Dink cinayetinin "dış mihrakların" komplosu olduğuna inananların çoğunlukta olduğunu söyleyen Shihab, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde hükümetin ya da diğer partilerin Ermeni soykırımını tanımasının zor olduğunu belirtiyor.
Shihab, "Dink öldürülmeden önce onun aleyhinde yayın yapan gazetelerin, o öldükten sonra ona övgüler yağdırdığına dikkat çekiyor.
Thierry:Türkiyeli Ermeni gazetecinin katledilmesi Ermenistan ve Türkiye arasında yeni bir iklim oluşmasına neden olur mu?
Shihab: Durum ne olursa olsun Türkiye'de medyanın büyük bölümü liberal bir Türkiye oluşturacak bir değişiklik istiyor.
Ancak henüz bu değişiklik sağlanamadı. Çünkü milliyetçi direnişin devletin pek
çok kademesinde ve insanların kafasında güçlü bir yeri var.
Salim38: Türk kamuoyu Hrant Dink hakkında, gazetecinin cinayetinden önce nasıl bir görüşe sahipti?
Shihab: Bir Türk görüşünden söz etmek zor. Ama şurası kesin ki ölümünden sonra ona övgüler düzen büyük medya gazeteleri, cinayetten önce onu hor gören yayınlar yaptılar.
Sadece Ermeni olmayan ama aynı zamanda Türk olan ve ülkesinin demokrasi kavgasına katılan bu adamı çekiştirip durdular. Dink, sağ kesimden de sol kesimden de milliyetçilerin saldırılarına maruz kalıyordu.
Djambaz:Cinayetin sorumluluğunu, nedenini nerede aramak gerekiyor sizce? Derin devlet mi, yoksa Trabzon'daki aşırı milliyetçi küçük gruplar mı?
Shihab :Türkiye'de herkesin kendine ait bir düşüncesi var.Polis Trabzon'dan aşırı milliyetçi bir genç grubun bu cinayeti milliyetçi duygularla hiç çekinmeden, üstelik bu cinayetin gruplarından onlara saygınlık kazandıracağını düşünerek işlediğini söylüyor.
Olayın bu grupla bağlantısı reddedilemese de sadece bununla sınırlı olduğu söylenemez. Zanlının aylarca ormanda atış talimi yapabilmiş olduğu, daha önce Trabzon'da McDonald's'a bombalı saldırı düzenleyen aşırı milliyetçi bir kişi tarafından yönlendirildiği öne sürülüyor. Derin devlet öğesi ise göz ardı ediliyor.
Grichka: Türkiye'de Türkiye'nin onuruna dokunacaklarını düşündükleri hiçbir şeye izin vermeyen milliyetçilerle daha açık ve demokratik hareket arasında gerçekten bir ayrım var mı?
Shihab : Canlı bir ayrım var ama sınırlar çok hareketli çünkü bütün Türkler okulda Türk değerleri anlayışıyla ve büyük şef Atatürk fikriyle yetiştiriliyorlar ve medyada bu düşünce üzerinden işliyor.
Okullarda çocuklar tarihi ya da dünyayı öğrenemiyor. Televizyonlarda devlet için ölen mafya kahramanlarının anlatıldığı diziler yayınlıyor. Bu koşullarda birçok Türk öğrenci milliyetçi bir zihniyette eğitiliyor, kendilerini kolayca doğru olmayan bir biçimde kavrıyorlar.
Toplum kendi içinde bir açıklık yolunda dönüşüyor ama bu çok yavaş gerçekleşiyor.
Vish: Türklerin Hrant Dink'in cenazesine katılması dünyaya Türklerin Türkiye'deki Ermenilere destek olduğu mesajını vermek için bir siyasi strateji olabilir mi?
Shihab: Böyle söylenebilir, ama zaten katılanların birçoğu ve birçok Türk, katılma nedenlerinin açıkça dünyaya Türklerin böyle bir cinayeti onaylayacak barbarlar olmadığını göstermek olduğunu söylediler. Türkiye'de kimse, zaten, bunu kamuya açık bir şekilde onaylamıyor.
Sorun elbette, birçok Türk'ün bir nefret duygusu içinde gelişen bu grupların varlığı gerçeğini reddetmesi. Bu cinayet için birçok komplo teorisi bulmaya çalışıyorlar. Pek çok gazete böyle bir cinayetin Türkiye'nin düşmanları tarafından işlenebileceğini yazdı.
Otoriteler, Başbakan Erdoğan kurşunların Türkiye'ye sıkıldığının altını çizdi ve milliyetçi çevreler bunun Ermeni çevreler tarafından soykırım yasasının özellikle ABD'de kabul edilmesini kolaylaştırmak için yapıldığını söylediler. Bazıları Mossad'dan bile söz etti.
Bunun Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinde bir askeri operasyon yapmasını engellemek için yapıldığı bile söylendi. Bütün bu komplo teorileri Türk zihinlerde kayda değer yansımalar buldu.
Grichka: Şu anki durumda hükümet içinde soykırımın tanınması sürecini başlatabilecek biri var mı?
Krikor : Türkiye Ermen soykırımını tanımaya hazır mı?
Shihab: Türkiye, entelektüel çevrelerde bazı değişiklikler olsa bile, Dink'in cinayetinden önce soykırımı tanımaya hazır değildi. Her koşulda bütün sansürlere rağmen fikrin kendine bir yol açmış olduğu da reddedilemez.
Pek çok Kürt ve özellikle Aleviler tarafından soykırımın tanıması olanaklı görünüyor. Eski Başbakan Özal tanıma noktasına gelmek üzereydi. Ama Türkiye'nin seçim sürecinde girdiği mevcut durumda iktidar olmak isteyenlerin soykırımı tanıma ihtimali yok. (NZ/AÖ)
* 24 Ocak 2007'de Le Monde'da yayımlanan bu söyleşiyi Türkçe'ye Nilüfer Zengin çevirdi.