Gözaltına alınmalarının hukuki koşullarının oluşmadığını ve altı saat gözaltında tutulduktan sonra savcılığa çıkarılmaksızın serbest bırakıldıklarını hatırlatan Koçali, Bu bizim suç işlemediğimizin, suç oluşmadığının kanıtı. Ancak, halkın örgütsüz tepkisini sokaktaki tepkiden soyutlamaya çalışıyorlar dedi.
Polisin kendilerine herhangi bir uyarıda bulunmadan saldırıya geçtiğini ve bilinçli bir tutumla zarar verdiğini belirten Karakuş ise, Hükümet, 8.5 milyar dolar karşılığında savaş istiyor, kan dökülsün istiyor. Buna karşı çıkan silahsız, savunmasız, yasal bir partinin üyelerini bile cezalandırıyor diye konuştu.
Bir polis Bu kadının da kolunu kırın dedi
Saldırgan polisler ile bu polisleri cesaretlendiren kimseler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını vurgulayan Karakuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Iraka asker gönderilmesine, Amerikan emperyalizmine, Türkiyeli vatandaşların Amerikan çıkarları için Iraka gönderilmesine karşı olduğumuz için bir basın açıklaması düzenledik.
* Demokratik haklarımı savunduğum için daha önce de gözaltına alındım ama, dün yaşananlar vahşetti. Dün yaptığımız basın açıklamasının yasal hakkımız olduğunu düşünüyorum ama, olmasaydı bile; polisin böyle bir müdahaleye hakkı yoktu.
* Polisin müdahale etmeden önce üç kere megafonla uyarıda bulunması gerekirdi. Oysa hiçbir uyarıda bulunmadan, doğrudan biber gazı kullandılar. Yetkililer de, bizi çevik kuvvetle karşı karşıya bırakıp kenara çekildiler.
* Bizim *ellerinde herhangi bir silah, taş, sopa bulunmayan; yasal bir partinin üye ve yöneticileri olduğumuz biliniyordu. Buna rağmen, çevik kuvvet polisi amirlerinin emriyle bize karşı böyle davrandı.
* Bir sürü insanın burnunun yere çarpıldığına, ağızlarına biber gazı sıkıldığına tanık oldum. Ateş benim arkamdaydı. Polisler, kollarını büktüler. Ben, kollarımı tutan polislere Bize neden böyle davranıyorsunuz. Ben sadece oğlumun Irakta ölmesini istemiyorum dediğimde arkadan bir çevik kuvvet; Bu kadının da kolunu kırın diye emir verdi.
* Dün yaşadıklarımız, sistemli bir devlet politikasının bir parçasıydı. Haklarını savunan, Iraka asker gönderilmesini istemeyenlere karşı geliştirilen bir projeydi.
Amaçları, halkın desteğini engellemek
Hükümet halkın büyük çoğunluğunun karşı olduğu bir işe kalkıştı. Onun çaresizliğiyle böyle davranıyor diyen Koçali ise, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Halkın büyük çoğunluğunun, Iraka asker gönderilmesine karşı olduğunu biliyoruz. Dün yaptığımız basın açıklamasında da halktan çok olumlu tepkiler aldık. Pek çok kişi bize alkışlarla destek verdi.
* Bu desteği yok etmeyi; Iraka asker gönderilmesine karşı çalışmaları kitlelerden soyutlamayı amaçlayan çok sert bir eylemdi.
* Bizi, yasal sorumluluklarını yerine getirmeden gözaltına aldılar. Herhangi bir uyarıda bulunmadan biber gazı ile arkadaşlarımızı bayılttılar.
* Kollarım ve bacaklarım çok kötü durumda. Çok uzun bir süre yerlerde sürüklendim; yarı baygındım ve ilk defa bir basın açıklamasında böyle bir muameleye maruz kaldım.
* Hükümet, halkın büyük çoğunluğunun karşı olduğu bir işe kalkıştı. Bence onun çaresizliğiyle bu işi yapıyor. Bize de Bir daha buna karşı çıkmayın demek istiyor. Oysa, bu sonuç vermeyecek. Bizi insanlık dışı bir biçimde gözaltına aldılar ama, bunu milyonlarca insan gördü ve kendileri teşhir oldular. (BB)