Askerler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları için New York'ta bulunan Başbakan Thaksin Shinawatra'nın yokluğunda yönetime el koydu.
Televizyondan ilk konuşmasını yapan askeri darbenin lideri General Sonthi Boonyaratglin ordunun aylar süren siyasi çalkantıdan sonra milleti birleştirmek amacıyla yönetime el koyduğunu söyledi.
Anayasa, parlamento, senato askıda; gösteriler yasak, basın sansürlü
Darbeciler, anayasayı, parlamentoyu ve senatoyu askıya aldıklarını, sıkıyönetim ilanıyla birlikte toplantı ve gösteri yasağıyla basında sansür uygulamasına da geçildiğini açıkladı.
Bu, ülkede parlamentonun ilk kez toplandığı 1932'den bu yana yapılan 18'inci darbe.
Başbakan Shinawatra, başkent Bangkok'ta tankların hükümet binalarını ve televizyonları kuşattığı haberleri üzerine, New York'tan yaptığı açıklamada, ülkede olağanüstü hal ilan ettiğini ve Genelkurmay Başkanı'nı görevden aldığını duyurdu.
Ancak Genelkurmay Başkanı bu açıklamaya sıkıyönetim ilanıyla karşılık verdi.
HRW: Shinawatra dönemi ihlallerle dolu, ama yanıtı hakları askıya almak olamaz
HRW'nun Asya birimi yöneticisi Brad Adams, "Shinawatra'nın yönetimde olduğu dönemde insan haklarına saygı ciddi bir biçimde aşındı; ama bunun yanıtı anayasal hakların askıya alınması olamaz" dedi. "Tayland, sorunlarını hukukun üstünlüğüyle ve insanların kendi liderlerini seçme hakkını kullanmasıyla çözmeli."
Örgüt, Tayland'ın basına ve muhalif seslere kısıtlamalar getiren Shinawatra'ya karşı siyasi muhalefetin artmasından bu yana kriz içinde olduğunu anımsattı.
Shinawatra, Anayasa Mahkemesi'nin 2 Nisan'da yapılan genel seçimleri yolsuzluklar ve Shinawatra'nın partisine yakın siyasi grupların müdahaleleri nedeniyle geçersiz saymasından sonra, geçici başbakan olarak görev yapıyordu.
HRW, Shinawatra'nın beş yıllık yönetiminin ciddi insan hakları ihlalleriyle dolu olduğunu da anımsattı.
"Shinawatra, 2003'te 'uyuşturucuya karşı savaş' ilan etti. Bu savaş, uyuşturucu satıcısı olduğu iddia edilen onlarca kişinin yargısız infazıyla sonuçlandı; bunların hiçbiri gereğince soruşturulmadı. Güvenlik kuvvetlerinin ülkenin çoğunlukla Müslüanların yaşadığı güney bölgelerindeki ayaklanmaya yanıtı yaygın insan hakları ihlalleri oldu; bunların arasında birçok insanın keyfi olarak tutuklanması ve 'kaybolması' da var." (TK)