Kampanyanın ve konferansın iletişim sorumlusu Hürriyet Gazetesi Kurumsal İletişim Müdürü Elvan Omay' bianet'in sorularını yanıtladı.
Kampanya sırasında kadına yönelik ve aile içi şiddetin başlıca sorumlularından biri olarak gösterilen medyaya yönelik eğitim gerçekleştirip gerçekleştirmediklerini sorduğumuz Omay, içtenlikle "henüz medyaya ilişkin bir sürecin işlemediğini" söylüyor.
Hürriyet medyadaki kaynakları, araçları ve etkileri geniş bir kurum. Aile içi ve kadına yönelik şiddete ilişkin kurum bünyesinde bir eğitim çalışması yapıldı mı?
Hürriyet'in "Aile İçi Şiddet"le ilgili kampanya başlatmasının temel nedeni zaten böyle bir gücü olması. Kampanyamız süresince bir takım yayınlar çıkardık. Web sitesi kurduk. "Aile İçi Şiddet"e ilişkin bir kılavuz hazırladık. Bu kılavuzu gazetecilere ve editörlere de dağıttık. Belki çok yavaş gerçekleşiyor ama, aile içi şiddet kavramının medyadaki kullanımıyla ilgili artış olduğu görülüyor. Bu konulara bakışta, hem erkekler açısından hem de kadınların içine düştüğü durumun hukuki boyutuyla ilgili farkındalıklarda artış var."
TBMM, Töre/namus araştırma komisyonuna görüşlerini ileten kadın kurum ve kuruluşları, kadına ve aile içi şiddete yönelik olaylarda, medyanın 'sorumsuzca' davrandığını belirtiyorlar.
Yürüttüğümüz kampanya nasıl aile içi şiddetle ilgili bir değişiklik yapmayı hedefliyorsa, kurum içinde de aynı değişiklikleri yaratmayı içeriyor. Uzun bir süreç bu. Önce zihinlerde değişimi sağlamak gerekiyor. Bugünden yarına hemen bir değişik beklenmemeli. Nasıl, kampanya yürüttüğümüz il ve ilçelerdeki bireyler farklı zihniyetlere sahipse, Hürriyet de büyük bir kurum. Orada da değişik zihniyetlere sahip insanlar, gazeteciler var.
Kadına ve ile içi şiddete yönelik farkındalık yaratmak yalnız dayakla sınırlı değil. Duygusal ve psikolojik boyutu da var.
Tabii ki... Aile içi şiddetle ilgili kampanyamızda çıkarttığımız kılavuzu Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye'deki kendi kampanyasında da kullanıyor. Biz bunu genişletmeyi, BM ile ortak daha küçük projelerle sürdürmeyi planlıyoruz.
Kadınlar "Gamze (Özçelik) olayı"nda açıkça fark ettiler ki, kadına yönelik şiddet medyadan da besleniyor. Gamze'nin basın toplantısı haberinde, dizisinden bir pozun kullanılması da şiddetti. Gazetecilerin ve editörlerin de eğitilmesi gerekmiyor mu?
Açıkça söylemek gerekirse, işin bu boyutunu masaya yatırmadık. Şu an için geçen yıl yola çıktığımız farkındalık kampanyası, ilçelerdeki ve gönüllülerin eğitimiyle sürüyor. Düzenlediğimiz bu konferansla atağa kalkmak, BM ile ortaklaşa yeni projeler yürütmek niyetindeyiz. Projelerimizi, farkındalığı daha da yükseltecek kampanyalarla destekleyeceğiz.
Meslek içi eğitim, gazetecilerin, editörlerin eğitimi çok önemli değil mi? Medyanın sorumluluğu, farkındalığı arttırmak kadar farkında olmakta da yatmıyor mu?
"Çok haklısınız tabii. Ama sizin söylediğiniz konuyu masaya yatırmadık. Bence bu da bir süreç içinde olmalı. Belli bir görüş birliği içinde bir yere gelinmeli. Önemli olan başlangıçtan geriye adım atmamak, alınan yoldan geriye düşmemek gerekiyor. Bunu destekleyen ve köstekleyen pek çok parametreler var. Zaman alacak. İnsanların yavaş yavaş geleceği bir noktadır bu...
Bu tür kampanyalar iyi niyetle başlayıp, bittikten sonra unutulup giden, başlangıç noktasına dönülen çabalardan öteye gidemiyor çoğu kez?
Biz, bir senedir inatla kampanyayı sürdürüyoruz. Tam mesaili çalışan, zamanlarının büyük bir bölümünü kampanyayla geçiren ekiplerimiz var. Kampanya gelişerek büyüyor. Hafta sonu gerçekleşecek konferans bunun bir aşaması. Hürriyet bu kampanyaya, bundan sonra da üzerinde duracağı sosyal bir çalışma ve toplumsal sorun diyerek girdi.
Kampanyanın ilk sonuçlarından edindiğiniz bir izlenim var mı?
"Bu ölçümlenmesi çok zor konulardan biri. Farkındalık yarattığımızı biliyoruz ama kim karısını dövüyor, aile içi şiddet ne kadar azaldı, ya da kadına yönelik şiddette artış ve azalma var mı diye ölçmek çok zor bir iş. Zaman içinde geri dönüşlerini ve yansımalarını görüyoruz. Zaten, web sitemize gelenlerden, gönüllerin çalışmalarından, eğitimlere katılımlardan sonuçlar almaya başlıyorsunuz.
Kadın örgütleri medyanın sorumluluğundan yola çıkarak, bir "Medya İzleme İnisiyatifi"nin ilk adımlarını attılar. Kadına yönelik ve aile içi şiddete ilişkin medyanın sorumluluğunu raporlayacaklar.
Aslında çok iyi ve önemli bir girişim. Konferans hazırlığı sırasında böyle bir şey düşünmüştüm. Medyanın dışardan bir göz tarafından nasıl görüldüğü önemlidir. Hatta bu çalışmayı bir akademisyene yaptırmayı düşünmüştüm. Ama konferans hazırlığı vardı, kaldı. Böyle bir çalışma, bizim için de yol gösterici olabilir.
Kampanyamızı 2006'da da sürdüreceğiz. Bu yıl yaptıklarımızı destekleyecek yeni projelerimiz var. Kadın örgütleriyle her zaman bilgi alışverişinde olacağız. (AD/EK)