"Ordu, nisan-haziran ayları arasında yaptığı üç sert, hükümet karşıtı açıklamada dini gericilik ve terörizm tehditleri konusunda uyarılarda bulundu ve 'laikliğin savunucusu' olarak, nasıl yapacağını belirtmeden 'gerektiğinde' müdahaleye hazır olduğunu açıkça dile getirdi."
"Ordunun siyasi alana müdahalesinin ülkedeki insan hakları alanındaki ilerlemeyi tehdit ettiğini" belirten HRW, hükümetin de insan hakları reformlarını hayata geçirme konusunda tökezlemiş olduğunu saptadı.
HRW, raporunda bianet haberleri ve raporlarını da referans gösterdi.
HRW: Ordu hak savunucularını risk altına soktu
Genelkurmay'ın 8 Haziran tarihli açıklamasında "insan hakları savunucuları ve devlet politikalarını eleştirenleri terör örgütlerini destekleyenlerle eşdeğer bulduğu yönünde ifadeler"in yer aldığını anımsatan örgütün Avrupa ve Orta Asya bölüm direktörü Holly Cartner, "Türkiye'nin askeri darbeler geçmişi göz önüne alındığında, ordunun tehditkar açıklamaları ülkede insan haklarını önemseyen herkeste ciddi kaygılar uyandırmaktadır" dedi; ordunun insan hakları savunucularını teröristlerle aynı kefeye koyarak, onları büyük risk altına soktuğunu söyledi.
HRW'nun ordunun siyasete müdahalesi ve bu süreçte insan hakları ortamında yaşanan kaygı verici gelişmelere dair bazı saptamaları şöyle:
* Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin tartışmalı bir Anayasa Mahkemesi kararı alındı. Ordunun tartışmaya dahil olmasının mahkemenin kararını etkilemiş olabileceği yönünde ciddi kaygılar var.
* HRW ordunun konuşma özgürlüğü ve basın özgürlüğü üzerinde olumsuz etkileri olabileceğinden kaygılı. Buna dair, Nokta dergisinin kapatılma sürecini örnek veriyor.
* Türk Silahlı Kuvvetleri ve silahlı muhalif grupların, özellikle PKK'nin reform süreci önünde kasıtlı bir şekilde engeller çıkardığına dair tehlikeli işaretler bulunuyor.
* Seçim sürecinde de ifade özgürlüğü üzerinde baskılar, Kürt siyasi partilerine ve yetkililerine yönelik baskı ve kovuşturmalar yaşandı.
* HRW, insan haklarını ihlal eden devlet görevlilerine karşı cezasızlığın sürdüğünü saptarken, Hrant Dink cinayeti davasını, Kızıltepe'de Ahmet ve Uğur Kaymaz'ı öldüren polislere beraat kararı verilmesini, Şemdinli davası sürecini, polis yetkilerinin artırılmasını ve polisin kötü muamele vakalarını da seçim süreciyle bağlantılı kaygı verici gelişmeler olarak saydı.
"AB destek vermeli"
HRW, AB'nin Türkiye'ye aday ülkeler için insan hakları alanında getirilen yeni kriterleri yerine getirir getirmez üyeliğe kabul edilebileceğini belirten güçlü bir mesaj göndermesi gerektiğini de duyurdu.
Bunun "Türkiye'nin adaylık sürecini canlı tutarak, insan hakları alanında alınan temel reformlar ve geriye alınmayacağı umulan gelişmeleri güvence altına almanın önemli bir yolu" olduğunu açıkladı. (TK)
* HRW'nun "Türkiye: Temmuz ayındaki Genel Seçimlere doğru İnsan Hakları Konusundaki Kaygılar" başlıklı raporunun Türkçe tam metnini görüntülemek için tıklayın. (PDF belgesi, 240 KB)