İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (Human Rights Watch - HRW) internet sitesinde Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin (Rojava) kontrolü altındaki bölgelere yönelik saldırılara ilişkin bir yazı yayınlandı.
HRW'nin araştırmacısı Myriam Whaibe'nin imzasını taşıyan yazıda, "Türk güçlerinin süregelen saldırılarının bedelini siviller ödüyor" ifadelerini yer aldı.
HRW: Türkiye'nin Rojava'ya saldırıları insani krizi derinleştiriyor
Whaibe'nin yazısı şöyle:
"Farah'ın ‘bacağım yok’ diye çığlık attığını duydum"
9 Ekim günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Bcheïrîyé köyü yakınlarında pamuk tarlasında çalışan 30 kişilik gündelikçi grubun arasında 50 yaşındaki Rakza Salih Fawaz ile 14 yaşındaki kızı Farah Adnan Ramdan da vardı.
"Sabah saat 10 civarında başıma bir şey çarptı" diye anlatıyor Rakza.
"Farah'ın ‘bacağım yok’ diye bir çığlık attığını duydum. Ona ulaşmaya çalıştım, ama yere yığıldım, kaldım."
Diğer işçiler tarafından acilen Haseke’deki bir hastaneye götürülmüşler.
Siviller, Türk saldırılarının bedelini canlarıyla ödedi
Rakza, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne çiftlikte savaşçı ya da asker bulunmadığını, sadece geçimlerini sağlamaya çalışan gündelik işçiler olduğunu söyledi.
Rakza ve Farah, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna yönelik düzenlediği hava bombardımanının çok sayıdaki mağdurlarından sadece ikisi.
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna yönelik hava bombardımanının bölgenin yaşamsal önemdeki altyapısına nasıl zarar verdiğini HRW, kısa süre önce yayınladığı bir raporla belgelemişti. Ancak bunun da ötesinde Rakza ve Farah gibi bazı siviller, Türk saldırılarının bedelini canlarıyla ve uzuvlarıyla ödediler.
Suriye'nin kuzeydoğusunda gönüllü bir medya ve araştırma kuruluşu olan Rojava Enformasyon Merkezi'ne göre, 5-10 Ekim 2023 tarihleri arasında Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda Kürtlerin kontrolündeki bölgelere düzenlediği insansız hava aracı saldırıları en az 11 sivilin ölümüne ve çok sayıda sivilin yaralanmasına neden oldu.
Türkiye gerekli tedbirleri almakta yetersiz kaldı
Hem Rakza hem de Farah son yıllarda gündelik işçi olarak çalışarak ailenin geçimini sağlamış ve Rakza'nın zihinsel engelli eşine destek olmuşlar.
Hastaneden iki gün önce çıkan Rakza, şu anda akrabalarının yanında yaşıyor. Aldıkları yaralar nedeniyle, o ve kızı geçimlerini nasıl sağlayacaklarını bilemiyor, bu da onları güvencesiz bir durumda bırakıyor.
HRW, 2022 yılında engelli çocukların temel ihtiyaçlara, eğitime, protez gibi yardımcı cihazlara veya psikososyal desteğe erişimlerinin olmadığını belgelemişti; artık Farah da bu çocuklardan biri.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeyinde art arda gerçekleştirdiği askeri operasyonlarda sivil kayıpları önlemek için gerekli tedbirleri almakta sık sık yetersiz kaldığı görülüyor; nitekim HRW'nin Ocak 2018 sonunda belgelediği üç saldırıda 17'si çocuk 26 sivil hayatını kaybetmişti.
Siviller, kendilerine hesap verilmesini hak ediyor
Uluslararası insani hukuk uyarınca, askeri operasyonların yürütülmesi sırasında, Türk Silahlı Kuvvetleri ve çatışmanın tüm tarafları, sivil can kaybını, sivillerin yaralanmasını ve sivil nesnelerin zarar görmesini önlemek ve her halükarda en aza indirmek için mümkün olan tüm tedbirleri almalıdır.
Rakza ve Farah da dahil olmak üzere Türkiye’nin askeri operasyonlarından zarar gören siviller, kendilerine hesap verilmesini hak ediyor. Engelli çocuklar korunmayı ve yardımı hak ediyor.
Türkiye, sivillerin ölümüne veya yaralanmasına neden olan saldırıları kapsamlı bir şekilde soruşturmalı ve gerektiğinde mağdurlara veya ailelerine uygun bir tazminat ödemelidir. Bu tür saldırılardan kaynaklanan uluslararası insani hukuk ihlallerinin sorumlularından da hesap sormalıdır.
(NT)