Dava açanlar
Işıl Özgertürk , Figen İsbir, E. Seçkin Yaşar , Hülya İri, Ayşe Handan Ersin , Gülümser Ataç, Gün Gündüz Kadirbeyoğlu , İffet Tekin, Hüseyin Kaya , Fatih Fethi Aksoy ve Recep Yarcan 'ın BDDK, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Hazine Müsteşarlığı'na, Hazine kaynaklarının batık bankaların kurtarılması için kullanılması nedeniyle dava açtılar.
Kişi başına 580 milyon lira zarar
Cumhuriyet Gazetesi Köşe Yazarı Işıl Özgentürk, BİA'ya yaptığı açıklamada, " İçi Boşaltılan bankaların zararlarını kapatmak için Hazine'den 6.1 milyar dolar para alındı. Bunu 70 milyon insana bölersek, hepimizin cebinden 580 milyon Türk lirası çıkıyor" dedi.
AİHM'ye gidilecek
Medyanın konuya duyarsızlığını vurgulayan Özgentürk, "Biz bunu haketmedik. Bankalar kötü yönetildiyse bu bizim kabahatimiz değil. Biz ödemek zorunda değiliz. Açtığımız davalarda hakimler bizi destekliyor ama maalesef Türk hukuk sistemi hak aramaya uygun değil. Zaten Hüseyin Kaya'nın davası reddedildi. Davayı AİHM'e götüreceğiz " diye konuştu.
Işıl Özgentürk'ün BDDK'ya karşı açtığı dava 10 Nisan tarihinde İstanbul Sirkeci Adliyesi 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülecek.
Özgentürk sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devlet bizi adam yerine koymuyor. 'Ben sizin paranızı alır, çıkar gruplarına veririm, size de bakmak kalır' diyor"
Ülkem ne güzel olurdu?#
Özgentürk Cumhuriyet Gazetesinin 5 Kasım 2001 tarihli yazısında Hazineden bankalara aktarılan paralarla neler yapılabileceğini şöyle anlattı:
*"Her gün sayıları artan sokak çocuklarından en az bin tanesi asla sokak çocuğu olmayacaktı.
*Eğitime yatırılan para arttığı için, binlerce genç insan umutsuzluk batağına saplanma şansını bulamayacaklardı. İstedikleri okullarda, istedikleri eğitimi göreceklerdi.
*Belki annem daha çok yaşayacaktı. Hazin hastane görüntüleri kendiliğinden ortadan kalkacaktı.
*Deprem bölgesinde insanlar bu kez de adam yerine konulmamaktan, iş bulamamaktan depresyona girip birer yaşayan ölü olmayacaklardı.
*Her gün en az iki bin kadın orospuluğa başlamayacaktı.
*Her gün en az bin kavruk Anadolu delikanlısı fahişeliğe soyunmayacaktı.
*Cümle alemin karnı daha iyi doyduğundan, her kes şöyle bir arkasına yaslanıp "yahu bu dünyada neler oluyor?" diye etrafına bakınmaya başlayacak, bunun sonucu Televolelerin, Paşa, Şamdan gibi dergilerin satışı düşecek, Türkiye manken kızların kiminle yattığını daha az merak edecekti. Ve her gün sayısı artarak birileri kendine 'ben kimim? Bu dünyadaki varlığımın nedeni ne?'sorusunu soracak, bu sorunun ardından da sanan değil gerçek özgürlüğü bulmaya çalışacaktı. Sorular soruları izleyecek ve pek çok kişi içleri ürpererek insan gibi yaşamanın ilk adımlarını atmaya başlayacaktı.
*Pek çok iş olanağı sağladığından işsizlik endişesi ortadan kalkacak, bunun sonucu insanların hak isteme, direnme gücü artacaktı. Bu da kültür coğrafyası çok renkli bu ülkede demokrasinin dans adımlarıyla ilerlemesini sağlayacaktı.
*Kürt delikanlılar artık dağlara çıkmayacak, tezgahının başında kendi türküsünü Kürtçe söyleyebilecekti.
*Yılda en az yetmiş film yapılacaktı.
*Yüz binlerce kitap basılacak, internet geyik muhabbeti için değil sadece bilgiye ulaşmak için kullanılacaktı.
*Türk doktorları imkanlar elverdiği için pek çok uluslar arası başarıya imza atacaklardı; Mimarları da, mühendisleri de,yazarları da, çizerleri de, operacıları da, sporcuları da .
*Ve en önemlisi aşk artık bu ülkenin topraklarında özgürce dolaşacak ve Batman'da olduğu gibi gencecik kızlar art arda intihar etmeyeceklerdi. Herkes kendi bedeninden kendi cinselliğinden hoşnut yaşayacaktı.
*Bütün bunlar hayal değildi. Olabilirdi. Ama vampirler ve onların işbirlikçileri yıllardır hepimizin kanıyla semirdiler, beslendiler ve bize kendimizin posası kaldı" (YV/YÖ)