19 Ekim 2009'da Habur sınır kapısından Türkiye'ye giriş yapan grubun üç üyesi ile birlikte yargılanan sanatçı Farqîn (Yılmaz Dünen) yedi yıl bir ay ile 20 yıl arası hapis istemiyle yargılanıyor. Farqîn'e getirilen suçlamalar "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak." Ulusal basına yeni yansımasına rağmen sekizinci duruşması gerçekleşen davada savcı son mütalaasını sundu ve savunma süre istediğinden dava 1 Kasım'a ertendi.
Bianet'e konuşan Farqîn'in avukatlarından Mesut Beştaş "Gelenler örgüt üyesi o zaman karşılayanlar da örgüt üyesi şeklinde bir mütalaa verildi"dedi. Davanın diğer sanıkları Habur grubundan o gün sahneye çıkıp konuşma yapan Ayla Yıldrım, Nurettin Turgut ve Mehmet Şerif Gençdal.
Diyarbakır Batıkent Meydanı'nda karşılama için kurulan sahne üzerinde sunuculuk yapan Farqîn davayı Bianet'e değerlendirdi: "O gün Türkiye'de genel bir karşılama hazırlanmıştı Habur'dan gelen barış grubuna yönelik. Biz de Diyarbakır'da sanat yapan insanlar olarak buna destek olmak istedik ve ben bu olayın sunuculuğunu yaptım. Biz sahne üzerindeyken bu barış grubundaki arkadaşlara hoşgeldiniz dememiz, gönüllerin başkentine hoşgeldiniz, bu barış belki kalıcı olur, bu gelişle belki barış gelir Türkiye'ye ve insanlar Türkiye'de barış içinde yaşarlar dememizden kaynaklı hakkımızda açılan bir dava."
Suçlu bulunup bulunmayacağına dair ne düşündüğü sorulunca Farqîn, "Ben böyle durumlardan ceza alabileceğimi düşünmüyorum ama savcılarla hakimlerin vereceği kararı şimdiden kestirmek güç . Umut ediyoruz ki red çıkar bu davada çünkü şiddet içeren bir durum yok, insanları şiddete teşvik eden bir durum yok" dedi. Amacının barış sürecine destek olmak olduğunu söyleyen Farqîn, iddianamede geçen sözlerinde de farklı bir şey olmadığını ekledi.
Bianet'in aynı soruyu yönelttiği Beştaş ise "Hukuk insanın güvendiği bir alan olmalı ancak ne yazık ki hukuk güvenliğini ortadan kadıracak kararlarla karşılaşıyoruz yer yer burada" dedi ve müvekkilinin suçlu olmadığını savundu.
Beştaş şu şekilde devam etti: "Bu insanlar Habur sınır kapısından girdiklerinde Başbakan bir açıklama yapmıştı. 'Bu manzara karşısında duygulanmamak mümkün mü?' demişti. 'Biz getirdik, daha gelecekler' diye İçişleri Bakanı açıklama yaptı. Siz getirdiyseniz karşılayanlar neden örgüt üyesi oluyor? Siz getirdiyseniz o zaman siz de örgüt üyesisiniz." Hükümetin ilk üç gün Habur sürecini sahiplendiğini ancak sonradan kamuoyu tepkisi ile hem iktidarın hem de mahkemelerin fikir değiştirdiğini söyleyen Beştaş, sürecin hukuki değil siyasi olduğu görüşünde. (ÖÖ)