HRW: Öğrenciler ve gazeteciler protestolar yüzünden yargılanıyor

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto eden yüzlerce kişi, 18 Nisan’da başlayacak olan kitlesel davalar kapsamında hâkim karşısına çıkacak. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), bu yargılamaların barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğüne yönelik ağır baskıları gözler önüne serdiğini vurguladı.
Toplamda 819 kişi hakkında dava açıldı. İlk duruşmalarda 189 kişi, aralarında öğrenciler, gazeteciler ve foto muhabirlerinin de bulunduğu sanıklar listesinde yer alıyor. Sanıklara yöneltilen suçlamalar arasında, kanuna aykırı gösteri, dağılma ihtarına rağmen dağılmamak, ateşli silah veya benzeri alet taşımak, yüzünü gizlemek ve suç işlemeye alenen tahrik gibi iddialar yer alıyor. Ancak HRW'nin incelediği iddianamelerde, bireysel düzeyde somut delillere çok nadiren rastlanıyor.
İstanbul Valiliği, 19 Mart’ta şehir genelinde dört günlük protesto yasağı ilan etmiş, bu yasak daha sonra dört gün daha uzatılarak 26 Mart’ta sona ermişti. Ancak buna rağmen, İstanbul’un çeşitli bölgelerinde ve özellikle Büyükşehir Belediyesi önünde binlerce kişinin katıldığı barışçıl protesto gösterileri düzenlendi. Yasak sona erdikten sonra yapılan 27 Mart protestolarına katılan 120’den fazla kişi hakkında da dava açıldı.
Polis şiddeti
HRW tarafından incelenen video kayıtlarında, polisin kalabalığı dağıtmak için yakın mesafeden biber gazı sıktığı, biber gazı kapsülleri kullandığı ve protestoculara şiddet uyguladığı görülüyor. Bazı katılımcılar ise evlerinde, gösterilerde görüntülendikleri gerekçesiyle gözaltına alındı.
İstanbul’daki mahkemeler, şu ana dek 278 kişi hakkında tutuklama kararı verdi, birçok kişi hakkında ise ev hapsi veya yurt dışı çıkış yasağı uygulandı.
40 tutuklama duruşmasının tutanağına göre, sanıklardan 30’u gözaltında darp edildiğini veya sözlü şiddete maruz kaldığını ifade etti. Bir kadın ise sözlü ve fiziksel cinsel tacize uğradığını dile getirdi. HRW, bu şiddet iddialarının gecikmeksizin ve etkili biçimde soruşturulması gerektiğini belirtti.
Gazeteciler de yargılanıyor
Protestoları izlemekle görevli sekiz gazeteci, savcılık tarafından protestocu olarak değerlendirilerek yargılanıyor. İddianamelerde bu kişilerin gazeteci olduklarına dair ifadelerine yer verilmediği, çünkü polisin olay yerinde gazetecilik faaliyeti tespit etmediği öne sürülüyor.
Sosyal Medya paylaşımları da suç sayıldı
Yargılanan 20 kişi ise, yalnızca sosyal medya paylaşımlarıyla “suç işlemeye alenen tahrik” ettikleri gerekçesiyle sanık durumuna düşürüldü. Bu paylaşımların büyük bölümü şiddet içermeyen, genellikle protestoya çağrı yapan ya da hükümeti eleştiren ifadelerden ibaret.
Uluslararası Hukuka aykırılık ve AİHM Kararları
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), son 15 yıl içinde Türkiye'yi 70’ten fazla davada mahkûm etti. Bu kararların tamamı, protestolara yönelik orantısız müdahaleler ve hukuka aykırı yargılamalarla ilgiliydi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun AİHM içtihatlarına uygun hale getirilmesiçağrısında bulundu.
HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, süreci şöyle değerlendirdi:
“Ortada somut bir suç delili yokken bu kadar hızlı ve yaygın yargılamaların başlatılması, asıl amacın barışçıl protestolara katılanlara gözdağı vermek olduğunu düşündürüyor. Bu bir hukuk devleti uygulaması değildir.”
“Ceza hukukunun öğrencileri ve gazetecileri sindirmek için kullanılması, Türkiye’nin ifade ve toplanma özgürlüğüne yönelik sistematik baskılarının son örneğidir” diyen Williamson, savcılığa bu davaları düşürme çağrısı yaptı.

Can Atalay: Tutuklu öğrenciler serbest bırakılsın

SARAÇHANE DAVASI- 2
Gazeteciler ve avukatların dosyaları ayrıldı: Sonraki duruşma 3 Ekim'de
(EMK)