirmedi.
"Dosyalar yeniden açılmalı"
"Ankara - İstanbul arasında gidip gelen dosya zamanaşımına sürüklenerek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla kapatıldı. Uluslararası hukuka göre, gözaltında kaybetme suçuna yönelik soruşturmaların sadece zamanaşımı nedeniyle kapatılması etkili soruşturma yükümlülüğünün ve yaşam hakkının ihlali demektir.
Hüsamettin Yaman ve Soner Gül dosyası yeniden açılmalı, evrensel hukukun gereğine uygun hüküm kuruluncaya kadar dosya açık tutulmalıdır." (RT)