* Fotoğraf: Hikmet Adal / bianet
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch / HRW) bugün “Türkiye’de Avukatlar ve Savunma Hakkı Saldırı Altında” başlıklı raporunu yayınladı.
61 sayfalık raporda, Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminin sonrasındaki dönemde yüzlerce avukatın keyfi bir biçimde tutukladığı ve yargılandığı ifade edildi.
168 avukatın yargılaması incelendi
İnsan Hakları İzleme Örgütü, 168 avukatın, 2016 - Şubat 2019 arasında yargılandığı davaların dava dosyalarını inceledi.
Raporda, “kolluğun ve savcılıkların darbe girişiminden bu yana avukatları müvekkillerinin suçlarıyla nasıl ilişkilendirildiklerini ve ceza soruşturmaları veya kovuşturmalarıyla ve keyfi gözaltı ve tutuklamalarla onları nasıl hedef aldıkları” incelendi.
“Şiddeti teşvik ettiklerini gösteren delil yoktu”
İncelenen davalardan biri, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarına açılan davaydı.
TIKLAYIN – “Sayın Başkan, Sevgili Olsanız Çekilmezsiniz”
ÇHD davasının 20 Mart’taki duruşmasında mahkeme kararını açıkladı, henüz savunma yapmamış olan sanık avukatlara 18 yıl 9 ay ile 3 yıl 1 ay 15 gün arasında hapis cezaları verildi.
TIKLAYIN - 18 Avukata Toplam 159 Yıl 1 Ay 30 Gün Hapis
HRW’nin raporunda ayrıca şu örnekler verildi:
“29 Mart’ta açıklanan başka bir hükümde ise, Ankara’da bir mahkeme, hükümetin ve mahkemelerin darbe girişiminin arkasında olmakla suçladıkları ve Fethullahçı Terör Örgütü’ne üye oldukları iddiasıyla, 21 avukat hakkında mahkumiyet kararı verdi ve söz konusu avukatları 8 yıl 1 aya varan hapis cezalarına çarptırdı.
“Bu toplu davaların hiç birinde avukatların şiddet eylemlerine katıldıklarını ya da şiddeti teşvik ettiklerini gösteren bir delil yoktu.”
Williamson: Kaygılandırması gereken bir durum
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya direktörü Hugh Williamson’ın şu değerlendirmesi de raporda yer alıyor:
“Yüzlerce avukatın hapse atılması ve yargılanması ve kolluk tarafından gözaltında tutulan veya yargılanan kişilerin vekilliğini veya müdafiliğini üstlenme kabiliyetlerinin sınırlandırılması, Türkiye’nin ceza yargılaması sisteminin vahametini gözler önüne seriyor. Bu Türkiye’deki ve uluslararası alandaki herkesi ciddi biçimde kaygılandırması gereken bir durum.
“Avukatlar adil yargılanma hakkının en asli teminatlarındandır, dolayısıyla Türkiye’nin üç yıldır buna burun kıvırıyor olması çok derin bir endişe doğuruyor.”
“Mahkemeler dilekçelere tepkisiz kalıyor”
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü avukatlar, terörle mücadele kapsamındaki suçlardan yapılan yargılamalarda delillerin tarafsız olarak incelenmesi veya sınanması ve savunma tanıklarının dinlenmesi için verdikleri dilekçelere karşı, mahkemelerin giderek artan ölçüde tepkisiz kaldıklarını belirttiler.
Raporda ifadeleri yer alan avukatlar, duruşmalarda kendilerini “figüran” gibi hissettiklerini söylüyor.
Rapordaki tavsiyeler
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye hükümeti, Avrupa Birliği ve AB üyesi devletler, Avrupa Konseyi, Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye’deki il barolarıyla birlikte uluslararası avukat örgütlerine şu tavsiyelerde bulundu:
* Türkiye avukatları taciz etmek amacıyla haklarında soruşturma veya kovuşturma açmaya, gözaltına almaya ve tutuklamaya son vermeli;
* Uluslararası insan hakları hukukunun getirdiği teminatlara uygun bir şekilde avukatların mesleki görevlerini etkin bir şekilde icra etmelerine izin vermeli;
* Avukat tutma hakkına OHAL döneminde getirilen ve sonradan yasalaştırılan kısıtlamaları yürürlükten kaldırmalı;
* Avukatları kitlesel olarak yargılamaya ve terörle mücadele kapsamındaki suç isnatlarını keyfi olarak kullanmaya son vermeli.
* “Türkiye’de Avukatlar ve Savunma Hakkı Saldırı Altında” başlıklı raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.