Human Rights Watch (HRW) Acil Durumlar Direktörü Peter Bouckaert, "Boğulan Suriyeli Çocuğun Korkunç Fotoğrafını Neden Paylaştım?" başlıklı yazısında Bodrum'da hayatını kaybeden Suriyeli sığınmacı çocuğun fotoğrafını neden paylaştığını açıkladı. Aynen yayınlıyoruz.
Fotoğrafı paylaşmadan önce uzun süre düşündüm. Fotoğraf, insan kaçakçılarının teknesiyle Avrupa’ya varmak isterken hayatını kaybeden 11 kişi arasındaki küçük bir çocuğun Türkiye’deki popüler bir sahilde cansız şekilde uzandığını gösteriyor. Hayatları, büyüyen bir krize karşı Avrupa’nın yetersiz cevabının son kurbanları olarak bitiyor.
Beni en çok etkileyen şey küçük ayakkabılarıydı, muhtemelen bu tehlikeli yolculuk için onu giydirirken ebeveynlerinin özenle giydirdiği ayakkabılar... Sabahları yapmayı en sevdiğim şeylerden biri, çocuklarıma kıyafetlerini giydirmek ve ayakkabılarını giymelerine yardım etmektir. Fotoğrafa bakarken kendimi, kendi çocuğumun sahilde boğulmuş bir şekilde uzandığını hayal etmekten alıkoyamadım.
Şu sıralar Macaristan'da, Suriyeli göçmenlerin yolculuklarını çekiyorum, bugün genç birinin hayatını kaybettiği yolculuğun bir benzerini. Eğer misket bombalarını ve IŞİD’in kaçanların kafalarını kestiğini unutmuşsanız çocuğu böylesi tehlikeli bir yolculuğa maruz bıraktıkları için ebeveynlerini suçlamak çok kolay.
Dün sabah boyunca Sırbistan-Macaristan sınırında Suriyeli ailelerin çocuklarıyla, onları Suriye’deki katliamdan uzaklaştırmak ve Avrupa’da güvenliklerini sağlamak için azimle yürüdüklerini gördüm. O aileler birer kahraman. Onların çocuklarına daha iyi bir hayat sağlamak için sergiledikleri kararlılığa hayranım.
Ne yazık ki, tüm yolculukları boyunca engeller ve düşmanlıkla karşılaşıyorlar. Bazı kaçakçılar oldukça organizeler; yasal olmayan işleri için makbuz veriyorlar ama ulaşımlarını sağladıkları insanların hayatlarıyla çok az ilgililer ve üzerlerinden servet kazanıyorlar. Onların vahşeti belki beklenebilir ama affedilemez olan Avrupalı liderlerin kendi alanlarında yaşananlara karşı kayıtsızlığı ve engellemeleri.
Röportaj yaptığım neredeyse her Suriyeli, yolculukları boyunca genellikle botların batması gibi ölümle karşı karşıya kalmıştı. Şimdi Macaristan’da yolları tekrar kesintiye uğradı. Binlercesi Macaristan yetkililerinden hiçbir yardım almadan caddelerde uyuyor.
Not defterim trajediyle dolu. Suriyeli bir Kürt olan Ali Pintar üç çocuğuyla birlikte, IŞİD’in bomba yüklü bir arabayla intihar saldırısı düzenleyerek kontrolü ele geçirmeye çalıştığı memleketi Kamışlı’dan kaçtı. Münih’e tren bileti aldı ama polisler tren istasyonuna girmelerini bile engelledi. Son üç gecedir çocuklarıyla birlikte sokakta uyuyor. Oldukça üzgün şekilde karşı karşıya kaldığı aşağılamayı anlattı: “Suriye’de kalmak daha iyi olabilirdi. Orada bir patlama ya da başka bir şeyle bir kez ölürsün. Burada her gün binlerce kez öldüğümü hissediyorum.”
Bazıları fotoğrafı internette paylaşmanın ya da gazetelere basmanın rahatsız edici olduğunu söylüyor. Benim rahatsız bulduğum şey ise ölümleri engellemek için yapılabilecek çok şey varken çocukların boğulmuş bedenlerinin kıyılara vurması.
Boğulmuş bir çocuğun fotoğrafını paylaşma kararı almak kolay değildi. Ama bu çocukları kendi çocuklarım kadar önemsiyorum. Belki Avrupalı liderler de böyle hissederse bu korkunç manzarayı önlerler. (PB/BK)
* Yazının orijinalini buradan okuyabilirsiniz.