Basın Kanunu Taslağı'nın bazı meslek örgütlerinin çalışmaları dikkate alınarak hazırlandığını ve henüz yasa tasarısı haline getirilmediğini hatırlatan Tılıç, "Hükümetin, 'biz böyle bir tasarı ortaya koyuyoruz. Herkes tartışsın, alternatiflerini söylesin, görüşlerini açıklasın' şeklindeki yaklaşımını çok olumlu buluyorum. Artık, bize düşen gerekli çalışmaları yapmak" diyor.
İyileştirmeler var ama...
"Taslakta bazı iyileştirmeler var. Ancak para cezaları halen çok yüksek ve basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar sürüyor" diyen Tılıç, Türkiye'de "milli güvenlik, toplumsal ahlak, kamu düzeni" gibi kavramların çok dar yorumlanmasını basın özgürlüğüne yönelik bir tehlike olarak görüyor.
"Sorunun köklü çözümü Türkiye'de demokratik kültürün yerleşmesine bağlı" diyen Tılıç'ın, Basın Kanunu Taslağı'na yönelik değerlendirmeleri şöyle:
* Taslakta bazı iyileştirmeler var. Haber kaynağının açıklanmaması, 26 madde dışında para cezalarının hapse dönüştürülmemesi, para cezalarının hafifletilmesi gibi... Ancak, yerel medyanın, büyük medya dışındaki basın kuruluşlarının çalışma koşullarını çok iyi bildiğim için, para cezalarının hala çok ağır olduğunu düşünüyorum. Bu tür kısıtlamaların, genel olarak ülkenin demokratikleşmesi ve demokratik kültür ortamıyla ilgili olduğunu düşünmek lazım.
Basın özgürdür ancak...
* Taslağın birinci maddesi, "basın özgürlüğü" ile ilgili. "Basın özgürdür, bu özgürlük, bilgi edinme-yayma, eleştirme ve eser yaratma haklarını içerir" diyor. Ancak, o kısa özgürlük paragrafından sonra, daha geniş bir paragrafta basın özgürlüğün sınırlamalar getiriliyor.
* Deniyor ki, "Bu özgürlüğün kullanılması, ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak, başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, adaletin tarafsızlığının sağlanması amacıyla kanunla sınırlanabilir".
* "Demokratik toplumun gerekleri, toplum sağlığı, ahlak, milli güvenlik, kamu düzeni, toprak bütünlüğü" gibi kavramlar son derece hassas. Özellikle, Türkiye gibi ülkelerde dar yorumlanıyor. Demokratik bir kültür oluşmadan, bu sorunun köklü bir çözümü de kolay görünmüyor.
* Basın örgütlerinin toplu bir şekilde taslağı, sorunlarını, önerilerini ve taleplerini değerlendirip, ortak bir söz söylemeleri gerekiyor. Önümüzdeki süreçte, bu amaçla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. (BB/NK)