Agos Gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de katlinden dolayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'yi "yaşama hakkı", "ifade özgürlüğü" ve "etkili başvuru hakkı"nı ihlal ettiği gerekçesiyle tazminata mahkum etmesinin ardından bugün ilk duruşma yapılıyor.
Beşiktaş Meydanında bir araya gelen Hrant'ın Arkadaşları ile aralarında siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcileri ve insan hakları savunucularının da bulunduğu yüzü aşkın kişi, "Faşizme inat kardeşimsin Hrant", "Hrant'ın katili Ergenekon devleti" sloganları attı.
Hrant için adalet nöbeti tutan isimler arasında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eski eş başkanları millet vekillikleri düşürülen Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ve milletvekili Akın Birdal'ın yanı sıra Ahmet İnsel, Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Nadire Mater, Hakan Tahmaz, Barış Pirhasanoğlu, Nur Sürer, Gençay Gürsoy, Doğan Tarkan, Tayfun Mater, Zeynep Tanbay, Necmiye Alpay, Neşe Erdilek, Esra Koç, Erol Kızılelma, Ayşe Gül Altınay, Ümit Fırat, Mehmet Atak, Maside Ocak, "İşimizi geri istiyoruz, 4-C'ye hayır" yazılı önlükleriyle İzmir TEKEL işçileri, siyasi parti temsilcileri, gazeteci, akademisyen ve sanatçılar da vardı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan oyuncu Settar Tanrıöğen, "Cevap vermezseniz, hesap verirsiniz" dedi.
Tanrıöğen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devlet, bir türlü yapılmayan soruşturmalar, açılmayan davalar, sorgulanmayan, yargılanmayan görevlilerle ilgili sorularımıza bir tek doğru dürüst cevap vermedi. Cevap niyetine söylediklerinin özeti şuydu;
'Biz ciddiye alınacak bir hukuk devleti değiliz, arkadaşınızın öldürülmesiyle ve sonrasındaki soruşturma rezaletleriyle ilgili edebileceğimiz tek laf yok.'
'Hrant'ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmalarda, mahkemede, niye MİT'ten gelen tek satır bilgi yok?' diye sormuştuk. Başbakanlık bize 'sözünü ettiğiniz kurum özerk, biz bir şey yapamayız' ve 'talebinizi ilgili firmaya şahsen iletin' demişti.
Biz bu rezaleti kamuoyuna açıkladıktan sonra Başbakanlıktan 'yanlışlık oldu, kusura bakmayın' yazan ikinci bir mektup aldık. Meğerse sorumuzu MİT müsteşarlığına iletmişler.
"Darbeciler de hesap vermeyeceklerini sanıyorlardı"
Hatırlatmanın yeridir; bugün cevap vermeyenler er ya da geç hesap verecektir. Darbeciler, katliam planlayanlar, faili meçhullerin komutanları... bunlar da hiç hesap vermeyeceklerini sanıyorlardı. Ama veriyorlar.
AİHM, Türkiye'yi mahkum etti, devlet yetkilileriyse 'aman ucuz kurtulduk' havasında. Hayır, kurtulmadılar. Cinayeti hafife alıyorlar. Devletin bu işteki sorumluluğunu hafife alıyorlar.
Dink davası bu ülkede şimdilik sadece devletin yüz karası gibi görünüyor ama aslında adaletin mihenk taşıdır. İcraat yapacakları yerde durmadan 'üzüldük, üzüldük' diye açıklamalar yapan yetkililere tekrar hatırlatıyoruz: Cevap vermezseniz, hesap verirsiniz."
"Hrant için adalet için" afişi açan grup açıklamanın ardından ellerinde "Ya cevap ver ya hesap ver" yazılı lolipoplarla adliyeye doğru yürüyüşe geçti.(BT)