Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu'nun (Kamu-Sen) çağrısıyla toplu sözleşme ve grev hakkı talebiyle düzenlenen bir günlük greve Boğaziçi Üniversitesi çalışanları da katıldı.
Güney Kampüs'te toplanan akademisyenler ve üniversite çalışanları, şarkılar ve sloganlarla Kuzey Kampüs'e yürüdü. Greve katılan Doç. Dr. Zeynep Çağlayan Gambetti, bianet'e, "Kamu emekçilerinin grev hakkının olmaması, bence Türkiye'de sosyal hakların ne kadar acınacak halde olduğunun önemli bir göstergesi" dedi.
"Herhangi bir çalışının elinden grev hakkını almak demek, onun birey olarak, meslek grubu olarak veya sınıf olarak kendi yaşam koşulları üzerinde söz sahibi olma iradesini reddetmektir. Kamu çalışanları devlet çarkını döndüren dişliler değildir. Hükümetin takdir ettiği maaşa boynu bükük razı olmamız bekleniyor. Hükümet ise her konuda açılım yaparken, işçi ve memur sınıfıyla ilgili tavrının neoliberal ve neo-muhafazakar çizgide olduğunu her defasında açıkça ifşa ediyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın güdümüyle dondurulan ve hatta geriletilen kamupersoneli maaşlarıyla ilgili hiçbir ciddi iyileştirme iradesi olmadığını her sene beyan ettiği gülünç maaş zamlarıyla kanıtlıyor. Grev hakkımız olmadığı gibi, toplu sözleşme hakkımız da yok. Oysa hükümet imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerde bunların hak olduğunu kabul etmiş. Böylesi bir samimiyetsizlik sözkonusuyken greve gitmekten başka bir seçenek kalmıyor."
Dün çok sayıda ilde kamu emekçileri iş bırakarak sokağa çıktı. Ulaşım, sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamu hizmetleri yavaşladı ya da durdu. Emekçiler, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen gerçekleşmeyen toplu sözleşme ve grev haklarını talep ediyor.