Irak hükümetinin eylemleri nedeniyle mahkemenin bağımsızlığının tehdit edildiğini belirten örgüt, davaya ilişkin 100 sayfalık raporunda, yargılamadaki ciddi usul sorunlarını şöyle sıralıyor:
* Anahtar nitelikteki kanıtlar, sanıkların aklanmasına yarayacak olanlar da dahil olmak üzere, savunmaya önceden sunulmadı.
HRW: Kovuşturmada kanıt boşluğu var
* Sanıkların temel adil yargılama hakkı olan kendilerine karşı tanıklık yapanlarla yüzleşmesi ihlal edildi.
* Mahkemeye başkanlık eden yargıcın tarafsızlığı zarar gördü.
* Kanıtlardaki önemli boşluklar kovuşturmanın inandırıcılığına zarar verdi; atılan suçların bütün unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğine dair kuşku yarattı.
Rapor, mahkemenin adil ve etkili bir yargılama için vazgeçilmez olan temel idari işlevlerini de yerine getiremediğini söylüyor. HRW, mahkemenin tanıkların, mağdurların ihtiyaçlarını ele alacak veya savunma avukatlarının güvenliğini güvenceye alacak programları geliştiremediğini, yargılama sürecini Irak halkına açıklamak gibi önemli bir görevi de ihmal ettiğini belirtiyor.
HRW, raporda ölüm cezasının kabul edilemez oluşunu da vurguladı.
Daha önce, Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ve İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) da yargılamanın adil gerçekleşmediğini açıklamışlardı.
Hüseyin, dönemin istihbarat şefi Barzan El Tekriti ve baş yargıcı Awad Ahmad El Bandar, 1982'de Şiilerin yoğunlukla yaşadığı El Duceyl'de 148 kişinin öldürülmesi ve mülklerinin topluca imha edilmesi nedeniyle ölüm cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme dört sanığa 15 yıldan ömür boyu hapse kadar uzanan cezalar vermiş, bir sanığa da savcının talebi üzerine beraat kararı verilmişti. Kararlar temyiz edilmişti. (TK/EÖ)