Eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğanın Kürt realitesini ortaya koymak, Türkiyenin demokratikleşmesi önündeki engelleri kırmak, Türk ve Kürt halklarını aydınlatmak için, başlarına gelecekleri göze aldıklarını söyleyen Mehdi Zana, Leyla, Hatip, Selim ve Orhan, bilinçli insanlar. Yaşadıkları da tesadüfi değil diyor.
Yeniden yargılamanın yedinci duruşmasının da tahliye kararı olmadan sonuçlanmasını, AİHMnin kararını kabul eden Türkiye, hukuk söylemiyle göz boyarken, DEPli milletvekillerine Ben sana aynı cezayı vereceğim mesajı vermesi olarak nitelendiriyor.
DEPlilerin amacı, Türk halkını aydınlatmaktı
Türkiyenin demokratikleşebilmesi için en büyük görevin Türk aydınlarına düştüğünü savunan Zana, sözlerini şöyle sürdürüyor:
* Hukuk devletlerinde, yeniden yargılama söz konusu olursa, dokuz sene cezaevinde kalmış bir mahkumun serbest bırakılması, yargılamanın tutuksuz devam etmesi gerekir.
* Oysa, Leyla, Hatip, Selim ve Orhan serbest bırakılmıyorlar; çirkin davranışlara maruz kalıyorlar. Onlar bilinçli bir tercihin sonuçlarını yaşıyorlar. Türkiyenin demokratikleşmesi önündeki engelleri yıkmak, Türk halkını aydınlatmak için çaba gösterdiler, gösteriyorlar.
* Davanın başında, Leylaya yıllarca cezaevinde yatacaksınız demiştim ve ne yazık ki, söylediklerim gerçek oldu. Yeniden yargılamadan da fazla bir beklentim yok. Tabii, politik davalarda bir gecede çok şey de değişebilir, 20 yılda hiçbir şey değişmeyebilir de
Türk halkı farkında olsaydı
* Ben Kürdüm, düzgün Türkçe konuşamıyorum ve Türkiye bunu ret de etse, ben varım. Dilim var, tarihim var. Türk halkı, bütün bunların farkında olsaydı zaten tepki gösterirdi. Ama, aydınların bile sesi çıkmıyor.
* Türkiyede bir Kürt davası var ve bu sorun çözülmeden, Türkiyenin hiçbir sorunu çözülemez. Türkiye niçin Kürt meselesinden korkuyor? Kuzey Irakta Kürdistan artık bir devlet. Siyasiler de bu gelişmelerden haberdar ama, halkı aldatmayı sürdürüyorlar. Türk halkı meydanlara çıkmadığı, sokaklarda yürümediği müddetçe de halkı aldatmayı sürdürecekler. Türk ve Kürt halkının sorunlarının çözümü, Türk halkının tavrına bağlı.
* Türkiyede son dönemde uyum paketleri çıkarılıyor, demokratikleşmeden bahsediliyor. Bu da bu aldatmacanın bir parçası. 20 seneden beri periyodik aralıklarla uygulanıyor. Oysa, bu gelişmeler sorunları ortadan kaldırmaya yetmeyecektir.
* Sorunları ortadan kaldırmak için gerçek bir niyet varsa, Kürt realitesi ve Kürtlerin hakları tanınmalı. Genel af çıkarılmalı ve arkasından demokratikleşmenin gerekleri yavaş yavaş yerine getirilmeli. (BB)