Hükümet, "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu" tasarısına eklediği geçici maddelerle doğal SİT alanlarının baştan ele almayı planlanıyor. Tasarıya göre, oluşturulacak "Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu" mevcut SİT alanlarını yeniden değerlendirecek, SİT alanı ilan etme yetkisi kendilerine devredilecek.
Çevre ve Orman Bakanlığı müsteşarının başkanı olacağı kurulda 14 bürokrat, bakanlığın belirleyeceği iki sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcisi, dört akademisyen bulunacak.
Tasarı kabul edilirse, doğal SİT alanı ve tabiat varlığı olarak tescillenmiş alanların bu statüleri sona erdirilebilecek. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın doğal SİT alanı ilan etme yetkileri yanında, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ve Turizm Merkezi ilan etmede "uygun" görüşü verme zorunluluğu da öngörülüyor.
Hükümet İkizdere SİT kararından rahatsız
Geçen hafta İkizdere Vadisi'nin SİT alanı olarak ilan edilmesi üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu vadideki hidroelektrik santral (HES) ve yaşamı etkileyecek diğer projelerin durdurulması anlamına gelen bu karara tepki göstermişler, kararın iptali için konuyu yargıya taşıyacaklarını belirtmişlerdi.
"Doğal SİT alanı" kararları, farklı bölgelerde örgüt ve yerel derneklerin, suyun ticarileştirilmesi ve doğayla yaşamı etkilemesi gibi çeşitli sebeplerle karşı çıktıları HES ve diğer projelerin de durdurulması anlamına geliyor. Yeni tasarının yasalaşması durumunda, SİT alanı tescillerinin iptali ile birlikte bu projelerin inşaatlarının başlaması söz konusu olacak.
Cangı: İktidarın ekonomi politikası, koruma gerekliliğini belirleyecek
Çevre hakları için mücadele eden avukat Arif Ali Cangı, "bilimselliği ve özerkliği olan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları'nı, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'na dönüştürecek" tasarıyla ilgili değerlendirmesinde, "doğal varlıkları sermayenin talanına açmayı amaçlıyor. Yasalaşırsa, yaşam alanlarını korumak daha da zorlaşacak" diyor.
"Barajlar, HES'ler, madencilik gibi ekolojiyi bozan tesislerin önü alınamayacak" diye ekleyen Cangı, tasarının şimdi yasalaşmaması, seçim döneminde tartışılması gerektiğini belirtiyor.
Cangı, Kurul'un üyelerinin ise bakanlık tarafından belirleneceğine dikkat çekiyor: "Siyasi iktidara bağlı bir kurul olacağı ortada; siyasi iktidarın ekonomik politikaları bir yerin korunması gerekip gerekmediğini belirleyecek.
"Mahalli biyolojik çeşitlilik kurullarında da Devlet Su İşleri (DSİ) ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü temsilcilerinin yer alacak olması, korunacak değerin tabiat varlıkları değil, yatırımcıların çıkarı olduğunu gösteriyor."
Cangı'ya göre yasanın amacını, tasarıdaki "koruma kullanma dengesi gözetilerek sürdürülebilirlik" sözcükleri anlatıyor: "Burada öncelikli olan doğal varlıkları korumak değil, kullanmaktır; koruma, yararlanmanın sürekliliğini sağlamak içindir. Allianoi'nin 'koruma kullanma dengesi gözetilerek' kumla örtülüp suya gömülmesine karar verildiği unutulmamalıdır." (EÇ)