Amaç, tirajların artırılması
Hürriyet ve Vatan gazetelerinin, N.Ç.yi ikinci kez istismar ettiğini vurgulayan Yalçındağ, Beştaş ve Nergiz, Yapılan habercilik değildir; gazetelerin tirajlarının artırılması dışında hedeflenen bir amaç olmadığı açıktır dediler.
Haberin içeriğinin ve veriliş şeklinin iç hukuka, Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine (AİHS) aykırı olduğunu vurgulayan avukatlar, davanın üzerinden altı ay geçmesinden sonra mağdureyi bir kez daha mağdur etme, kamuoyunu olaydan haberdar etme olarak açıklanamaz dediler.
Muhabirleri uyarmıştık
Hürriyet ve Vatan gazetelerinin muhabirlerini yaşı 18den küçük olan N.Ç.nin korunabilmesi için yaşadıklarının içeriğinin verilmemesi gerektiği konusunda uyardıklarını vurgulayan avukatlar, magazin haberciliği çerçevesinde ve basın yayın etik ilkeleri çiğnenerek verilen haberleri ve habercilik anlayışını protesto ettiklerini açıkladılar.
Biz kadının insan haklarını savunan hukukçular olarak söz konusu davada asıl amacımızın adil bir yargılama yapılması ve maddi geçeğin ortaya çıkartılarak faillerin cezalandırılmasıdır. Cinsel şiddetin önlenmesi için olmazsa olmaz koşul faillerin cezalandırılarak caydırıcılığın sağlanmasıdır diyen Yalçındağ, Beştaş ve Nergiz, konuyla ilgili açıklamalarında şu ifadelere yer verdiler:
* 27, 28 ve 29 Haziran 2003 tarihlerinde Hürriyet ve Vatan gazetelerinde konuyla ilgili olarak yayınlanan haberlerin veriliş biçimi ve içeriği, gerek hukukçu ve gerekse insan hakları savunucusu kadın kimliğini taşıyan bizler bakımından asla kabul edilemezdir. Şöyle ki,
Mağdurenin fotoğrafını yayınladılar
* Vatan Gazetesi, 28 Haziran 2003 tarihli sayısında mağdurenin fotoğrafını yüzü karartılmış şekilde de olsa yayınlamıştır. Bunu yayınlamak için mağdurenin kendisine, ailesine ya da avukatlarına danışma gibi bir lütufta dahi bulunmamışlardır.
* Aynı gazeteden muhabirler ile gerek telefonla aranmamız üzerine telefonla ve gerekse de haberden bir gün evvel yaptığımız yüzyüze görüşmede kendilerini haberin içeriği konusunda uyarmamıza ve sadece vekillik ilişkisi içerisinde aktarılması gerekeni aktarmamıza rağmen tarafımıza ellerinde dosyanın bir fotokopisinin olduğu bilgisi verilmemiştir. Gazete 29 Haziran 2003 tarihli sayısında mağdurenin ve sanıkların duruşmalarda verdikleri ifadelere yer vermeyi habercilik mesleğinin icrası gibi göstermişlerdir.
Avukatlar devlet korumasında değil
* Adı geçen gazetede bir de Sokağa Çıkamaz Olduk başlığıyla verilen bölümde Mardinde genelevin kapatılmış olmasının sonuçlarından birinin N.Ç.nin yaşadığı tecavüz fiilleri olduğu belirlemesine yer verilmesi son derecede ürküntücüdür. Başka birine ait olduğu söylense dahi genelevlerin kapatılmasının kadına ve çocuğa yönelik cinsel şiddet ve tecavüz fiillerine yol açtığı gibi bir belirlemenin yapılması benzer fiillerinin teşviki anlamına gelmektedir.
* Hürriyet Gazetesi, 28 Haziran 2003 tarihli sayısında haberi Ağlaya Ağlaya Bunları Anlattı şeklinde tam da geleneksel yayın politikasına yaraşır bir biçimde olayı magazin habere çevirerek vermiştir. Haberin giriş bölümünde N.Ç.nin avukatlığını üstlenen 25 kadın avukatın devlet koruması altında olduğunun yazılması tamamen gerçek dışıdır. 14 Nisan 2003 tarihli duruşma sonrasında biz müdahil avukatlara yönelik fiili ve sözlü saldırılar akabinde Diyarbakır Barosunun yaptığı resmi müracaatlar sonrasında sadece 21 Mayıs 2003 tarihli duruşma ile sınırlı kalmak üzere Emniyet Müdürlüğü tarafından güvenlik tedbirleri artırılmıştır. Davayı başından beri takip eden biz avukatlara fiili ve sözlü saldırılarda bulunulmasına ve davanın güvenlik gerekçesiyle başka yere naklini talep etmemize rağmen bu taleplerimiz Mahkemece reddedilmiştir. Telefonla aranmamız üzerine adı geçen gazetenin muhabirlerine bunu bildirmiş olmamıza rağmen avukatlarla ilgili devlet korunmasının alınmış olduğu gerçek dışı haberin verilmesiyle amaçlanan nedir?
* Aynı gazetede haberin giriş bölümünde mağdurenin avukatlarından Av. Reyhan Yalçındağın adının zikredilmesinin hemen akabinde duruşma tutanaklarına yer verilmesi kamuoyunca tutanaklarının kendisi tarafından verildiği gibi bir izlenim doğurmaktadır. Bu bilinçli yanılsamanın ortadan kaldırılması için Hürriyet Gazetesi ivedilikle duruşma tutanaklarını kimden aldığını belirtmeli ve tekzip yayınlamalıdır.
* 28 Haziran 2003 tarihinde Hürriyet Gazetesi Yazıişleri Müdürlüğüne faks çekerek yayını derhal durdurmalarını talep etmemize rağmen buna uyulmayarak haber ertesi gün de sanıkların ifadelerine yer verilerek daha da çirkin bir hal almıştır.
* Vatan ve Hürriyet gazeteleri, duruşma tutanaklarına çok ayrıntılı bir şekilde yer vererek cinsel şiddet ve tecavüz fiiline maruz kalan mağdureyi basın yayın yolu ile ikinci kez istismar etmişlerdir.
* Söz konusu davada asıl amacımız adil bir yargılama yapılması ve maddi geçeğin ortaya çıkartılarak faillerin cezalandırılmasıdır. Cinsel şiddetin önlenmesi için olmazsa olmaz koşul faillerin cezalandırılarak caydırıcılığın sağlanmasıdır.
* Kadına yönelik fiziki, cinsel şiddet ve tecavüz fiilleri hiçbir gazetenin tirajının artırılması olarak kullanılamaz. Recm edilerek yaşamına kastedilen Şemsiye Allakın davasını faillerin cezalandırılması için ya da geçtiğimiz günlerde İstanbul da güvenlik görevlileri tarafından kaçırılarak tecavüze ve şiddete maruz kalan Gülbahar Gündüzün faillerinin bulunması için aynı yüksek hassasiyeti göstermeyen, bunları haber konusu yapmaktan imtina eden basının bu çifte standartlı tutumunu protesto ediyoruz.
* N.Ç.ye ve diğer şiddet mağduru kadınlara basın yoluyla bu şiddeti ikinci kez yaşatanların hak ettikleri cezaya çarptırılmalarının sonuna kadar takipçisi olacağız. (BB)